Sera'nın yanından ayrıldığım gibi Erdem'i Okul dolabının içine bir şeyler koyarken gördüm. Yüzümde belli belirsiz bir gülümseme oluştuğunun farkındayım fakat fazla umursamamaya çalışarak birden arkasında durdum ve gözlerini ellerim ile kapattım.
"Maya?"
"Maya mı?" diyerek birden ellerimi geri çektim. Ben daha bil bakalım ben kimim bile dememiştim...
Erdem'in arkasını dönmesi ile yüzüme bakıp "Ecem" demesi bir oldu.
"Ne Ecem'i, Ecem de kim? Mayaydım ya ben hani..." dedim ve ellerimi ilk okulda çiçek yapan çocuklar gibi birbirine doladım sinirle.
"Hey tatlım özür dilerim normalde bu gibi tatsız şeyleri Maya yapar da."
Tek kaşımı kaldırıp "Tatsız?" diye sordum.
Erdem hızla dolabının kapağını kapatıp "Lütfen ama bebeğim yapma böyle" deyip bana sarıldı. "Daha yeni yeni aramızı toplarken bu gibi saçma şeyler yüzünden atışmayalım" diye fısıldadı kulağıma.
Dün bütün gece Erdem ile mesajlaştığımızdan dolayı aramızı daha yeni yapmış sayılırdık ama bana Maya diye hitap etmesi oldukça sinir bozucuydu.
Erdem kollarını yavaşça benden çekerek "Sera olayından haberin olduğunu düşünüyorum" dedi ve ellerimi tutup kendisine doğru çekti.
"Evet var, çok sinirli ve bizimle de pek konuşmak istediği söylenemez" diye yalan söyledim.
"Bunun altında kalmayacağını düşünüyorum" dediği an gözbebeklerimiz buluştu.
Amacın ne senin? Zaten düşmanımın kankasısın birde gelmiş bana böyle bir şey söylüyorsun. Ya çok salaksın, yada sazan...
Erdem cevap vermeyeceğimi anlamış olacak ki "Yanlış anlamadın beni umarım" dedi.
"Aslına bakarsan" diyerek ellerimi usulca geri çektim. "Seni şuan tamamen yanlış anladığımı düşünüyorum, yani en azından yanlış anladığımı umuyorum."
"İstersen söylemek zorunda değilsin, ben sadece az çok Serayı tanıdığım kadarı ile soruyorum."
"Yok sorma" dedim ve bugün Erdem'in saçlarını açık bıraktığını fark ettim. "Hey" dedim birden motivasyonumu tekrar yükselterek. "Saçların, aman Allahım" diye ciyakladım. "Onları açık bırakmışsın."
Erdem elli ile önüne düşen tutamları arkasına bıraktı. "Eh, arada bir açık bırakmayı severim. Boşuna uzatmadım bunları."
Az önceki olay hiç yaşanmamış gibi gülümsedim, ona güvenmek istiyordum. Sanırım gerçekten ondan hoşlanmaya başlamıştım bile, deli dolu ve oldukça inatçı bir yapısı olsa da o Erdemdi işte. İlk gördüğümde düşmanım ile aynı masa da oturan yeri geldiğinde onlar ile iş birliği yapıp üstüne mikrofon takıp bizi konuşturan Erdem. Sanırım sonuç olarak oda beni seviyordu, umarım ki seviyordur eğer sevmiyorsa buna onu pişman ederdim.
"Çok güzel duruyorlar" deyip elimle bir tutamına dokunup "Bu akşam dışarı çıkalım mı beraber?" diye sordum.
Erdem şok olmuş gibi yüzüme bir müddet bakıp cevap vermedi. "Dilini mi yuttun?" diye sormaktan geri alamadım kendimi.
"Sanırım" deyip pür dikkat yüzümü inceledi. "Bebeğim sen ciddi misin?"
Bebeğim mi? Vıcıklığa gel... Gerçi bana az öncede bebeğim demişti bu, vay piç vay. Kaş ile göz arası bebeğim muhabbetine girmişti benimle. "Dikkat dikkat sayın yolcularımıza duyurulur, Eğer bir daha şahsıma bebeğim derseniz bu buluşma iptal edilecektir. Tekrar ediyorum, bu buluşma iptal edilecektir" dediğim an Erdem ellerini belime dolayıp beni kendisine çekip yapıştırdı ve dudaklarımdan öpmeye başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ajan Akademisi (TAMAMLANDI)
Teen Fictionİki Ajan akademisinin bazı nedenlerden dolayı birleşmesi ile öğrencilerin bütün düzeni alt üst olur. Kavgalar çoğalır ve rekabetler artar. Bunun yanında birde, aşk karmaşası ve kıskançlıklar da ortaya çıkınca, bütün sırlar ortaya dökülür...