Odanın camından dışarı bakıyordum. Canım çok sıkılıyordu. Burda cidden yapacak bir şey yoktu. Evden çarşıya çarşıdan eve gelmek rutin olmuştu ve sıkıcıydı.
Fırat'ın gece gelmesinin üzerinden 2 gün geçmişti ve 2 gündür etrafta görmemiştim onu.
Beni çağırdığında gitmedim yanına. Yiğit ve Selçuk'a güveniyorum ama içimdeki merak duygusunu da bastıramıyorum ve her geçen gün daha artıyor bu duygu.
Hava güzeldi niye eve tıkıldım ki ben? Üzerime ceketimi giydim ve telefonumu alıp aşağı indim. Selim amca mutfakfaydı.
"Ben biraz dışarı çıksam olur mu? Çok sıkıldım evde."
"Neden izin alıyorsun ki? Kafana göre takıl. İstersen geleyim yanında. Hem diğerleri nerde?"
"Bende bilmiyorum. Sabah kalktığımda gitmişlerdi."
"Ben ararım şimdi. Sende fazla uzaklaşma. Hava kararıcak ayrıca fırtına gelmek üzere."
"Tamaaam."
Ayakkabılarımı giyip çıktım evden. Çaylık alanın biraz ilerisinde dere gibi bir yer vardı. Orda oturup kafamdaki sorularla ilgilenmek istiyordum.
...
Derenin yanına yaklaştığımda birinin orda olduğunu gördüm. O da benim geldiğimi fark edince arkasını döndü. Ali?
"Sende mi öğrendin burayı?"
"burası zaten benim yerim Almira."
Yanına gidip bende oturdum.
"Asıl sen burayı nerden biliyorsun?"
"Çayın yukarısında görünüyordu zaten. Gelmek istiyordum bugünde hazır hava iyi geliyim dedim."
Başını kaldırıp gökyüzüne baktı.
"Bu hava mı güzel? Buram buram fırtına gelicek diyor."
"Seviyorum kasvetli havaları."
"Şimşekten korkmana rağmen mi?"
Şaşkınca yüzüne baktım.
"Sen nerden biliyorsun bunu?"
"Geçen gece gizli gizli Yağız'ın yanına yatmandan. Aptal değiliz kızım. O kadar doktor olduk."
"Ya ya ne kadar zekisin anlatamam."
İkimizin arasında sessizlik oluştu. Sadece suyuna akma sesi vardı ve yüzümüze gelen serin esintisi.
"Fırat geldi geçen gece. Aytemur'un geldiği gün."
"Konuştun mu onunla!?"
"Hayır konuşmadım. Eve girdim hemen. Sonrada hiç görmedim."
"Bulmuştur belasını Allahın cezası. Gebermediki kurtulalım."
"Aranızdakş mevzu ne? Yiğit biraz anlattı ama düşmanlık neden başladı bi türlü bulamadım."
"Neyi anlattı Yiğit?"
"Kardeşinizin ölümünü."
"Fırat'ın abisinin eseri. Kansızlar küçücük çocuğa nasıl kıydılar hala aklım almıyor."
Sinirlendiği sesinden belliydi. Elindeki tesbihi sımsıkı sıkıyordu.
"Nenemin zamanında başlamış düşmanlık. Güya nenemin babası Fırat'ın büyük babaannesini kaçırmış. Nasıl olduysa kadın ölmüş. Bunlarda nenemin babasından bilmişler. Halbuki adam o gün yayla evinde hayvanların başındaymış. Gelde anlat işte bunlara. O günden beri siz öldürdünüz biz öldürmedik derken kan davası gibi bir şeye dönüşmüş. En son işte yıllar önce büyük halamı onlara gelin olarak verince kapandı mevzu dedik. Bitti sanıyorduk. "
" Büyük halan mı? "
" Evet. Babamın ablası. En büyükleri. Ama şuan hiçbirimizle konuşmuyor. Yüzünü bile bilmiyorum ben düşün yani. "
" Neden konuşmuyor? "
" İstemediği kişiyle evlendirildi diye. Sevdiğine vermemişler falan karışık oralar. Kimsede mevzusunu açmaz zaten. "
"Denemediniz mi hiç konuşmayı?"
"Hayır. Dedem kendi tercihi bizi ilgilendirmez dedi ve onu hayatından çıkardı. Herkesinde öyle yapmasını istedi. Öylede oldu."
"Mevzu bitmiş işte. Daha neden uzatıyorlarki düşmanlığı?"
"Bizde bilmiyoruz. Fırat'ın abileri rahat durmadılar. Kendileri kuruntu yapıp uğraştılar bizimle. Bizde burdan gidicektik. Annem ve babam İzmir'e gitmişlerdi o sırada. Ev falan ayarlamak için. Biz daha sonra gidicektik. O gün Elif'e yani kardeşime sözüm vardı. Burdan gitmeden önce onu büyük parka götürücem diye. Allah belamı verseydi de götürmeseydim keşke. "
Koca adam karşımda resmen ağlıyordu. Yiğit haklıydı. Ali kardeşine cidden çok bağlıydı ve kendini fazlaca suçluyordu.
Başımı omzuna koyup koluna sarıldım.
" Kardeşin için üzgünüm."
"Bazı geceler rüyalarıma geliyor. Gözlerimi kapatmaya korkar oldum. Her seferinde beni affettiğini söylüyor ama affedemiyorum ben kendimi. Yapamıyorum. İçimde intikam duygusu oluşuyor her uyandığımda. Sonra vazgeçiyorum. Bunun kimseye faydası yok diyorum."
" Karşılık vermemişsiniz. Fırat ne istiyor o zaman? "
" Bu seferde abisinin intikamını istiyordur. Abisi Elif öldüğünden beri hapiste. Abim baya uğraştı içeri sokmak için. 30 yıl aldı en son. Anlıycan daha içeride kalıcak. Bu da dışarı da dolanıyor işte."
" Kendini üzme artık. Eminimki o da üzülüyordur sen böyle yaptığın için. "
" Biliyorum üzüldüğünü ama elimde değil. Canımı en çokta ne yakıyor biliyor musun? "
" Ne?"
" Herkes seni onun yerine koyuyor. Onu unutup yeni bi hayata başlamak istiyorlar. "
"Öyle bir şey yok Ali. "
" Annem öyle düşünmüyor ama Aytemur'da öyle. Kardeşim kızım demeler başladı bile. Yakında adını Elif'te yaparlar merak etme. "
" Şuan sadece saçmalıyorsun. "
" Sana şunu söyliyim mi sen asla kardeşimiz olamıycaksın. Aytemur'un kafası bilir. Bi kardeşim der bi bakmışsın seni görmezden gelir. Annemlerin de döneceği yok daha. Aytemur bi kaç güne geri gider göreve. Bizde İzmir'e döndüğümüz an seni direkt geldiğin yere geri götürücem. Bu misafirlik fazla uzadı. "
Ondan uzaklaşıp yüzüne baktım.
" Ali. Ben ne senin kardeşin olmaya çalışıyorum ne de Elif'in yerini doldurmaya çalışıyorum. Ben sadece ailem olsun istiyorum. "
" Boşa nefesini tüketme. Sana ilk geldiğin zaman söyledim. Bizim ailede yerin yok çünkü bizim bi ailemiz bile yok. Annem babam bile daha 1 ayını doldurmadan bırakıp gitti seni. Sence çok umurlarında mısın? "
Oturduğu yerden kalkmıştı.
" Bence sen birazda bunları düşün belki mantıklı gelip kendi isteğinle gidersin. Şayet benim bırakmam daha kötü olur senin için. "
Geldiğim yoldan gitmişti. Cidden yerim yok muydu bu ailede?
...
Ne kadar zaman orda oturdum bilmiyorum ama hava kararmaya başlamıştı. Geç kalmadan eve gitsem iyi olurdu. Ayağı kalkıp arkamı döndüğümde yabancı birini görmeyi beklemiyordum. Daha doğrusu elinde silahla bana bakan birini görmeyi beklemiyordum.
DEVAM EDECEK
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Abilerim De Abilerim✨
ChickLitYetimhanede geçen bir hayat ve o hayata biranda giren aile. Almira yeni ailesine alışmaya çalışırken abileri ona pekte yardımcı olmuyordu. Bakalım sonları nasıl olacak?