Park Jimin | KS3

-15-

Ks3

"Bunlar da ne demek Jimin? Biz en çok sana güvendik."

Jimin'in nefret dolu bakışları karşısındaki müdüre ulaştığında müdür sıkıntıyla alnını ovuşturmuştu.

"Ben yapmadım öyle bir şey! İnanmıyorsanız kızı konuşturun."

Müdür alayla gülerken Jimin'in tüm yüzü gergin, pansuman yapılmış yaraları her an patlayacak gibiydi.

"Kızı tehdit edebileceğinden şüphelenerek konuşturmuyorlar! Sen neyine güveniyorsun?!"

Jimin sinirle gülerken bir adım atarak müdüre iğrenircesine bakmıştı.

"Sizin aksinize dürüstlüğüme güveniyorum Bay Lee. Aldığınız para kadar konuştuğunuz çok belli."

Müdür şaşkınca ona baktığında Jimin geri çekilip yüzünü buruşturdu.

"Yarın istifamı veririm. Daha fazla sizin gibi iki kuruşluk adamlarla çalışmak istemiyorum."

Hızla odadan çıkan Jimin karşısında hıçkırıklarla ağlayan Tia'yı görmüştü. Ona sarılmak o heriflerden kurtarmak istese bile bunu şu saatten sonra yapamazdı.

Göz göze geldiklerinde Tia hızla ayaklansada kolunu sertçe tutan adam yüzünden sevdiğine ulaşamamıştı.

Gözyaşları içinde ona bakarken dudaklarını yavaşça oynattı.

"Özür dilerim"

Jimin başını hafifçe iki yana sallamış hızla okulun çıkışına ilerlemişti.

Onu kurtarmak istemişti.
Becerememişti.
Şimdi?
Gencecik bir kız arasında on bir yaş olan bir mafyanın tekine eş olacaktı...

Herkesin aşağılayıcı bakışları bir yana okula giren polisin hızla etrafını kapatmasıyla kaşları çatılmıştı.

Neler oluyordu?

"Park Jimin? Öğrencinize bulunduğunuz istismardan dolayı ifade vereceksiniz."

Jimin şaşkınca olduğu yerde kalakalırken arkasında duyduğu hıçkırık sesleri bir yana Tia'nın çığlıkları tüm okulda yankılanıyordu.

"O yapmadı! O öyle bir şey yapmadı!"

Jimin hızla arkasını dönerken Tia onu zorla tutan adamlar yüzünden çırpınıyordu. Polisler anlamsızca ona bakarken Tia, adamların elinden kurtularak Jimin'e doğru koşmaya çalışsada ona çelme takan kişi yüzünden düşmüştü. Jimin hızla onun yanına giderken polisler silahlarını çıkartıp onun etrafını sarmışlardı.

Jimin yere çömelip kızın yüzünü elleri arasına aldığında ona bakan kıpkırmızı gözlerle canı yanmıştı.

"Ağlama Tia... Ağlama, güçlü kal. Lütfen."

"Özür dilerim. Özür dilerim hepsi benim yüzümden."