Bölüm 27

4.9K 273 19
                                    

Kendinizi daha önce hiç boşlukta hissettiniz mi? Ben şuan öyleyim. Her şeyin farkındayım ama aslında hiçbir şeyin farkında değilim. Kendimi kabuslardan uyandırayım derken aslında kendimi bile bile kabusun içerisine atıyordum. Kafamdaki sesler susmuyordu bir türlü. Ne yapsam susmuyordu.

"Oğlum kesin lan çenenizi. Kızı uyandıracaksınız! Uyanırsa sikerim belanızı ha!"

"Abi bize diyorsun kendin bağırıyorsun ama."

Kafamdaki sesler bana ait değilmiş. Birazdan gözlerimi açtığımda kendimi bile bile içine attığım kabuslardan birine ait olan seslermiş. "Abilerimin" sesleri.

"3 gün oldu neden hala uyanmadı bu kız?"

"İlaçlar yüzünden olabilir mi acaba Yağız?"

"Ne biliyim abi. Ben senin gibi doktor değilim kusura bakma bilmiyorum neyin ne olduğunu."

"Bilmiyorsan sus o zaman."

"Gençler hadi kalabalık yapmayalım. Boşaltalım odayı zaten uyanmaz bugünde. Doktor yeni yaptı iğneyi. Etkisi anca geçer akşama kadar."

"Ben gitmem bir yere. Daha da ayrılmam Elif gözlerini açana kadar."

Elif? Ha doğru ya Elif bendim. Göndermeye çalıştıkları kardeşleri aslında öldü sandıkları kardeşleri. Ne olursa olsun ben Elif değilim. Almira'yım. Bu hiçbir zaman değişmeyecek. Almira olarak tanıdım kendimi Almira olarak kalacak.

" He tamam Yiğit hadi çık kapının önünde beklersin. Salın artık şu kızı ya."

"Yook. Bu saatten sonra hayatta bırakmayız onu."

"Şimdi mi aklınıza geldi bunlar? Dua edin hastanedeyiz. Açtırayın benim ağzımı."

"Tamam Selçuk abi ya."

Odanın kapısı kapanınca odadaki seslerde kesilmişti. Sonunda gitmişlerdi. Biri hariç.

"Aç hadi gözlerini çıkardım hepsini."

"Nasıl anladın?"

Sesim hasta olduğum zamanlarda ki gibi kısık çıkıyordu.

"Askerim kızım ben. Heralde anlıycam. Neyse boşver. Su ister misin?"

"Evet."

Bardağa su doldurduktan sonra bana yardım ederek başımı kaldırmamı sağladı ve suyu içirdi.

"Teşekkür ederim."

"Ne demek fıstığım. Ağrın falan var mı? Doktoru çağırayım hemen."

"Kolum ağrıyor biraz da başım."

O an fark ettim kolumun alçıda olduğunu.

"Çatlamış sadece korkulacak bir şey yok. Sadece bir süre başında sargı duracak o kadar."

"Yara mı var?"

"Kafatasındanda ufak bir çatlak var
Önlem amaçlı sadece korkulacak bir şey yok."

"Ben fazla bir şey hatırlam-FIRAT! O nerde? İyi mi? Abi doğruyu söyle iyi mi? En son yaralıydı diye hatırlıyorum."

Selçuk abi yerimden kalkmama engel olup yanıma oturdu.

"İyi yani iyi olacak merak etme."

"Ne demek iyi olacak? Doğru düzgün anlat şunu. Öldü de bana mı söylemiyorsunuz yoksa!?"

"Yok güzelim olur mu öyle şey. Sadece durumu biraz kritik o yüzden yoğun bakımda tutuyorlar ama iyi olacak söz veriyorum sana."

"Onu görmek istiyorum. Lütfen."

Abilerim De Abilerim✨Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin