BÖLÜM 1: KRALİYETİN DÖNÜŞÜ
♔
Vimos halkına duyurulur!
Kraliyet Ailesi ülkesine geri dönüyor. Bir ay sonra hafta başında, tam öğle saatinde, ülkenin meydanında yapılacak olan geçiş törenine tüm Vimos halkının katılması zorunludur. Geçiş törenine katılmayıp Kraliyet Ailesi'ne saygılarını sunmayan her bir Vimoslu cezalandırılacaktır.
Vimos Başkanı Marcus Blue.
Her eve tek tek dağıtılmış; tüm sokaklara ve kurumlara asılmış bildiriyi avucumun içinde sıkıp yok etmek isteyerek buruşturdum. Ne kadar kaçmak ve yok saymak istesem bir bildiri karşıma çıkıyor ve acı gerçeği bana tekrar tekrar hatırlatıyordu: Vimos artık özgür değildi.
Ülkemizin karmaşık bir tarihi vardı: Vimos aslında dışlanmış bir ülke. Evet, ülkemiz için yapabileceğim en doğru tanım bu olabilir sanırım. Dışlanmış diyorum çünkü Vimos diğer ülkelerden o kadar soyutlanmış halde ki ülkemiz haritada yer almıyor bile. Başka ülkelerden insanların Vimos'a girmesi ya da Vimos'tan insanların çıkması ülke ilk kurulduğu andan itibaren yasaklanmış ancak bu yasak Vimoslu hiç kimseyi zorlamıyor çünkü kimse ülkeden çıkmak istemiyor zaten.
En yakın iki arkadaşım gölün kenarında su ile oynarken ben yere oturmuş onları seyrediyordum; sonra gözüm uzaktaki, buradan yalnızca siyah kuleleri görünen şatoya takıldı. Bu şato birkaç hafta öncesine kadar her gün okula giderken önünden geçtiğimiz bir tarihi eserdi bizim için. Bazen içini merak eder ve çocukken dinlediğimiz prenses masalları ile ilgili hayaller kurardık. Yakışıklı ve iyi kalpli prenslerin olduğu o masallar hani...
Bu şato o kadar eski ve yıpranmış ki yıllardır içinde kimse yaşamıyor. Şatonun var olma hikayesi ise şöyle: Vimos'un ilk kuşak kurucusu olan kral ülkeyi kraliyet ile yönetmek isteyerek kendisine bu görkemli şatoyu inşâ ettirmiş ve belirlediği kurallar ile ülkeyi yöneterek yıllarca yaşamış. Daha sonra 2. kuşak kraliyet ailesi Vimos'un kraliyet ile yönetilmesini istememiş, kral ve kraliçenin de diğer Vimoslular gibi yaşamasını ama koyulan kuralların hâlâ geçerli olmasını istemiş. Tabii bazı değişiklikler ile. Bu gelenek diğer kuşaklarda da devam etmiş tâ ki son kuşak kraliyet ailesi Vimos'u terk edene kadar.
O günden sonra şato kapatılıp ülke başkanlık ile yönetilmeye başlanmış. Başkan ise sadece göstermelik, aslında kimseye bağlı olmayan bir ülke Vimos. Bu olaylar ben doğmadan önce yaşandığı için sadece tarih kitaplarında okuduklarımız kadarını biliyorum. Bildiklerim ise krallık ile yönetilen bir ülkede yaşamanın hiç de kolay olmadığını anlamama yetiyor.
Sanki elimdeki bildiriyi avucumun içinde ne kadar çok sıkarsam o kadar yok etmeye yaklaşabilirmişim gibi yumruğumu sıkarak şatonun siyah kulelerine bakmayı sürdürdüm. O kadar odaklanmıştım ki Zaria'nın yanıma geldiğini fark edemedim.
"Gerçekten geliyorlar değil mi?" dedi baktığım yere bakarak yanıma otururken. Kraliyetin Vimos'a döneceği haberi duyurulduğu günden beri ülkedeki herkesin gündemi artık bu konu olmuştu. Radyoda her gün krallığın dönüşü ile ilgili haberler ve programlar yapılıyordu. Okullara krallık nedir ve kraliyet üyelerine nasıl davranmamız gerekir konulu bir ders bile eklenmişti.
En yakın iki arkadaşımdan daha sert mizaçlı ve genelde benim huysuzluklarımı çeken, beni yanlış yapmaktan alıkoyan, üçümüz içinde en akıllısı ve en mantıklısı olan Zaria krallığın dönüşü konusunda huzursuz olsa da kabullenmekten başka bir çaremiz olmadığını düşünüyordu. Üçlü arkadaş grubumuzun umursamaz, çılgın ve benim huysuzluklarını çektiğim Lily ise kraliyetin gelişi konusunda biraz meraklı ve heyecanlıydı. Olayların olumsuz yönlerini görmezden gelip onu heyecanlandıracak yönlerine odaklanmayı seviyordu. Konu ülkenin işgal edilmek üzere olması olsa bile içinden onu heyecanlandıracak bir parça çıkarmayı başarıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MASALIN GİZLİ KATİLİ
Teen FictionBir varmış, bir yokmuş. Yok olunmuş. Bu masalda prens kızı evlenmek için değil, infaz etmek için arıyormuş. Zaten dans da etmemiş kimse. Bal kabağı da yokmuş, kabarık elbiseler de. Arkada kalan ayakkabı bir katilin elinde. Zehirli elmaları cad...