2. Bölüm

536 72 105
                                    


Tüm gece gergin bir şekilde yatağında döndükten sonra camına vuran güneşle birlikte uyanıp arkasına baktığında korumanın sessizce onun sabah kahvaltısını getiren yardımcı için kapıyı açtığını görmüştü. Yardımcının arkasından da babası ona doğru ilerleyerek korumaya bakış attı ve koruma kapıdan çıkarken omzuna elini koyup olumlu bir tepki verdiği de gözünden kaçmamıştı.

"Sen odana gidebilirsin." demişti korumaya. San sadece akşamları yanında kalacağı için birinci günü tamamlayarak uyumak için kendi odasına yöneliyordu.

Uykulu gözlerini ovuşturarak odasında yaşanan bu karmaşaya anlam vermeye çalışırken babası yatağının yanına geçip ellerini beline yerleştirek uyanmaya çalışan oğluna baktı.

Her şey birden yaşanmaya başlamıştı üstelik evde ilk günüydü hem de akşam hiç tanımadığı biriyle aynı odada kaldığı için gözetlenme duygusu onu rahatsız etmiş, bir türlü uyuyamamıştı. En sonunda bedeni uykusuzluğa dayanamadığı için de yatağında sızıp kalmıştı. Fazlasıyla yorgun uyandığı için huysuzluğu üzerindeydi.

Yardımcı, kahvaltısını masaya bırakıp saygıyla eğildikten sonra odayı terk ederken kapıyı kapattı ve Wooyoung'la babası odada tek kaldı.

"Bir sorun var mı?" demişti babası.

"Sence?" Wooyoung imalı bir şekilde sorarken bir eliyle yataktan destek alarak doğrulmaya çalıştı. "Odamda bir yabancı vardı, sürekli benimle bu rahatsız edici olduğu için uyuyamadım bile."

"Sadece bir süreliğine buna katlanman gerekiyor en azından onlar yakalanana kadar."

Babasının sözüne karşı dalga geçer gibi alaylı bir gülüş duyuldu. "Buna inanıyorsun sende."

Aradan iki ay geçmişti, ilk günden beri sıkı çalışmalar yapılıyordu ama adamlar o kadar iyi iz kaybettiriyordu ki Wooyoung onların bulunacağına dair olan umutlarını kaybetmişti. Ömür boyunca böyle gizli bir şekilde yaşayacaktı, yüzünü herkesten saklamak zorunda kalacaktı tüm hisleri bu yöndeydi. Eski hayatındaki özgürlüğünü özlüyordu artık.

"Polislerin ne kadar sıkı çalıştığını biliyorsun Wooyoung her şey incelendi yer değiştiren onlar." Babasının her zamanki yaptığı aynı konuşma bir kez daha tekrarlanıyordu. "Kahvaltını yap şimdi."

"Aç değilim."

"Wooyoung." demişti uyarıcı bir sesle.

Göz göze gelip inatla bakıştıktan sonra Wooyoung tekrardan bedenini yatağa yatırıp boş boş tavana bakmaya başladı. Babası da pes ederek arkasını döndü, kapıyı açık bırakarak odayı terk ederken son bir kez daha dönüp ona bakmıştı. Oğlunun ne kadar yorgun hissettiğini biliyordu öyle de gözüküyordu zaten. Ona kızıp karşılık vermesine katlanıyordu yoksa Wooyoung duygularını belli edemeyecekti, en azından bu şekilde davranması bir yönden iyiydi.

"Ben yine gelirim."

Wooyoung ona bakmadan cevapladı. "Yataktan çıkmıyorum zaten. Beni kontrol etmene gerek yok."

"Akşam yemeğinden sonra tekrardan San yanına gelecek. Her zaman ne yapıyorsan yapmaya devam et, o yokmuş gibi davran çünkü bu duruma alışman gerek."

Bakışlarını babasına çevirmişti. Adını sorduğunda cevap vermemişti şimdi bir şekilde öğrendiği iyi oldu sinirini bozarsa bunu söyleyebilirdi. "Adı San mıymış?"

"Başkaları hakkında bilmen gereken bir şey yok aynı şekilde onların da senin hakkında bir şey bilmesine gerek yok. Sadece işini yapmak için burada." Gözlerini ondan çekmeden onay bekleyen babası zoraki bir baş sallama görünce odadan çıkmıştı.

until you |woosan|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin