Telefonumun gece aydınlatmasını sonuna kadar açtum. Bu zifiri karanlıkta ışığım olmasına rağmen, her duydupum çıtırtı sesinde adımlarımı biraz daha hızlandırıyordum.
Meltem ile aramda fazla bir şey gelişmemişti ama bu gelişmeyeceği anlamına gelmezdi. Meltem çok güzel bir kızdı ve ondan hoşlanıyordum gerçekten. O göründüğü kız gibi durmuyordu aslında, belkide o göründüğü kızdı ama bu benim için bir şey fark eder miydi?
Daha ne kadar koşmam gerektiğini düşünürken bir ağacın üstünde kırmızı ışığı yanan bir kamera gördüm ve kameranın bakış açısına baktığımda ise Meltem'i ağaca bağlı bir şekilde hala baygın bir vaziyette buldum.
Öncelikle hızla ağaca tırmandım ve Kamerayı ağaçtan indirip yere attım ve üstünde zıplayarak kırdım. Meltemin bacaklarının üstünde oyuncak bir yılan olduğunu gördüm ve onuda alıp elimden geldiğince uzağa fırlattım. Öncelikle Meltem'in ağız ve göz bantlarını dikkatkice çıkarttım, sonrada onu ağaca bağlayan ipide çözdüm ve yan yatıp düşmemesi için elimi yanağın koyarak onu usulca yere yatırdım. İpliği alıp top haline getirdim ve onuda başka bir tarafa fırlattım.
Etrafa son bir kez daha göz gezdirdikten sonra, dikkatlice Meltemi kucağıma aldım. Birazcık ağırdı ve kol kaslarım birden gerilmişti. Fazla güçlü bir yapıya sahip değildim ama onun yerine çok hızlı ve çevik olduğum söylenirdi.
Tam kamerayı kırdığım yerden geçerken ayağımla toprağın üstünü dağıttım ve yere dökülen son bahar yapraklarının altına doğru iteledim. Sonra tekrardan Meltemi sıkıca kavramak için iki kıpırdandım ve onu düşürmeden okula kadar götürebileceğimi düşünerek milim milim yola koyuldum.
Tam yarım saat geçmişti ve ben daha ana yola yeni çıkmıştım. Bu kız benim için gerçekten çok ağırdı. Ya Meltem çok kiloluydu yada ben çok zayıf.
Ana yoldan okulun giriş kapısına doğru güç bela yürüdüm. Okulun içinde mavi bir ışık yanıp sönüyordu. Sırf merakımdan adımlarımı hızlandırmaya başlayacaktım ki az kalsın Meltem ile beraber yere kapaklanıyordum.
Ayağımla duvarın kenarından destek aldım ve Meltem'i son bir kez daha sıkıca kucağıma yerleştirdikten sonra okula doğru yürüdüm.
Okul bahçesinin içinde bir adet ambulans ve ambulansın etrafında yurdun bütün öğrencileri toplanmıştı. Konsantrasyonumu fazla bozmamaya çalışarak ambulansa doğru yürüyordum ki Meltem'in bacakları az kalsın kolumdan aşağıya kayıyordu. Son anda birinin bana destek olmak amaçlı önce bacağından tuttuğunu sonrada komple kızı üzerimden aldığını gördüm. Bana kimin yardımcı olduğunu görmek için başımı kaldırıp baktığımda Okan hoca ile karşılaşınca birden ne tepki vereceğimi bilemedim.
"Meltem'e ne oldu?" diye sordu sert bakışlarını yüzümde gezdirerek.
"Onu çöp bidonlarının hemen yanındaki ağaçlıkta baygın buldum hocam" diye yalan söyledim.
Bana inanmadığını belli edercesine yüzümü bir müddet daha inceledikten sonra yanımıza gelen beyaz önlüklü okul hemşiresi "Bir yaralı daha mı?" diye sordu Okan hocaya.
"Baygın bulunmuş."
Hemşire hemen Meltem'in aşağıya sarkan bileğini tuttu ve nabzını kontrol etti. "Evet sanırım bayılmış, onu bizim okulun revirine alalım."
Kızların yatakhanesinin önünde toplanmış kalabalığı güç bela yararak okulun içindeki revire vardık. Okan hoca Meltem'i hasta yatağına yatırdığı gibi hemşireye "Biz koridordayız" dedi ve bana bakışları ile kapıyı işaret etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ajan Akademisi (TAMAMLANDI)
Teen Fictionİki Ajan akademisinin bazı nedenlerden dolayı birleşmesi ile öğrencilerin bütün düzeni alt üst olur. Kavgalar çoğalır ve rekabetler artar. Bunun yanında birde, aşk karmaşası ve kıskançlıklar da ortaya çıkınca, bütün sırlar ortaya dökülür...