Bölüm 17

5K 265 25
                                    

"Almira dikkat et tamam mı? Özellikle Fırat'a. Aklım sende kalsın istemiyorum."

"Ay tamam aytemur yeter anladım."

"Sanada iyilik yaramıyor kızım ha."

"Halam çok dikkat et tamam mı? Ara bizi zaman buldukça. Almira'yı da merak etme bana emanet o."

Ali'ye bakarak söylemişti bunları Selma hala. Halam bee.

"Ondan şüphem yok hala. Hadi hepiniz Allah'a emanet."

Aytemur otobüsüne binip camdan bize el salladı. O gidene kadar bekledik otogarda. Benim ne yapıp edip yanlarından ayrılmam lazım.

"Hala ben bi çarşıya gitsem olur mu? Alacaklarım varda."

"İyi gidelim hadi kızım."

"Yok! Yani senin gelmene gerek yok. Yorulma hiç boşuna. Ben hemen gidip gelirim."

"Bir şey olmaz Kağan gelip alır bizi. Hadi gidelim."

"Ya hala off. Söylemiycektim ama mecbur bıraktın beni."

"Neyi kız çatlatma da söyle."

"Benim konuştuğum birisi var ve bugün onunla buluşucaktım. Seninle gidersem ne der sonra benim hakkımda. Zaten abilerimden zar zor zaman bulabiliyorum yalnız kalmak için."

"Sen ne yere bakan yürek yakansın öyle. Kimmiş bakalım bu çocuk."

"Söz biraz ilerlesin ilk seninle tanıştırıcam. Şuan geç kalıyorum lütfen hala."

"İyi öyle olsun bakalım. Geldiğinde konuşuruz ama kaçışın yok."

"Tamam konuşcaz söz."

"İyi bakalım. Görüşürüz hadi.

" Görüşürüz. "

Halam otogardan çıkana kadar bekledim. Çıktıktan sonra Fırat'ı arayacakken birisi kolunu omzuma attı. Baktığımda tabiki Fırat'tı.

" Demek görüştüğün çocuk he. Sevdim bak bunu. "

" Aklıma başka bir şey gelmedi napıyım. Ayrıca sen niye burdasın? "

" Askee uğurlamaya geldim. Uğurladım şimdide gidiyorum."

"Acele edelim hadi. Eve erken dönmem lazım."

...

Gardiyanın yol göstermesiyle bir odaya geldik. Karşı tarafla aramızda cam vardı sadece. İstemsizce kasılıyordu insan bu ortamda.

"Kasma kendini fazla."

"Ortam çok kasvetli."

"Alışırsın biraz sonra."

Kısa bir süre geçtikten sonra karşı odanın kapısı açıldı. Gelmişti abisi.

"Abim."

"Aslanım."

"Nasılsın abi? İyi misin? Bi sorun falan yok dimi?"

"Yok aslanım yok. İyiyim ben. Yani ne kadar iyi olursa."

"Az kaldı abim. Çıkıcaksın burdan. Merak etme."

"Bu kim?"

"Ben Almira."

Sorgularcasına Fırat'a baktı.

"Abi sana bahsetmiştim ya. Evlatlık olan kız. Bize yardım edecekti hani."

"Ha o kız. Memnun oldum Almira."

"Bende memnun oldum."

"Abi istersen başla anlatmaya. Fazla zamanımız yok."

"Fırat sana anlatmıştır zaten olayın çoğunu. Ben sadece benim şahit olduğum yerleri anlatıyım. Elif'i parkta kaçıranları ben gördüm. Ali'nin nasıl çaresiz olduğunu da. Yardım etmek istedim ama edemedim çünkü kaçıran adamlar büyük halanın adamlarıydı. Olaya karışırsam ne beni ne de ailemi yaşatırdı o kadın. Olaydan bir kaç saat sonra beni çağırdı büyük halan. Gittim. Elif'te oradaydı. Bana planından bahsetti. Aslında Elif'i öldürmek gibi bir planı vardı başta. Daha sonra vazgeçti. Onu kendi kızıymış gibi büyütmek istedi. O aileye em büyük zarar böyle olur dedi. Bana neden anlattığını sordum. Cinayet süsü vermemi istedi yoksa kardeşlerimi öldürüceni söyledi yapardı da. Kuyuya attığımız yanmış ceset aslında mezarlıktan çıkarılmış biriydi. Halan o kadar iğrenç birisi ki böyle pislik bir şeyi yaptırmıştı bana. "

" Neden sen tutuklusun o zaman? "

" Bana da tuzak kurmuş. Biliyordu tabiki Elif'i ona bırakmıycamı. Ailesine söyliycektim ordan çıktıktan sonra. Kuyuya cesedi atarken falan fotoğraflarımı çekip savcıya vermiş e birazda para tabi. Suçlunun o olduğunu hakim de savcı da çok iyi biliyordu ama para ve can tatlı geliyordu onlara. Onlarda sustular. Sonuç ben suçlu oldum. Suçsuz olduğum halde. "

" Peki neden bana söylüyorsunuz? Aytemur benden daha yetkili. Bi asker 17 yaşındaki kızdan daha iyidir bu konuda. "

" Sencw bize inanırlar mı? "

" Denemeniz gerekiyordu yinede. "

" Denemedik mi sanıyorsun? Anam kaç kez kapılarına dayandı da dinlemediler. "

" Büyük halanın evi nerde peki? Elif'i nerde tutuyor? "

" Yıllar geçti üstünden. Gözüm kapalıydı götürülürken. Ama deniz kenarıydı sanırım. Dalga sesleri oldukça fazlaydı. Ve serinlik vardı. Öğle saati olmasına rağmen serindi hava. "

" Başka hatırladığın bir şey var mı? "

Düşündü biraz.

" Asfalt yoldan bi anda taşlı yola geçtik. Öyle hatırlıyorum. Başka hatırladığım bir şey yok. "

" GÖRÜŞ BİTTİ! "

" Abi biz her şeyi halledicez tamam mı? Biraz daha sık dişini. "

" Allah'a emanet aslanım."

....

" Öğrendin işte her şeyi."

"Ne hissedicemi ya da düşünecemi bilmiyorum. Kafam çok karışık."

"O zaman kalbinin sesini dinle. Beyin bazen salak saçma şeyler söyler sana. Aptallaşır ama kalbin sen olduğun için her zaman senin gibi kararlar verir."

Bizim hödüğe bak sen.

"Deniz kenarı ve taşlı yol demişti abin. Harita falan var mı? Bir de kalem."

Bu ailedeki tüm sırları bulmak istiyordum artık. Bilmediğim her şeyi öğrenmek istiyordum. Sonu ne olursa olsun.

DEVAM EDECEK

Abilerim De Abilerim✨Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin