Hafta'nın son gününde ki son dersimizde gözüm sürekli yukarıdaki soyunma kabinlerinin oradaydı. Yakın dövüş dersimizin artık son dakikalarına girmiştik ve Erdem'in bugün bana ek ders verme sözü vardı. Gerçi ders diyemezdik buna, onun yanındayken hep yavaş hareket ediyordum ki bir gün bana çok yavaşsın biraz daha çalışman gerekiyor demişti. Bende ona çok biliyorsan gel san çalıştır diye top atmıştım, oda o topu alıp potaya basket atarcasına hemen kabul etmişti. İşte şimdi o gün gelip çatmıştı. Erdem bana söz verdiği gibi bugün beni ekstradan çalıştıracaktı.
"Tamam çocuklar bu kadar ders yeter, hepinizi değerlendirdim ve sizin sınıflandırılmanız ile ilgili bütün notlarımı aldım. Bu Pazar hepinizi onar gruplara bölüp asıl eğitiminize başlayacağız" dedi Çağla hoca. "Hepinize iyi hafta sonları dilerim ve okulda kalan öğrencilerimiz Pazar kalmayanlar ise Pazartesi panoya bakmayı sakın unutmasın. Ders planınızı ona göre ayarlayın, şimdi gide bilirsiniz."
Herkes sınıftan çıkmak için hareket ettiğinde spor salonun kapısı açıldı ve Erdem içeri girdi. Yüzümde oluşan gülümsemeyi gizleme gereği bile duymadan ona doğru bir adım yürüyecektim ki Çağla hoca "Hayrola Maya?" diye sorarak durdurdu beni.
"Erdem ile biraz daha antreman yapmayı planlıyorduk hocam."
Çağla hoca bize doğru gelmekte olan Erdem'i süzüp "Onun sol koluna yüklen" dedi. "Sürekli sağ kolunu kullandığı için sol kolu çok yavaş ve hızlı tepki veremiyor."
"Ben onu çalıştıracağım hocam o beni değil" dedi Erdem yanımıza gelip konuya dahil olarak.
Çağla hoca yüzünü ekşitip "Ama Maya okulda..." diye cümleye başlamıştı ki, hemen lafını bölerek "Evet hocam Erdem beni çalıştıracak ama istediğiniz gibi onun sol koluna yüklenirim" dedim.
Erdem bana sırıtarak tek omzunda tuttuğu çantasını bırakmak için duvara doğru yürüdüğünde Çağla hocayla göz göze geldik. "Sen çok fena bir kızsın" deyip bana göz kırptı ve cebinden bir anahtar çıkartıp "Soyunma odalarının kapılarını sen kilitleyip bana getiriyorsun o zaman" dedi.
Mahcup bir şekilde gülümseyerek elindeki anahtarı alıp "Peki hocam" dedim.
"Hazır mısın?" diye sordu Erdem ayakkabısının bağcıklarını bağlarken.
Onun yanına doğru yürüdüm ve çantasının küçük ön cebine anahtarı koyup fermuarını çektim. "Evet hazırım" diyerek tepeden bağladığım at kuyruğu saçlarımı açıp tekrar bağlıyormuş ayağına vücudumu ona sergiledim. Artık beni fark etsin istiyordum, çok mu şey istiyordum. Hayır, peki o zaman beni neden inatla görmemezlikten geliyordu.
"Hadi o zaman en zayıf olduğun konuyu söyle de ilk oradan başlayalım."
Erdem ile birlikte spor salonunun ortasındaki mavi minderlere doğru yürürken "Denge kaybettirme de oldukça kötüyüm" dediğim gibi tam başını döndürüp bana bakacaktı ki mavi şortumu yukarıya çekiyormuş gibi yaptım.
Minderin üstüne çıktığımız gibi Erdem saldırı pozisyonunu aldı. Bende hemen karşısına geçip savunma pozisyonunu aldım ve heyecanla zaten bildiğim şeyleri bana tekrardan öğretmesini bekledim. Amacım sadece onunla birazcık yakınlaşmaktı, ondan hoşlanıyordum ama bunu söyleyemeyecek kadar gururluydum. Bana ilk açılanan onun olması gerekti ki aşkından emin ola bileyim. Ben Meltem ile Altar gibi olmak istemiyordum.
Erdem bir adım öne atıp sol eliyle bana vuracakmış gibi yaptı, anında o hareketini önledim ve tam o an sağ elinin avuç içi ile kulağıma hafifçe dokundu. "Eğer bu gerçek bir dövüş olsaydı kısmi sağırlık yaşayacaktın" dedi bana ve elini kulağımdan çekerek savunma pozisyonuna geri geçti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ajan Akademisi (TAMAMLANDI)
Teen Fictionİki Ajan akademisinin bazı nedenlerden dolayı birleşmesi ile öğrencilerin bütün düzeni alt üst olur. Kavgalar çoğalır ve rekabetler artar. Bunun yanında birde, aşk karmaşası ve kıskançlıklar da ortaya çıkınca, bütün sırlar ortaya dökülür...