YENİ DOST - 13

15.5K 1.3K 77
                                    

İkili uzun süre ağladıktan sonra Bree usulca onu kendinden uzaklaştırdı, omuzlarından tuttuğu genç kızın yüzüne hem sevgi dolu hem azarlayan gözlerle baktı "Bir daha bana haber vermeden evini terk edersen küçük hanım, senin o havuç rengi saçlarını keser çorbama katarım" dedi. Bir saniyelik sessizliğin ardından ikisi birden kahkahalara boğuldu. Bu Bree'nin, Kylianne ufak bir çocukken onu azarlama biçimiydi, bilmediği bir sebepten ötürü Kylianne çocukken saçlarının kesilmesinden çok korkuyordu ve kadın bunu fark edince iflah olmaz yaramazı bu şekilde yola getirmeye başarmıştı.

Nihayet ayrılmayı başardıklarında, mutfaktaki kimi çalışanlar önlüklerinin ucu ile gözyaşlarını siliyor diğer kısmı ise ellerine geçen dedikodu malzemesi için seviniyordu. Bree'nin bir anda yükselen sesi ile Kylianne olduğu yerde yarım metre sıçradı. "Maria çorbayı karıştır! Julie sana sebzeleri yatay şekilde doğramanı söylediğimi hatırlıyorum ve Deirdre Tanrı aşkına o ekmekleri derhal ocaktan çıkar!" Bree yeniden baş aşçı olmuştu, mutfak bir anda karışırken, hızla Kylianne'e döndüğünde kız başına geleceklere kendini hazırlamaya çalıştı. Bree gözlerini Kylianne'den ayırmadan seslendi "Mairin!"

Mairin, Kylianne'den bir karış kadar daha kısa, beyaz tenli, ela gözlü bir kızdı. Adını duyar duymaz ayıkladığı meyveleri bir kenara bırakıp, hızla Bree'nin yanına gelmişti, becerikli birine benziyordu. Hızlı bir baş hareketi ile hem Bree'yi hem Kylianne'e selamladıktan sonra, baş aşçının emirlerini almak üzere ellerini eteğinin önünde birleştirdi. "Şimdi Kylianne al ve birlikte kilere inin" dedi ve gözlerini Kylianne'den ayırarak devam etti "Herkese yetecek kadar elma getirdiğinizden emin olun akşama elmalı turta yapacağız" dedi. Mairin'in hemen emrini yerine getirmesini beklerken, kızın boş bakışlarla kendisini izlediğini fark edince Bree öfkesine engel olamadı "Sorun nedir Mairin? Neden hala buradasın?" Kız utancından kıpkırmızı olurken, bir yandan da kaçamak bakışlarla Kylianne'i süzüyordu. Aralarında çok az bir mesafe olmasına rağmen Kylianne'in bile zar zor duyabildiği bir sesle "Ama, ba..baş aşçı, biliyorsunuz ki, kilerdeki el..elmalar, ta.. tamamen çü..çürük!" dedi ve cümlesini tamamladıktan sonra endişe içinde Bree'ye bakmaya devam etti. Kylianne, baş aşçının kızı iyi bir silkeleyeceğini düşünürken Bree onu şaşırtarak gülümsedi "Sen dediğimi yap Mairin, kilerimizde ne kadar güzel elmalarımızın olduğunu kendinde göreceksin" sonra tecrübeli kadın topuklarının üzerinde dönerek, iki kızı baş başa bırakıp, mutfağın diğer ucuna yürümeye başladı.

Baş aşçının sözleri ile hareketlenen Mairin kısa ama hızlı adımlarla, mutfaktan taş bir duvarla ayrılan bölmenin önündeki kapıya yürüdü, Kylianne'de mümkün olan en hızlı şekilde onu takip etti. Kız, kapının üzerinde bulunan devasa anahtarı kilide takıp çevirdikten sonra, sesli bir şekilde yutkunup Kylianne'nin yüzüne bakmaksızın konuştu "Bu...buradan gitmemiz gerekiyor" dedi ve eline bir fener alarak merdivenlerden inmeye koyuldu.

Mairin, hemen arkasında bir büyücü olduğu için ensesindeki tüylerin diken diken olduğunu hissedebiliyordu. Tanrıçaları kıskandıracak derecede güzeldi, insan ona bakınca ablasını öldürmüş olabileceğine inanmak istemiyordu ama pek çok kişiden dinlediğine göre kız bunu gerçekten yapmıştı. Aslında baş aşçıya, onunla kilere inmek istemediğini söylemek istemişti ancak böyle bir şey yaparsa muhtemelen Bree ömrünün geri kalan kısmını ocağa odun taşıyarak geçirmesini sağlardı. Sonuçta diye düşündü, herkes onunla kilere indiğini görmüştü eğer başına bir şey gelirse bunun sorumlusunun o olacağını herkes biliyordu.

Basamakları indikçe artan çürümüş elma kokusu midesinin kalkmasına neden oldu, bu çok anlamsız diye düşündü Mairin. Daha iki gün önce Bree kilerin elmalardan temizlenmesini buyurmuştu, bunlardan nasıl bir turta yapılabilirdi ki? Son basamağı da atladıktan, çürümüş elmalara tiksintiyle göz attı. Tam büyücüye bir şeyler söyleyecekti ki onun arkasında olmadığını fark etti. Endişe içinde merdivenlere yöneldi, "Tanrım" diye düşündü, "nereye gitmiş olabilirdi ki?" Ancak fazla uzaklaşmasına gerek kalmadı, Kylianne merdivenin başında bir eli ile duvara yaslanmış diğer eli ile midesini tutar vaziyette eğilmiş bekliyordu.

Orman BüyücüsüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin