21. Bölüm

274 52 110
                                    


İkili bahçede oturmuş sıcaklaşmaya başlayan havanın tadını çıkarıyordu.

San artık daha rahat yürüyebiliyordu en azından tek başına yapması kolaylaşmıştı. Wooyoung yine de hiçbir şekilde onu yalnız bırakmamaya çalışıyordu bunu genelde çaktırmadan yapmaya çalışıyordu elbette. Kendisi için bir rutin haline gelmişti, uyanır uyanmaz önce San'ı ziyaret eder sonra yemek yerlerdi. Bugün onu daha iyi gördüğü için de bahçede oturmayı teklif etmişti zaten gün içinde evde yürüyüşler yaparak kendisini alıştırmaya çalışıyordu San.

Evi çevreleyen korumalar azalmıştı, polisler azalmıştı bu da ikilisinin konuşabileceği ortamı daha rahat bir hale getiriyordu.

Babası onları görünce yaklaştığı için Wooyoung kafasını çevirip kim geliyor diye baktı. Yerinde biraz dikleşip ona gülümsemişti. Babası da aynı şekilde karşılık vererek tekli koltuğa oturup San'ı süzünce bakışları korumasıyla birleşti.

"Daha iyi gözüküyorsun."

San gülümsedi. "Yürüteç olmadan yürüyebiliyorum, sayenizde daha iyiyim efendim."

"Eskiye dönmene sevindim San."

"Henüz eskiye dönmüş değil." diye araya girdi Wooyoung. "Eski görevini yerine getirecekse bir süre daha dinlenmesi gerek."

"Evet bu yüzden yanına birini tutayım en azından kapında dursun diyorum ya zaten." diyerek babası tekrardan o düşünceyi aklına sokmaya çalışıyordu.

"Yakalandıklarını söylememiş miydin?"

"O gün orada kim varsa yakalandı. Patronlarını da öttüler onlar da yakalandı ama beni biliyorsun belki rahat hissetmezsin diye."

Wooyoung, babasının kendi kuşkularını ona yönelterek aynı hislere bürüneceğini sanıyordu ama kendisi kararından oldukça emindi.

Başkasına ihtiyaç duymuyordu. Etrafta yavaş yavaş kimse kalmayınca buna gerek olduğunu düşünmüyordu. Ayrıca kendisi de iyiydi. Hem fiziksel olarak hem de mental olarak iyi olduğunu ona da kanıtlıyordu. İyi olması zaten San'a bağlıydı o iyiyse kendisi de iyiydi.

"Sorun yok korkmuyorum, daha iyi uyuyorum. Korumamla ilgilenirsem eskiye dönüp tekrardan görevini yerine getirebilir öyle değil mi? Sonuçta her şey benim yüzümden oldu."

Babası bu sözlerden hiç memnun değildi, yüzünden bile anlaşılıyordu. "Senin yüzünden olmadı Wooyoung görevi zaten seni korumak bütün riskleri bilerek bu işi yapıyor."

"Görevi beni korumak ama başkasının tehditiyle oluşan bir kaza değildi bu onun arabadaki halini biliyorsun."

"Evet, iyi bir iş çıkardı."

"Evet o kadar iyi bir iş ki belinden anlaşılıyor." Sesi babasına inat yapar gibi çıkmıştı.

Aralarında oluşmaya başlayan atışmadan San rahatsız olmaya başlamıştı.

Babası sesli bir nefes verince Wooyoung gerginlikle konuştuğu için öne doğru eğildiğini yeni fark etmişti, ona zaman tanıyarak arkasına yaslandı.

"Ne yapmamı bekliyorsun Wooyoung? Neden bana çıkışıyorsun? Ben mi yaptım ya da ben mi durduramadım tüm bunları?"

"Hayır bunları söylemiyorum sadece onu düşünmeden konuşuyor gibisin beni rahatsız etti." dedi sanki yanında San yokmuş gibi rahat davranıyordu. En azından arkanı kollarım sözlerinin arkasında duruyordu.

"Benim asıl önceliğim sensin. Elbette başkasından önce seni düşüneceğim. Kendimden önce de seni düşünüyorum."

"Biliyorum." Wooyoung sesini alçaltmaya başlamıştı biraz sakinleşiyor gibiydi.

until you |woosan|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin