BÖLÜM 18 | BİZİ BOĞAN NEYDİ?
♔
Ablam yatağında uyuyor, annem aşağıda dikiş dikiyordu. Babam maden ocağından haber gelince mecburen gitmek zorunda kalmıştı. Saat öğleyi geçmişti sanırım. Annem beni de uyuyorum sanıyordu ama ben ablam ile birlikte odamıza geldiğimiz andan beri yatağımın içinde uzanmış beynimi kemiriyordum düşüncelerimle.
Ağlamak, bağırmak, kendimi bir yerlerlerden aşağı bırakıp acı çektikten sonra tekrar ayağa kalkıp tekrar aynı yerden bedenimi atmak istiyordum. Sonsuz bir acı döngüsünün içinde kaybolmak istiyordum.
Kraliyet haberi radyoda yayınlandığından bu yana göğsümün ortasına yerleşip her nefes aldığımda daha da ağırlaşan bir his vardı. Bir kız öldürülmüştü. Masum bir kız daha öldürülmüştü!
"Hayır Nita," dedi göğsümdeki ağırlıktan tıslayan acımasız bir ses. Bağırmamak için dişlerimi sıktım. Ellerimle üstümdeki yorganı kavradım sıkıca. "Bir kız senin yerine öldürüldü!"
Göğsümdeki o ağırlıktan tıslayan bu gerçek nefesimi kesti. Gözlerimi sımsıkı kapatıp nefes alabilmek için içimde tuttuğum nefesi titreyerek güçlükle geri bıraktım. Dizlerimi karnıma kadar çekip yorganı sıkan yumruğumu ısırdım çığlık atmamak için.
Kraliyet öldürülen kızı örgüt üyesi zannediyor ve kızı öldürenin de örgüt olduğunu söylüyordu. Açık açık söylememişlerdi ama Robin'in de farkında olduğu gibi Kraliyet bir örgüt olduğunun bilincindeydi artık. Kız örgütten değildi belki ama öldüren gerçekten örgüt olabilir miydi?
Sımsıkı kapatıp gözyaşlarımı hapsettiğim göz kapaklarımı araladım ve boşluğa daldı gözlerim. Gözlerimde biriken yaşlar yastığıma döküldüler. Olabilir miydi? Örgüt böyle bir cinayet işleyebilir miydi?
Robin'in Kraliyet'e gittiğimi görünce ne kadar telaşlandığını ve eğer gerçeği itiraf edersem örgütün açığa çıkacağını söylerkenki endişesini hatırladım. Örgüt Kuralları Madde 1: Örgütün gizliliği temel esastır. Benim üzerimdeki şüpheden kurtulmamız için yapmış olabilirler miydi?
Cadı kostümümü sonradan fırında yakmaları için onlara bırakıp gitmiştim. Dion olacaklar ihtimal dahilindeydi demişti. Önceden bunu öngörüp beni kurtarmak, daha doğrusu örgütün gizliliğini koruyabilmek adına kızı öldürüp ayakkabıyı da giydirmiş olabilirler miydi? Not zaten çok açık bir şekilde savaş çağrısı yapıyordu.
Bir olasılık daha vardı ama zihnim bu olasılığı düşünmeye dahi gerek duymadan reddediyordu. Öldürülen kızın cebinden çıkan not açık bir şekilde örgüte aitti. Bu yüzden ayakkabının diğer tekini elinde tutan kişinin böyle bir cinayet işlemesi için bir sebep yoktu.
Ben yatakta kıvranırken annem uyuduğumuzu düşünerek sessizce kapımızı açıp başını odaya uzattı. Göz göze geldiğimizde yüzünde aniden beliren telaşlı ifadeyle içeri girip yanıma geldi hemen sessizce. Gözleri uyuyan ablama kaydı ve uyanmadığını görünce yatağıma oturdu usulca.
"Annem?" dedi korkarak. Gözyaşlarımı silip elini önce alnıma sonra yanağıma koydu usulca. "Yavrum iyi misin? Bir yerin mi ağrıyor?"
Jamya'nın ölümünü bile kabullenememişken şimdi benim yüzümden öldürülmüş bir kızın ruhuma bıraktığı acı, vicdan azabı, suçluluk ve adını dahi koyamadığım birçok his... Bunların yanında karnımda hissettiğim acı ve midemin saatler geçtikçe kötüleşmesi... Ruhsal sancılarım fiziksel acılarım ile bağlantılı mıydı bilmiyordum ama iyi değildim. Numara yapamayacak kadar iyi değildim hem de.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MASALIN GİZLİ KATİLİ
Teen FictionBir varmış, bir yokmuş. Yok olunmuş. Bu masalda prens kızı evlenmek için değil, infaz etmek için arıyormuş. Zaten dans da etmemiş kimse. Bal kabağı da yokmuş, kabarık elbiseler de. Arkada kalan ayakkabı bir katilin elinde. Zehirli elmaları cad...