"Kahretsin!"
diye bağırdığını duydu Hyuna'nın, Flora.
"Kalkanın yukarısındakileri öldürün! Herkes sarayın uç tepesine çıksın."
Hyuna'nın peşinden koşarak çıktı Flora. Tabi ki, böyle şeyler planlayan tek kişiler onlar olacak değildi.
Sarayın dışına çıkar çıkmaz yukarıya baktı.
"13. bölük sarayın etrafını çerveleyin! 14. bölük, suikastçılarla beraber kalkanın ardındaki düşmanları düşürün! Geri kalan hepiniz, krallığın dört bir yanına dağılıp halkı koruyun! Her yerden saldıracaklar!"
Akira yukarıdan aşağıya süzülüp hızla Hyuna'nın elinden tuttu.
"Garip bir şeyler var Akira. Neye güvendiklerini anlamıyorum. Bu kalkan çok güçlü ve şuan Flora gayet iyi durumda. Bilmediğimiz bir şeyler olmalı ne olduğunu yakalayamıyorum."
Sonrasında Akira, Hyuna'yı hızla sarayın uç kısımlarına doğru ittirdi. Hyuna kulelerin üstünden zıplarken kılıcından oldukça gürültülü yıldırımlar indirdi.
Daha sonra Flora'nın karnına bir ağrı saplandı. Flora acıyla yere yığıldı. Ağzından kanlar akarken, bilincini tamamen kaybetmiş gibiydi. Midesinde sanki bir şeyler patlıyor gibiydi.
Hikari bir hışımla aşağıya inip Flora'yı yerden kaldırdı. Flora'nin vücudundan boyuna kan akıyordu ve etrafında olan şeyleri kavrayamıyordu.
Flora bilincini kaybederken kalkan tuz buz oldu.
Bay Preice çok hızlı bir şekilde aşağıya inip Flora'nin etrafına bir kalkan ördü.
Bayan Freyda, kalkanın aralıklarından giren düşmanları savurmaya çalışıyordu.
Onları gören Eldora ve Emrick Alexandra'nın etrafını çerveledi, gelen bütün saldırıları etkisiz hale getirdi.
Alexandra hızla Flora'nın yanına gelip yere çöktü.
Saniyeler içinde Flora'yı iyileştirmeyi başarmıştı. Ama bundan daha kötü bir şey vardı ki, kalkan kırılmıştı.
Aşağıya düşen ölü askerleri görünce Flora istemsizce irkildi. Rosa, onları öldüren düşman askerin kafasına bir hançer sapladı. Tıpkı Akira'nın kendileri için yaptığı gibi.
Hyuna yukarıda oldukça sinirli görünüyordu. Lena, Hyuna ve Akira, Alice ve Bround'a karşı savaşıyordu. Gerçi Akira ve Lena saldırıları zar zor savuşturdukları için hiçbir şekilde onlara zarar veremiyorlardı.
Bayan Freyda'nın çığlık atarmışcasına konuştuğunu duydu Flora.
"Hyuna!"
Fal taşı gibi açılmış gözlerinin ardından Bay Kreych kekeledi.
"HYUNA YUKARIDA! SHELDON YUKARIDA!"
Üç asilzade de şimşek gibi yerlerinden fırlayıp sarayın uç köşelerine geçtiler.
Sheldon dedikleri kişi, orta yaşlı, kısa ve diken saçlı, simsiyah gözlü bir adamdı. Adamın gözleri gerçekten de simsiyahtı ki, beyaz olması gereken yerleri bile karanlığa gömülmüştü. Yüzünde hafif hafif tüyler vardı. Çene kemiğiyle beraber çok sert bir görüntü sergiliyordu.
Sheldon, Hyuna'nın üstüne mor dikenler savuştururken hem Vincent hem de Brendon birden atılıp Hyuna'yı çekti. Alice ve Bround, Akira ve Lena'yı arkaya fırlatıp Sheldon'un yanına geçti.
Brendon'un kolunun 3 farklı yerden çizildiğini gördü Flora.
Hızla kendini Alexandra'nın yanına attı. Arkasından Hikari'de geldi. Eldora, Rosa, Emrick ve 14. bölük askerleri Flora'nın yanında dört dönüp, düşmanların onlara ulaşmalarını engelliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yorias
FantasySıradışı olaylara fazlaca alışık olan Flora, kendisi için bile sıradışı olan olaylarla kendisi ve ailesi hakkındaki bilinmeyenleri öğrenir. Rahatsız edici unsurlar içermektedir.