29. Bölüm

297 50 108
                                    


Yeosang her zaman olduğu gibi günlerdir arkadaşına demediğini bırakmamış şimdi de yatağında otururken tekrardan aynı şeyleri söylemeye devam ediyordu. Amacı onu üzmek asla değildi zaten günden güne çektiği acısı yüzüne yansımış sadece bir türlü çenesini tutamadığı için söylenip duruyordu. Evine gittiğinde de kendisiyle yüzleşip bütün suçlamaları kendi üstüne alıyordu.

"Ben sana demiştim. Seni gerçekten ortada bıraktı." Yine onu yapmış ağzına geleni söylemeye devam etmişti.

"Sağ ol cidden çok güzel motive ediyorsun."

Wooyoung tamamen rolüne kendisine kaptırmıştı ancak bu rol git gide gerçeğe dönüşmek üzereydi. Kaç gün oldu San'dan haber yoktu. Yeniden haftalar haftaları kovalayacak da onu göremeyecek diye delirmek üzereydi. İyi olduğuna dair bir mesaj bile yoktu. Bazı günler kafayı yememek için Yeosang'da kalıyordu en azından bu sayede de Jungkook onun peşinde dolanmıyordu.

"Wooyoung ben bu adama zaten güvenemiyordum anlattığına göre biraz gizli saklı işler yapan birisine benziyordu ama sen bunu düşünmemeyi seçtin."

"Hı hı." Göz devirdi.

Dön dolaş aynı şeyleri konuşmaktan kendisi de sıkılmıştı. San'ı beklemek bir yerden sonra ağır gelirken bir de onun sözleriyle baş etmek zorundaydı. Kendisine verilen notu bile çok özel bir yere koymuştu, San'ın el yazısıydı sonuçta. Bakıp bakıp tekrardan gözleri dolsa da dayanma sözünü kendisine çoktan vermişti. San dönecekti.

"Beni dinliyor musun sen?" Başını eğip yüz yüze gelmeyi amaçlayarak arkadaşına bakmıştı Yeosang.

"Moralim bozuk Yeosang aynı şeyleri söyleyip durman gerçeği değiştirmeyecek. Oldu bitti işte. Terk edildim. Her ne kadar haklı olsan da o da her ne kadar beni bırakıp gitse de hissettiklerim değişmiyor."

"Kafayı yiyeceğim. Sinirlenmiyor musun sen bu duruma?"

"Sinirleniyorum da yapabileceğim bir şey yok zaten olan oldu." diye ağzında gevelemeye başladı. Zaten tek kaldığında her şeyi detaylıca düşünüp delirme eşiğine geliyordu bir daha başkalarıyla bu konu hakkında konuşmak hiç yardımcı olmuyordu.

"Ona bir daha geri dönemezsin." dedi Yeosang tekrardan akıl vermeye çalışıyordu.

"Tamam dönmem." Dönecekti.

Yeosang odaya çıkmadan önce Jungkook peşlerine dolanmasın diye bir güzel tehditler savurarak onu odadan uzak tutmayı başarmıştı, ona da ayrı bir gıcık kapıyordu. "Bak bu koruma bozuntusu da benim sinirimi bozuyor bir tane patlatmak istiyorum. Ne bu adamın sana karşı olan tavırları?"

"Boş ver onu eskisi kadar değil en azından." Doğruydu. San gidince o da değişmişti.

"San gidince daha rahat olması gerekmez miydi? Bu da bir değişik."

Omuz silkerken ofladı. "Bilmiyorum. Hiçbir şey bilmiyorum. Ne Jungkook, ne San, ne de kendim hakkında bir şey bilmiyorum artık. Çok yoruldum düşünmekten."

"Hâlâ seviyor musun onu?"

"Evet. Bunu her gün sorman bir şeyi değiştirmiyor."

"Çünkü alışamıyorum. Bir kalemde her şeyi sildiğin için hoşlandığın kişiden anında soğuyan biriydin sen."

"San'dan hoşlanmıyorum ona aşığım fark bu."

until you |woosan|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin