39. Bölüm

193 24 64
                                    


"San yine benimle görüşmek istemiyor mu?"

"Öyle gibi duruyor." dedi Jongho söylemeye çekiniyormuş gibi. Sürekli bu durumun içinde olmaktan kendisi de rahatsızdı.

"Niye?"

"Bilmiyorum."

Wooyoung iç çekerken gözlerini ondan kaçırmıştı. "Kaç ay oldu."

Kapıda durmuş Yeosang ve Jongho'yla konuşurken Yeosang'ın neden onunla birlikte geldiğini anlamadığı için garip bulduğunu belli edercesine bakmıştı.

"Siz niye birlikte geldiniz? Yolda mı karşılaştınız?"

Arkadaşı önce yanındaki Jongho'ya baktı, kısa süreliğine gözleri buluşup bir şeyin onayını alırmış gibiydi daha sonra tekrardan Wooyoung'a döndü. "Aslında bunu sana daha erkenden düzgünce söylemek isterdim ama hiçbir zaman doğru zamanı bulamadım. Biz bayağıdır birlikteyiz."

"Ne?" dedi birden Wooyoung.

"Siz Fransa'ya gidince bir şeyler oldu, zaten sonrasını biliyorsun ortalık karıştı ve söylemek için sıra gelmemişti." Bu kez Jongho konuştu. "Her neyse. Aslında ben buraya bir şey söylemeye geldim."

Konuyu birden yok sayıp yenisine geçtiğine göre asıl olaya geldiklerini hissetmişti Wooyoung. Kalbi şimdiden gerilip hızlanmaya başlarken Jongho'nun sakin konuşmasının altında yatan gergin hava kendi vücuduna temas edince tüyleri diken diken olmuştu.

"Kötü bir şey mi? Niye gerginsin? Jongho bir şey söyle hemen. San'la ilgili değil mi?"

"Hayır aslında iyi bir şey ama önceden demedim diye bana kızma, o istedi." diye durdurdu hemen onu.

San neyi istemişti de yine geç duyacaktı?

"Neyi?"

"Bugün San'ın mahkemesi vardı ve sonunda serbest kaldı. Yani San dönüyor."

"Kurtuldu mu?" dedi şokla.

Jongho kafasını sallayarak onaylarken o önce hangi konu hakkında konuşması gerekti buna karar vermeliydi. San dönüyordu evet bu çok iyi bir durumdu ama bundan önce bir konu vardı o da bu sonuca varılmadan önce biten mahkemeden neden onun haberi yoktu?

"Mahkemesi vardı ve ben niye orada değildim? Benim niye haberim yoktu bundan?" Bağırmak istese de bağıramıyordu çünkü karşısındaki yüzünden olmadığının farkındaydı.

"Söyleme dedi."

"Sen de söylemedin."

"San hiçbir şeyi sebepsiz yapmaz mutlaka bir bildiği vardır. O geldiğinde ona sorarsın artık." Jongho ortamdan kaçmak ister gibiydi ve peşine tekrardan konuyu değiştirip onlara uzak duran adama gözü ilişti. "Jungkook sana ters bir şey yapmadı değil mi?"

San konusuyla ilgilenecekti bunu bırakmış değildi hatta direkt San'la yüzleşmek istiyordu. Kırılmış hissediyordu.

"Hayır." Aklı San'da olsa bile cevap vermeye çalışmıştı. "Garip bir şekilde o olaydan beri çok değişti hatta San'ın ilk korumam olduğu dönemlerdeki gibi. Benimle hiç konuşmuyor sadece güvenliğim için peşimde dolanıyor. Üstelik babam onu işe almadı bile bu yüzden artık eve giremiyor tabii."

"Affettin mi onu? Seni sinir edip yanaşmaya çalıştığı çok dönem oldu Wooyoung." dedi Yeosang.

"Onun hakkında bir şey düşenecek durumda bile değilim kafam sadece San'a çalışıyor. Birinci önceliğim onun bana geri gelmesi."

"Wooyoung," Jongho tekrardan araya girdi, ses tonu çok yumuşaktı kesin başka bir sorun vardı bunu Wooyoung'a tekrardan hissettirdi. "San sana gelse bile bir şeyler değişebilir buna hazırlıklı olman gerek o yüzden onunla karşı karşıya gelmeden önce benden duy."

until you |woosan|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin