"Onu mu bekliyorsun?" Jungkook tekrardan canını sıkmaya başlama girişimini geciktirmemişti."Evet onu bekliyorum ne söyleyeceksin yine? Karışma artık bana."
"Aptalsın."
"Düzgün konuş benimle." Wooyoung tekrar ve yeniden kızmaya devam edip susturmaya çalıştı, başarılı olamayacağını biliyordu. Durup durup kendisine böyle şeyler söylemesi yetmiyormuş gibi bir de açık açık yürümeye devam ediyordu.
Jungkook kısık sesle güldü. "Tatlı."
Sinirli bakışlarını ondan çekip etrafa bakındı. Bu adamın düzeleceği yoktu belli ki uğraşmaya devam edecekti.
Akşam San'ı görmek için kulübe gelmişlerdi ama San kapıda değildi bu yüzden ona mesaj atarak içeriye girdiğini söylemişti. Aynı zamanda kapıdaki diğer koruma da yoktu ikisinin birden yok olması ona garip gelmişti. Son birkaç gündür ondan doğru düzgün haber bile alamıyordu, gittikçe uzaklaşmaya başlamasına anlam veremiyordu üstelik yanındaki yeni korumasına karşı kötü bir şey mi yapacak, neden öyle konuştu acaba diye telaş içindeyken şu an bu durumu yaşıyor olması da değişikti. San tam tersi inadına kendi evine gelir diye beklemişti, o ise uzaktı hem de hiç olmadığı kadar.
Yeosang'la konuşup onu da davet etmişti ama onun trip atma işlemi devam ettiği için San'ın olduğu bir ortama girmeyi kabul etmedi, kendisine kırgınlığı da devam ediyordu. Ona yeni korumasından da bahsetmişti. Her ne kadar küsmüş gibi davransa da hayatlarındaki detayları bir bir anlatmaya devam ediyordu ikili. Bu koruma fikri onu sadece telaşlandırmıştı. Wooyoung her detayına kadar anlatmıştı onun söylediği tek şey ise "Neden babana söylemiyorsun onu işten kovsun." olmuştu. Jungkook öyle biriydi ki belki ters bir şey yapar diye endişeleniyordu şimdilik kendisi uğraşmaya devam edecekti.
Beklemekten dayanamayıp karşısındaki adama doğru yüksek sesle bağırmak için masaya tutunarak yerinden kalktı. "Hwa, San neden kapıda değildi? Gördün mü hiç onu?"
Seonghwa ona bakıp bilmiyorum dercesine omuzlarını kaldırıp daha sonra işine devam etti.
İçi huzursuzdu. Yine neler oluyordu? Başını Jungkook'un olduğu tarafa çevirmeden kapı girişine bakmaya devam etti. Jungkook ondan biraz daha uzakta duruyordu, Wooyoung bunu dışarıya karşı koruma görüntüsü çizmemek için olduğunu varsaydı ya da alakası bile yoktu, hoşuna giden birini gözüne kestirip düşürmek istiyordu. Etrafa attığı, milletin üstünde gezindirdiği bakışlarından bile belliydi.
Kapıyı izlemeye devam ederken sonunda içeriye San girdi tam ona bakarken gülümseyecekti ama onun gibi kendisi de duraksadı. Sadece elini kaldırıp bulunduğu yere gelmesini sağladı.
San kendisine yaklaştı, sırtını yüksek bar masasına yaslayıp insanların olduğu tarafa bakmaya başladı. Yüzüne bakmıyordu. Gelince kendisini öpmemişti hatta sarılmamıştı bile. Üstünde fazlaca ciddiyet hakimdi ve bu durum hiç hoşuna gitmemişti. Gözlerini suratında gezdirerek süzmeye başladığında bir şeylerin doğru olmadığını anlaması uzun sürmemişti.
"Bir şey mi oldu?" dedi kulağına eğilerek.
"Bitsin şu olay." Ses tonu buz gibiydi.
Wooyoung anında gerilmişti San'ı hiç bu şekilde görmemişti. Zamanında odasındaki koruma görevindeki halinden bile farklı bir adam vardı yanında. "Hangi olay?"
San ona döndü, keşke dönmeseydi de Wooyoung bu bakışlarla karşılaşmasaydı. Öyle bir bakmıştı ki tüylerini diken diken edecek türdendi. Kendisine tam olarak düşman gibi bakıyordu. Wooyoung ona karşı kötü bir şey yapıp yapmadığını bile düşünmeye başlamıştı.
![](https://img.wattpad.com/cover/364716757-288-k163083.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
until you |woosan|
FanfictionTanık koruma programına alınan Wooyoung'un özel korumaya ihtiyacı olduğunu düşünen babası San'ı işe alır. "Her şey kötü gidiyordu ta ki San'a kadar."