20 | ATEŞ BANA DOKUNMADI Kİ

135 25 53
                                    

BÖLÜM 20 | ATEŞ BANA DOKUNMADI Kİ!



Çocukken dinlediğimiz masalların sonunu öğrenmek kolay olmadı. Heyecanla dinlemeye başlar, masaldaki karakterlerin acı çektiği kısımları dinler ve hep söylenen masallar mutlu sonla biter sözündeki mutlu sonu duyamadan uyuyup kalırdık. Her gece mutlu sonunu beklediğimiz bir masalı dinler ancak o sonu öğrenemezdik.

Külkedisi'nin ardında bıraktığı ayakkabıyı bilirdik ama prensin o ayakkabı ile tüm ülkeyi dolaşıp Külkedisi'ni bulduğunu bilmezdik. Zihnimizde o ayakkabı hep kayıp kalırdı. Külkedisi üvey annesi ve üvey kardeşleri tarafından zorbalık görmeye devam ederdi; yakışıklı prens ise o tek ayakkabıyı yakmalarını emrederdi.

Şimdi her masalın mutlu sonunu kendimiz okuyarak öğrendik ama mutlu sonlara inanmayacak kadar da büyüdük. Genç kız arkasında bıraktığı ayakkabıyı prens bulup gelsin diye beklemiyor artık, o ayakkabı ile prense bir tuzak kuruyor. Çünkü prensler sadece masallarda mutlu son istiyor.

"Bu kez sen prensi vuran değil bizden koruyan kız olacaksın."

Diğerleri Dion'un bu sözü ile heyecanlanırken ben sessizce Dion'un kendinden emin küçük gözlerine bakmayı sürdürüyordum. Görev sadece o baloya gidip prensi dans ederek etkilemeye çalışmak olmadığı için memnun olsam da içimde bir huzursuzluk oluşmuştu.

"Prensi mi vuracağız yine?" diye sordu Theodore. Gözlerinde diğerlerinin gözlerindeki heyecan olsa da sesi titreyerek çıktı.

"Yine derken ne demek istiyorsun Theo?" diye cevap verdi Chris ters ters. "Sanki önceki görevde Nita prensi vurmayı becerilmiş gibi konuşuyorsun."

Theodore'un gözleri Robin'e kayıp tekrar Chris'e dönerken ben de Theodore ile birlikte gözlerimi Robin'e doğru hareket ettirdim ve öyle kaldım. Theodore'un yine derken söz ettiği benim görevim değil Robin'in babasının idamına sebep olan kurşundu. Robin ise ölü bakışlarını Theodore'a dikti ve baktı birkaç saniye.

"Neden dile getirmekten kaçınıyorsun?" dedi Robin Theodore'a bakmaya devam ederken. "Prense ilk kurşunu sıkan babamdı. Vücudunda açılan ilk yaraydı belki ama son olmayacak." Sonra masanın üstünde eğildi gözlerini kısarak. "Evet gerekirse yine prensi vuracağız. Bir sorunun mu var?"

Robin sonlara doğru kavga etmeye hazır bir tona ulaşınca, "Sakin ol," dedi Dion usulca Robin'e. Robin gözlerini kaydırarak tekrar önüne dönerken Theodore dudaklarını dişliyordu.

"Öfkenize hâkim olmayı öğrenmeniz gerekiyor hepinizin," diye konuşmaya başladı Dion bir öğretmen gibi tane tane konuşarak. "Her görev toplantısında bu çocukça tartışmaları yaşamak istemiyorum."

Kimseden bir ses çıkmadı. Dion'a güvenmek istiyordum. Dion'un Vimos'u eski özgür haline kavuşturmak için elinden geleni yapacak bir adam olduğuna inanmak istiyordum ama zihnimdeki Bir katilin kurduğu özgürlük örgütü olabilir mi? sorusunu bastıramıyordum.

"Theodore senin soruna gelince hayır Prens Jakel'i vurmayacağız," dedi Dion. "Ancak öyle bir şey yapacağız ki herkes Prens Jakel'i birilerinin öldürmek istediğini düşünecek."

İçimde oluşan huzursuz his o an beni bile şaşırtacak şekilde dağılır gibi oldu. Sanki zihnimde beni boğan bir duman vardı da biri o dumana üfleyip tekrar görüşümü açmıştı. O dumanın sönmüş bir ateşten yükseldiğini ve o nefesin o ateşe can verip beni yakacağını hissettim. Bu histen kaçmak istedim.

"Benim görevim ne o zaman?" diye sordum. Sonra dudaklarıma alaycı bir gülümseme kondurup, "Prensi kurşunların önünden mi çekeceğim?"

"Tam olarak onu yapacaksın," diye cevap verdi Dion hiç beklemeden. Yüzümdeki alaylı gülümseme dudaklarımda bir an donup kaldıktan sonra yavaşça silindi. "Sen prensin yanında durduğun bir anda prense ateş edeceğiz ama sen kurşun ona isabet etmeden önce prensi hedeften çekmiş olacaksın."

MASALIN GİZLİ KATİLİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin