Yorias

³³

"Demek bir sene içinde bu kadar büyüdün, hızlı büyümek zorunda olduğun için kusura bakma ama şimdi savaşmamız gerek."

Akira, Sheldon'un üstünden süzülüp Hyuna'nın yanına geldi.

Hemen arkalarında asilzadeleri gördü Flora. Fazlaca göz yorucu bir çatışma vardı arkada.

"Ne yapacağız?"

Hyuna elini Akira'nın omzuna attı.

"Çok yoruldum ve pek enerjim kalmadı. Şuan sen benden daha hızlısın Akira, bu yüzden sana kalan enerjimi vereceğim, onu öldürebileceğim bir pozisyon bulduğunda kendimle, sana aktardığım enerjinin yerini değiştireceğim, bu şekilde enerji benim yerime, ben enerjinin yerine geçmiş olacağım, bu sayede, sen uygun bir pozisyon bulana kadar kendimi toparlar ve bir anda belirip onu şaşırtabilirim. İkimiz aynı anda kafasını kesmeyi denersek, yenebiliriz."

Akira kafasını hafifçe sallayıp tekrardan gökyüzüne doğru atıldı.

Alexandra'yı gördü Flora. Elindeki kocaman küreyi Sheldon'un olduğu yere doğru bastırıp deprem şiddetinde bir sarsıntı yaratmıştı. Bundan zerre etkilenmeyen Vincent arkasından saldırmaya çalıştı.

Daha sonra Flora siyah saçlı kızı gördü. Lena ve Eldora yerde yatıyordu, kız da biraz ötelerinde duruyordu.

Flora, Rosa'nın arkasına geçti.

"Anastasia, prenses!"

diye bağırdı Sheldon.

Kızın gözleri kan rengini aldı ve bir saniye sonra Rosa ve Flora'nın refleksle zıplamalarına neden oldu.

Bround'u hatırladı Flora. Acaba akrabası mıydı?

"Bizi görmesi imkansız."

Bay Preice yıldırım gibi yanlarına indi.

"Saul gözleri. Bu gözlerin her biri kullanıcılarına göre şekilleniyor, onların istedikleri ya da ihtiyaçlarına göre güçleniyor. Kan bağıyla aktarılan ya da güçle yapılabilen bir şey değil. Çok nadir gözüken, doğuştan gelen bir yetenektir. Böyle birinin kralın tarafında olması çok kötü... Eminim bu topraklarda dışlanmıştır."

"4. bölük yok edildi, kendi ordusunu kuklalarıymış gibi kullanıyor."

"Nasıl? Lena'nın yeteneği gibi mi?"

"Benziyorlar ancak bu biraz daha farklı. Lena'nınkinden çok daha güçlü. Sınırını bilmiyorum ancak, aynı anda birden çok kişiyi kontrol edebiliyor, bu da yetmezmiş gibi onlara bağladığı iplerle kuklalarına kendi enerjisinden veriyor, normalde yapmaya güçlerinin yetmeyeceği şeyleri yaptırabiliyor. Kendi yeteneklerini kullandırtıyor!"

"Menzilini bilmiyorum ama bu kız etrafındaki her bir noktayı görebiliyor olsa gerek."

"Peki kör noktası yok mudur?"

Preice'in devam ettirdiği konuşmayı sorusuyla böldü Flora. Gözlerini kızdan bir saniye bile ayırmadı.

"Sanmıyorum. Tek bildiğim, sadece bizim kaldığımız."

Flora, Hyuna'ya doğru döndü.

Akira şimşek hızında bir oraya bir buraya gidiyordu ki, anlaşıldığı üzere Sheldon oni görmekte bile zorluk çekiyordu.

Alexandra, Vincent'in elinden tuttu, etrafına bir kalkan örüp ileriye fırlattı.

Arkasından hemencecik gelen Brendon, Sheldon'un boynuna saldırdı. Akira ise Hyuna ile beraber savaşmanın bir yolunu arıyordu.

"Harikalar..."

"Bay Preice lütfen siz diğerlerine katılın, Lena, Yui, Tomoe, Astrid, Isabel, Austin, Emrick, Eldora ve Rosa burada kalacak."