23. Bölüm

347 59 125
                                    


Yeosang'ın sözlerinden sonra dünyası birden ayaklarının altından çekilmiş anlamında kullanılan bu sözü birebir yaşamıştı.

"O." Wooyoung zar zor yutkunabildiğini hissetti. "Yapılı birisi, koruma işte o başkası olamaz. O mekandan bahsetmiştim orayı bildiğini söylemişti hatta senin arkadaşının orada çalıştığını da demiştim. Oradan birisinin beni tanıyacağını biliyordu."

Hızlı hızlı konuşuyordu.

"Adını çok iyi hatırlıyorum hatta Hwa bana dağ şakası yapmıştı." diye açıkladı Yeosang daha sonra aklını kurcalayan başka bir konuya değindi. "Seni bulmaya mı çalışmış yoksa karşına çıkıp acı mı çektirmek istiyor anlamadım."

Wooyoung'un heyecanı onun sözleri yüzünden tekrardan duraksadı. Acı çeken kendisiyken niye ona acı çektirmek istesin? Yine de cevapları alana kadar şimdilik bu tür düşüncelerini askıya asmıştı.

"Anlamanın bir yolu var. Kalk gidelim mekan çoktan açılmıştır zaten." Hızlıca yerinden kalktı.

"Gidelim de ben oraya uygun giyinmedim." dedi Yeosang üstüne bakarak.

"Benim dolaptan al bir şeyler bana da ayarla." diyerek banyoya doğru ilerlemeye başladığı için sesi duyulsun diye bağırmıştı.

"Sen nereye?"

"Banyo yapacağım."

Yeosang da onun peşinden bağırdı. "Güzel görünüp acı çektirelim kafası mı bu?"

"Adına ne dersen de karşısına iyi çıkmam lazım."

Wooyoung sinirlenecek miydi heyecanlanacak mıydı emin olmasa da oraya eski hali gibi gitmek istiyordu. San'ın kendisinde bilmediği bir yönü vardı o da eski haliydi. Wooyoung eski haline bürünürken tekrardan görüşebilecek olmanın gerginliğini yaşamaya başlayarak banyoya girdi.

***

Oydu, biraz ileride duruyordu.

Mekana yaklaşmaya başladığı gibi onu görünce aklı başından gitmişti. Yeosang durumu fark etmişti ama ilerlemeye devam ediyordu aynı şekilde Wooyoung da ilerleyip üstündeki şoku atmaya çalışıyordu. Ya çok kızacaktı ya da karşısında eriyecekti tüm bunlar olsa bile merak ediyordu neler olduğunu, dinlemek istiyordu. Doğru ya da yanlış bir karar vermeden önce pişman olmamak adına yürüyordu.

San aynı kendi odasına ilk geldiğindeki gibiydi. Takım elbisesiyle birlikte buz gibi duruyor, sadece önüne bakıyordu. Ellerini önde birleştirmişti. Yeni kararmaya başlayan havaya teşekkür etti en azından onu daha net görebiliyordu. Hâlâ yakışıklıydı.

Beli nasıldı? Bu işi yapmasını engellemiyor muydu? Gözlerini oraya indirdiğinde tekrardan göğsü sıkışmaya başlamıştı bile. Kendi hayatını yok sayarak önüne atladığı bir gerçekti bu gerçeği hayatı boyunca unutamayacaktı.

Yeosang önde o arkada kapıya doğru yürüyordu. Heyecandan kalp atışları hızlanmaya başladığı sırada San gelenleri fark edip oraya baktığı gibi Wooyoung'la göz göze geldi. Wooyoung'un adımları yere çakıldı. San öyle bir bakmıştı ki az önceki görevini unutmuş gibiydi ve şaşırmış duruyordu. Kafası karıştı Wooyoung'un yine de ilerleyen arkadaşının peşine takıldı gözlerini San'dan bir an olsun çekmeden.

Bir adım. İki adım. Üç adım. Tam karşısındaydı.

Yeosang kapıda duran iki korumaya da göz gezdirdi bunlardan birisi olmalıydı.

until you |woosan|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin