12. Bölüm

423 63 69
                                    


İkili yukarıya çıktıktan sonra ikisi de sessizleşmişti en çok da Wooyoung çünkü onun tekrardan eski haline dönebileceğini düşünüyordu. Belki bir anlık yaptığı o hareketinden pişman bile olmuş olabilirdi, en azından bir yanı bu düşünceye saplanıp kalmıştı.

San onu izlediğinde kendisine bakmamaya çalıştığını fark ederek inatla ona bakmaya devam ediyordu. Yaptığı hareketten gayet emindi, arkasında duracaktı üstelik direkt olarak kendisine yüzlerce defa hatırlatmış olduğu konuşmama kuralını her defasında bir bahaneyle kırdığından artık dayanamadığını düşünüyordu. Wooyoung'da onu kendisine çeken bir şeyler vardı ve buna karşı koyamıyordu.

"Neden yüzüme bakmıyorsun?" San daha fazla dayanamayarak sormuştu. Ondaki ifade beklediği bir ifade değildi.

Ne söyleyeceğini bilemedi Wooyoung, ona bakamamaya da devam ediyordu. Ya tekrardan kalbini bir şekilde kırarsa o zaman ne olacaktı? Tekrardan susup oturacağını düşünmüyordu çünkü yaptığı şey konuşmanın daha da ötesiydi muhtemelen daha yüksek bir tepkiyle karşılaşmasını sağlayacaktı.

"Wooyoung neden konuşmuyorsun?" dedi San tekrardan konuşmayan adama. Cevap alamadıkça kalp atışları telaştan hızlanmaya başlamıştı.

İç çeken Wooyoung pes ederek ona dönerken açık açık konuşmanın daha iyi olacağını düşündü. "Tekrar uzak kalacakmışsın gibi geliyor, tekrardan eskiye döneceksin ve bunu yapmanı istemiyordum."

Ondaki durgunluğun sebebiyle karşılaşınca az daha olsa rahatlamayla iç çekmişti San. En azından tahmin ettiğinden daha kötü bir tepkiyle karşılaşmamıştı, tam tersi kendisinin değişeceğini düşünüyordu ve bu düşünceyi düzeltebilirdi.

"Gerçekten bunu düşünseydim konuşmama kuralına dönerdim ama yapmadım hatta daha büyük bir şey yaptım." dedi ikna edici bir tonla.

Koruması onu bekletmeden hızlıca cevapladığında umut dolu gözlerle ona bakmıştı. "İyiyiz yani?" diyerek içinde onu endişelendiren durumu yok etmeye çalışırken bir kez daha onay istedi.

Başını salladı San. "Eskisinden daha da iyi."

Umuyordu ki bu kez sözünde durabilsin. Ne tepki vereceğini, neler yapabileceğini gerçekten görmek istiyordu. Ona adımladığında geriye çekilip tekrardan telaş olmasını istemiyordu, kendisini resmen öpmüştü üstelik kendisi de ona karşı koyamayarak karşılık vermişti.

Yatağın bir köşesine kendisi oturmuşken oturduğu pozisyonunu toplardı diğer köşesini avuç içiyle patpatlayarak dikkatini çekti. "Yanıma otursana."

San önce kapıya baktı birisi gelirse hoş bir durum olmayacağı için gerildi. "Birisi anından gelip görürse?" diye endişesini dile getirdi.

"Kimse kapıyı çalmadan içeri girmiyor."

Haklıydı.

Koruması bir kez daha arkasını dönüp kapıyı kontrol ederken sessizce durdu eğer bir adım sesini işitseydi yerine geri dönecekti ancak şimdilik ortada herhangi bir sorun yoktu bu yüzden adımlarını ilerleterek ona doğru yürüdü.

Kendisine bakan Wooyoung beklenti dolu gözleriyle oturması için onu incelerken San yavaşça yatağa oturup bacaklarını dışarıda tuttu. Ondan azıcık uzak oturmuş gibi duruyordu. Wooyoung bunu kapı olurda onun korktuğu gibi hızlıca açılırsa toparlanmak adına yaptığını fark etmişti. Yine de her şeye rağmen istediği gibi yatağına oturup kendisine karşı gelmemesi yüzünden şaşırmıştı.

"Ne oldu?" dedi San kendisine bir şey söylemek isteyip çekindiğini anlamıştı. Sessizce kendisini izliyordu.

Çok geçmeden Wooyoung konuştu. "San aslında şu anda çok büyük bir risk alıyorsun ve babam patronun. Başını bile bana çeviremiyordun gerçekten emin misin buna? Bu yaptığınla her türlü şey olabilir. Öncelikle benim kafamı karıştırdın."

until you |woosan|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin