Masada ki sohbet harbiden sıkıcıydı. Ecem ile burun kıvırarak birbirimize baktık. 'Allahım ya sen beni al yada ben sana geleyim' diye dua etmeye başladım içimden.
Tarık kulağıma "Hadi ama gidelim, sıkıldım" dedi.
"Pardon? Sıkıldıysan kalk git" diye çıkıştım ona. Adama bak ya birde bana gidelim diyordu, geri zekalı.
Tarık kendisine hayran hayran bakan kızları es geçerek tekrardan bana baktı "Güzelim bari kalk dans edelim" derken sarışın çok şirin bir kızın masamıza doğru geldiğini gördüm. Tarığın kulağına bir şeyler fısıldadıktan sonra Tarık kızı azarladı. Ne olduğunu anlamak için kıza baktım.
"Bir şey mi oldu?" diye sordum tatlış tatlış, bu kız belki benim bugün ki kurtuluş biletim ola bilirdi.
Kız çok masum bir şeye benziyordu "Sabahtan beri ona bakıyorum ama onun beni dansa kaldıracağı yok bari ben gelip kaldırayım dedim, sorun olmaz umarım" dedi bana gülümseyerek.
Bende ona gülümsedim, Tarık kıza tekrar hayır dese de Tarığa bakarak "Saçmalama lan" dedim. "Kız ayağına kadar gelmiş daha ne, kalk dans et kızla."
Tarık şaşırsa da can sıkıntısının ağır bastığını bildiğim için onun kabul etmesini bekledim.
Beyefendi bir kaç kez oflayıp poflasa da kızın elinden tutarak onu piste doğru sürükledi. Yakışıklı olmasına çok yakışıklı birisiydi Tarık ama çocuk ruhluydu hala. Kadehimden bir yudum aldığım gibi birisi kulağıma "Bizde dans edelim mi" diye fısıldayınca kadehimle birlikte hızla o sese doğru döndüm.
Altar elimdeki kadehimi tutarak beni durdurdu.
"Hey, biraz yavaş ol hemen heyecanlanmana hiç gerek yok."
"Ne heyecanlanması be" derken Altar'ın gömleğinin üst düğmelerinin tamamen açık olduğunu fark ettim. Zaten ilgi çekmiyormuş gibi birde açarak millete göstermenin ne gereği vardı yani?
Altar birden elimde ki kadehi aldı ve masaya koydu. Ben daha ne olduğunu anlamadan kollarımdan tutarak beni dans pistine doğru çekti. Masada ki kızlara bile bakamadan kendimi dans pistinde buldum. Altar kızlara göz kırptı ve bizim Ecem ile Sevim gülüştüler.
Şıllıklar iki dakika da sattılar beni. Adi Şerefsizler ne olacak.
Altar ile dans pistinde birbirimize baktık. "Bu neydi şimdi?" diye sordum. Altar ellerimden tutarak beni döndürdü. Hiç konuşmadan dans etmeye başladı benimle. Altarı itekledim ''Seninle dans etmek istemiyorum.''
Altar ''sadece özür amaçlı, lütfen kırma beni'' dedi ellerimden zorla da olsa tekrar tutarak.
İç çektim ''Senin özrünün ben'' diye mırıldansam da o hiç oralı bile olmadı.
Canlı şarkı söyleyenlerin arkasındaki beyaz duvara yayılan ışık desenleri etrafın renklenmesine yardımcı oluyordu. Birden Hadiseden Yaz günü şarkısını söylemeye başladılar.
Altara somurtarak "Sevgilin görmesin?" dedim.
"Biliyor burada olduğumu" diye cevap verince şaşırarak Altar'ın gözlerinin içine baktım.
"Ayrıldınız mı yoksa?" diye sormadan edemedim.
"Hayır, bak arkandaki masadan bize bakıyor" diyerek çevirdi beni ve bu sefer Altar sırtını onlara dönmüş, bende yüzümü onlara karşı çevirmiş oldum.
Masada arkadaşları bardak çeviriyordu, "aha" dedim Altar'a. "İş şimdi belli oldu, özür dansımız şişe çevirmece dansıymış meğersem."
Sırıttı ama hiç umursamadan "yaz günü yakar bu güneş kavurur ya, kalbimi çalar bu deli tadı aşk ya" diye mırıldanmaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ajan Akademisi (TAMAMLANDI)
Teen Fictionİki Ajan akademisinin bazı nedenlerden dolayı birleşmesi ile öğrencilerin bütün düzeni alt üst olur. Kavgalar çoğalır ve rekabetler artar. Bunun yanında birde, aşk karmaşası ve kıskançlıklar da ortaya çıkınca, bütün sırlar ortaya dökülür...