Flora 2 ay içinde gücünün neredeyse zirvesine gelmişti. Kendindeki değişimi dibine kadar hissediyordu. Hiç düşünmediği biri olmuştu. Artık kendi gücünde oldukça yetenekliydi. Hızlıca silah yaratabilir, büyütebilir, birden fazla yapabilir ve kontrol edebilirdi. Ayrıca kendine özel çok güzel silahları da vardı ki, havada olan bir silahı ilerlerken bile değiştirebiliyordu artık.
Ve artık başlarda olduğu gibi, yeteneğini kullanmak için önce elinde enerjisini çıkarmasına gerek kalmıyordu.
Fakat yine de sonuç hiç değişmemişti. Flora 16. yenilgisinden sonra Hyuna'yı yenmeyi kafasından neredeyse çıkarmıştı.
Son 1 ay da Flora yeteneğini zaten sonuna kadar kullanabildiğinden artık sadece hızlıca iyileşme, hızlı tepki verme ya da hızlı hareket etme gibi dövüş tekniklerini öğrenmesi gerekiyordu.
Bu onun için çok kolaydı.
Hyuna önce eline hançer ile bir yarık açar, sonra da Flora'ya bütün enerjisini oraya toplamasını söylerdi. Enerji oraya gelir gelmez yara izi kaybolurdu.
Ama mükemmeliyetçi biri olan Hyuna için yeterli değildi, onun savaşırken bir yandan da kendini iyileştirmesini istiyordu.
Bu Flora'nın okuduğu kitaplara göre çoğu kişi için imkansızdı. Hyuna ise inat edip bunu yapabileceğini çünkü kanında olduğunu söylüyordu. Bunu Hyuna kendisi de yapabiliyordu.
Flora elinden geldiği kadar ikisini aynı anda yapmaya çalışırken Hyuna ve Akira yine garip bir sohbete tutuşmuşlardı.
"İyileştirme ekibine de ihtiyacımız var. Ama zaten iyileştirme yeteneği çok zor olduğundan daha fazla sınırlarını zorlamadan sadece bunun üstünde yoğunlaşmalarını sağlamalıyız. Şöyle yaparız, iki ayrı gruba böleriz ve ilki savaşçı şifacılar olur. Onlar bizimle gelirler ve ilk amaçları bizi iyileştirmek olur. Ufak bir temel saldırı dersi iş görür gibi. Diğer grup ise kraliyette kalır ve halk için çalışır. Yine kraliyetin emrinde olacaklar fakat hızlı ulaşım sağlamaları için temel saldırı yerine ışınlanmayı ya da hızlı hareket etmeyi öğretmek iyi olur."
"Bunun için soylularla görüşür müsünüz? Alexandra'nın iyileştirme de oldukça yetenekli olduğunu duydum. Brendon ile bu işi halledebilirler."
"Tamam konuşurum."
Diyerek kestirip attı Hyuna. İlk seferinde olduğu gibi garip anlar yaşamak istemiyordu. Odadan çıktı Flora'yı izlemeye koyuldu. Kendini paralıyordu.
Günler geçti, Flora, Hyuna'yı şaşırtacak şekilde istediği bütün yetenekleri çok kısa süre de elde etti.
"Artık öğretebileceğim temel bir şey kalmadı. Bana oldukça iyi tepkiler veriyorsun. Savaş için hazırsın."
Flora içindeki dolup taşan heyecan ve mutlulukta yerinde kıpırdandı durdu. Uzun zamandır bunlara odaklanmaktan ne Hoga'yı ne de halkı düşünebilmişti. Hoga suçluydu ancak orada yaşadığı sürece herkesin ne kadar üzgün olduğunu görmüştü. Flora giderken ilk defa gülmüş "İyi şanslar." demişlerdi.
Öte yandan halkına o kadar üzülüyordu ki, hep olduğu gibi kendine üzülmeyi, anne babasına yas tutmayı unutuyordu.
Böylesi daha iyiydi. Kendini dizginleyebiliyordu. Böylece sadece kurtuluşa odaklanıp savaşacaktı.
Flora aklında canlanan görsellere duraksadı. Yeşil gözlü kadın, mavi tozlar.
"Hyuna, anılarında bir şey gördüm. Mavi tozlar. Yukarıdan dökülüyor gibiydi. Ne olduğunu biliyor musun?"
"Kalkanı mı diyorsun? Annen tahta çıktığı zaman kendi enerjisiyle yapmıştı o kalkanı. Dışarıdan gelen saldırıları engelleyip halkın zarar görmesini engelliyordu. Çok güç bir tekniktir. Kendi enerjinden yapıp sabit bıraktığın için sürekli canlıdır, çok güçlüdür ama enerjini de o derece senden alır. Yine de senin için zor olmaz. Zaten devasa bir enerjin ve kontrol yeteneğin var. Sende yapabilirsin. Ben enerjimi bütün imparatorluğu kaplayacak kadar geniş tutamam. Gerçi şuan artık bir krallığız değil mi?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yorias
FantasySıradışı olaylara fazlaca alışık olan Flora, kendisi için bile sıradışı olan olaylarla kendisi ve ailesi hakkındaki bilinmeyenleri öğrenir. Rahatsız edici unsurlar içermektedir.