Kylianne sabah uyandığında Glenna ve Mairin'i başında beklerken buldu. İkisi de bir hayli telaşlı görünüyorlardı "Neler oluyor?" diye sordu büyücü. Glenna gözlerini kaçırırken, Mairin ellerini ovuşturmaya başladı. Kylianne, oturduğu yatağın üzerinde doğrularak sesini yükseltti "Neler oluyor? Neden konuşmuyorsunuz?" Mairin çaresizlik içerisinde Glenna'ya bakarken, genç kız usulca eteklerini toplayarak, Kylianne'in yatağının kenarına oturdu ve arkadaşının sargılı ellerini, acıtmamaya çalışarak, avucuna aldı. "Kylianne" dedi olabildiğince yumuşak bir sesle " Larena ile aranızda geçenler kale halkı tarafından duyulmuş, askerlerin kapıda olmaması rüşvet iddialarını kuvvetlendiriyor." Glenna bir süre sözlerine ara verince Kylianne sabırsızlıkla sordu "Lütfen konuş Glenna! Sorun nedir?" Genç leydi, büyücünün elini daha bir kuvvetli sıkarak "Kylianne, biliyorsun ki Larena Malcolm'ın nişanlısı ve senin onu öldürmeye çalıştığını söylüyor ve, ve..." sözlerine devam edemeyen leydi, çaresizlikle gözlerini Mairin'e dikti ancak genç hizmetli mendilini yüzüne kapatarak hıçkırmaya başlayınca, Glenna omuzlarını dikleştirerek "Bu durum... Bu durum, yargılama gerektirir."dedi tek nefeste.
Kylianne, kanının çekildiğini hissetti. Kildraen mahkemesi, kale lordunun yargısının çekimser olabileceği şüphesi halinde, vatan hainliği gibi önemli durumlarda toplanırdı. Larena, Lord Malcolm'ın müstakbel nişanlısıydı, Kylianne ona zarar vererek Mckenzie klanını küçük düşürmüş sayılıyordu aynı zamanda Malcolm'ın bir zamanlar ilgi gösterdiği biriydi, "ihtilafa düşülmüş olmalı" diye düşündü. Mahkeme, Mckenzie Klan Lordu, Mannis ve klanın önde gelenlerinin bir arada olduğu bir konsey tarafından gerçekleştiriliyordu. Ancak şu durumda Mannis'in hâkimlik yapması da mümkün olmayacaktı çünkü odaya ilk giren tanıklardan biriydi. Yargılamanın sonuçları genellikle, idam, taşlanma ve sürgün gibi kararlar oluyordu. Kylianne, gözleri korkuyla büyümüş olan arkadaşına baktı ve elini kale leydisinin avuçlarından alarak gülümsedi "Önemli değil Glenna" dedi cesur olmaya çalışarak "Ölümden korkmuyorum." Kylianne'in bu sözlerinin ardından odaya derin bir sessizlik çöktü, üç kadının da birbirlerine bakacak dermanı kalmamıştı. Neden sonra Mairin, Kylianne'in yıkanmasına yardım etti, giydiği lacivert elbisenin iplerini sıktı ve kızıl saçlarını başının tamamını kaplayan kalın bir örgüyle topladı. Hazırlıklar tamamlanınca, Glenna kapıda bekleyen Breannen'a "Biz hazırız" diye seslendi, sonra aniden geri dönüp, sıkıca Kylianne'e sarıldı ve "Biz yanındayız" diye fısıldadı. Onu, şefkatle büyücünün sırtını sıvazlayan Mairin takip etti. Kylianne, boğazına kadar gelen hıçkırığı yutarak, akmayan gözyaşlarının ardından arkadaşlarına cesurca gülümsedikten sonra Breannen'ın önderliğinde salona doğru harekete geçtiler.
Kylianne salon kapısının önüne gelene kadar sakin görünmeyi başardı, bu insanlara korkttuğunu gösterme zevkini tattırmayacaktı. Kapı nöbetçileri içeriye geldiğini haber verirken, omuzlarını dikleştirip başını kaldırdı ve tüm asaletiyle açılan kapıdan içeri adımını attı.
Salon içerisinde uzunca bir masa yerleştirilmişti: En başta Malcolm olmak üzere, sağ tarafında kadim büyücü Mannis, sol tarafında sargılı haliyle ordular komutanı Duncan, halkın arasındaki anlaşmazlıkları çözmekle görevli Albanact, mahsulden sorumlu ihtiyar Alpin, Glenn Kapıları ve Ticaretten sorumlu Caley gibi tanıdığı ve tanımadığı klanın önde gelen isimleri masada yerlerini almışlardı. Bunun dışında Leydi Larena'ya, masadan biraz uzak bir mesafede oturabileceği ufak tek kişilik bir koltuk verilmişti, arkasında da dün gece odasında kapı nöbeti tutması gereken iki asker "hazır ol" da dikiliyordu. Mendilinin ucuyla durmadan gözlerindeki yaşları kurulayan kadına midesi bulanarak baktı Kylianne. Ayrıca yargılamayı seyretmek üzere Glenna, Breannen, Bryce, Alastair gibi klan için önemli ancak görevleri ikinci planda olan insanlar içinde izleyici sandalyeleri yerleştirilmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Orman Büyücüsü
Fantasi3.YY Bilge Druidlerin zamanı, İskoçya... Kylianne'nin hayatı, sevdiği adamın ablasını öldürüşüne tanık olduğu gece tamamen değişti. Artık ne bir evi, ne bir ailesi ne de bir klanı vardı...Kendisine ait olan her şeyi arkasında bırakarak Uğursuz Orma...