KLANLAR TOPLANIYOR - 31

14.4K 1K 120
                                    

Ordular Komutanı, Bryce'ın yaptığı yanlış hareketle rakibine yenilmesi karşısında dişlerini sıktı "Daha fazla sol el çalışmalıyız" diyerek mırıldandı. Yine de genç lord herhangi bir pişmanlık belirtisi göstermeksizin, dövüş alanından ayrılırken neşe içerisinde kalabalıkta birilerine el salladı. Duncan'ın hayatı daimi bir mücadele içinde geçmişti, bu yüzden inatçı ve agresif bir yapısı vardı fakat Bryce onun aksine son derece konuşkan ve sıcakkanlı biriydi. "Yine de" diye düşündü ordular komutanı "yalancı bir gülümseme bu, acılarını gizlemek için kullandığı bir maske..." Bryce'ın tahta çitlerin yanına uçarcasına gidişini izleyen Duncan, onun kiminle konuştuğunu görünce bir an kalbinin durduğunu hissetti ve kelimeler ağzından dökülüverdi "Kylianne..." Hemen bir adım ötesinde duran Kale Lordu, ağzından çıkan ismi duyunca biri vücuduna iğne batırmış gibi Duncan'a döndü, ordular komutanı ancak o an kadının ismini yüksek sesle söylediğini fark edebildİ. Nitekim Malcolm önce öfkeyle kardeşinin yüzüne baktı sonra gözleri ile onun baktığı yönü takip etti ve genç kadını gördü. Tüm dünyanın kederinden ve gamindan uzakmışçasına, mendili ile Bryce'ın alnındaki terleri siliyor ve neşe ile genç lorda gülümsüyordu. Genç savaşçının kanı kıskançlıkla alev aldı, kadının saçları batan güneşin etkisiyle şafak kızılına bürünmüştü, yeşil – mavi gözlerinde büyücü ışıkları oynaşıyor ve gülümseyen yüzü ile Kylianne Mcevans adeta güneş gibi parlıyordu. Malcolm, bir yandan onu izlerken diğer yandan da ona hayranlıkla bakan askerlerin yüzünü beynine kazıyordu, Bryce'ın kıza göz kırptığını ve kadının ona bir kahkaha bahşettiğini gören kale lordu hırsla yumruklarını sıktı ve "O" diye düşündü "Benim dışımda herkese böyle tasasızca gülümseyebiliyor, sadece bana böyle bakmıyor, neden? Neden Kylianne?" Tam o bunları aklından geçirirken, genç kadın sanki onun bakışlarını fark etmiş gibi güzel gözlerini Malcolm'ın yüzüne çevirdi. Kızın az önce yüzünde ışıldayan gülümseme hızla solarken, gözlerindeki büyücü ışıkları adeta karanlığa gömüldü ve suratı ciddi bir ifadeye büründü. Kale Lordu'nun yüzü acı ile çarpıldı "Beklendiği gibi bana baktığında hisseTtiği tek şey nefret oluyor..." diye düşündü ve bakışlarını Kylianne'in yüzünden zorla uzaklaştırarak "O bir hain Malcolm" diye mırıldandı kendi kendine "Seninle oynamaktan çekinmedi, kalbinin onu aklamasına izin verme!"

Ordular komutanı, başından sonuna kadar bu sahneyi bir kenarda sessizce izledi. Malcolm'ın, Byrce'ı fark ettiğine yüzünde oluşan kıskançlık hissini, Kylianne'e bakan gözlerindeki hasret ve kederi e aynı şekilde Kylianne'im kalbini sıkan kaybetme korkusunun bakışlarına yansımasını... Hepsini bir bir izledi ordular komutanı, yüzlerinde beliren her bir ifadeyi okudu ve okudukça pişmanlıklarının altında daha çok ezildi. Duncan, attığı adımın bunlara sebebiyet vereceğini düşünmemişti sadece sevdiği kadın için mücadele etmek istemiş, ağabeyi karşısında hiç şansı olmadığını bildiği halde denemeden vazgeçmek istememişti ancak onun bu pervasızca davranışı, masum bir kadını zan altında bırakmış, ağabeyinin kendisine olan güvenini zedelemiş ve en basit haliyle sevdiklerine zarar vermişti. Yere eğdiği başının altından"Onların yıkımına neden oldum..." diye mırıldanarak öfke ve pişmanlıkla dişlerini sıktı.

Duncan aslında ağabeyi ile konuşmaya çalışmıştı ancak Malcolm onun sözlerini keserek " Açıklamaya ihtiyacım yok" demişti ve aşağılayıcı bir bakışla kendisini süzerek "Eğer duygularına bir müddet daha sahip olmayı başarabilirsen zaten istediğini almanı sağlayacağım. "diye eklemişti. Ordular Komutanı'nın hayatı boyunca hiç bu kadar küçük düştüğü bir an daha olmamıştı, bu yüzden haddini aşarak geçip gitmek isteyen ağabeyinin önünü kesmiş ve "Onu istemiyorum" demişti. Ancak bu sözü Malcolm'ın katında daha büyük bir itibarsızlığa yol açmıştı, Kale Lordu acı ile gülerek "Neden, kendi elimle verince yeteri kadar çekici değil mi?" diye sormuştu. Duncan o an midesine ağır bir yumruk yemiş gibi hissetmişti, hayretle "Ha..hayır" diyebilmişti. Neden sonra sıktığı dişlerinin arasından "Onu sevdiğini sanıyordum..." diye mırıldanmış ve nihayet pişmanlıkla yanan gözlerini ağabeyine dikerek "Nasıl onu bu kadar kolay bana verebileceğini söylüyorsun?" diye sormuştu. İşte o an Malcolm Mckenzie, Duncan'a hayatı boyunca unutamayacağı bir cevap vermişti: "Eğer aşkınız benim yokluğuma bağlıysa aranızdan çekileceğim çünkü ben sevdiklerime sadığım Duncan, bana ihanet etmiş olsalar bile... Ayrıca ben onurlu bir adamın ve sen benim kardeşimsin, bunu da değiştiremem." Sonra da olduğu yerde adeta taşa dönüşen kardeşinin yüzüne bile bakmadan çekip gitmişti.

Orman BüyücüsüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin