"Çıkıyor musun?"
"Gördüğün gibi çıkıyorum Yiğit."
"Tamam da bir şey demedim. Ha bu arada biz akşama doğru merkezdeki eve geçmiş oluruz. Boşu boşuna buraya gelme. Direkt oraya gel."
"Tamam gelirim."
Tam evden çıkacakken Yiğit durdurdu beni.
"Ay ne var Yiğit?"
"Seni üzmesine izin verme tamam mı? Nereye götüreceğini az çok tahmin ediyorum. Sakince konuş. Önce bi içinde tart biç ondan sonra bir karara var. Hemen yüklenme."
"Bitti mi? Bitmediyse akşama sakla kendini çünkü çıkmam gerekiyor."
"Bırakmamı ister misin?"
"Fırat almaya geldi zaten. Bırakırsan artık beni gidicem."
"İyi tamam git. Dediklerimi unutma sakın."
"He he tamam."
Evden çıkıp beni bekleyen Fırat'ın yanına gittim ve arabaya bindim.
"Sevgilim?"
"Efendim?"
"Bu güzelliğini neye borçluyuz?"
"Fazla mı abartmışım?"
"Hayır hayır abartmamışsın da çok güzel olmuşsun. Yani tabi her zamanki halinde daha bi ayrı güzel görünüyorsun gözüme. Kıskanmaya başlıycam artık."
"Artık bol bol kıskanacak zamanın olur."
"Nedenmiş o?"
"Merkezdeki eve geçiyoruz bugün."
"E güzel haber bu. Daha sık görüşebiliriz artık."
"Evet öyle. Yani Selçuk abi gelene kadar."
"Boşver Selçuk abini falan da senin sesin niye dün kötü geliyordu. Yiğit bir şey mi söyledi?"
"Hayır söylemedi."
"Sesin niye durgundu o zaman?"
"Telefonun tamirdeydi dimi?"
"Evet."
"Hmm."
"Bir sorun mu var?"
"Bilmem var mı?"
"Bende onı soruyorum işte. Var mı yok mu?"
"Seni aradığımda Ayça nasıl açabiliyor telefonunu Fırat? Üstelik benimle konuşmak istemediğini söylüyor."
Bıkmışlıkla nefesini verdi.
"Anlaşıldı şimdi konu. Yine Ayça'nın yaptıklarını bana mı yüklüyorsun?"
"Yüklemek falan yok sadece soruyorum."
"Tamam. Konuşucaz bunları ama önce seni tanıştırmak istediğim birisi var. İn bakalım."
Yok artık. Cidden beni Ayça'nın babasıyla mı tanıştıracaktı?
"Sen şaka falan yapıyorsun heralde? Eski nişanlının babasıyla mı tanışıcam?"
"Şuna eski nişanlın diyip durma. Gel işte. Babası olduğunu biliyorsan konuşmadıklarını da biliyorsundur."
Arabadan inip beni beklemeye başladı. Bende arabadan inip yanına geçtim ve içeri geçtik. İçeri girer girmez garson yanımıza gelip masamızı gösterdi ve gitti.
" Telefoncu Ayça'nın uzaktan bir akrabasının. Ondan başkada telefoncu yok mahallede. Diğer telefoncu tee nerde. Uğraşmamak için ona bıraktım. Nerden bileyim telefonumla uğraşıcanı? Eğer inanmıyorsan burdan çıktıktan sonra oraya gidebiliriz."
"İnanmamak değilde-"
" Güvenmiyorsun bana. "
" Güvenmemekte değil mesela. Sadece ikilemde kalıyorum. İlk defa yaşıyorum böyle şeyleri. Nasıl bir tepki vereceğimi de bilmiyorum. "
" Şu zamana kadar güvenini kıracak hiçbir şey yapmadım. Aksine daha çok güven inşa ettim. Ama sen hiçbir dahil bile olmayan şeylere kafa yorup duruyorsun. "
" Fırat ben sana güveniyorum. "
" Güvenmiş halin buysa güvenmemiş halini merak ediyorum. "
" Hoşgeldiniz Fırat. Bölüyorum dimi? "
" Yok abi estağfurullah. "
Fırat sandalyeden kalkıp gelen adama sarıldı.
" Abi tanıştırayım. Kız arkadaşım Almira. Anlatmıştım sana."
"Memnun oldum kızım. Senden çokça bahsetti bu serseri."
"Bende memnun oldum."
"Söylediniz mi yemeğinizi?"
"Biliyorlar zaten ne getirmeleri gerektiğini."
"İyi bakalım. Eee nasıl gidiyor bakalım. Evlilik falan yok mu daha?"
"Yok abi. Daha çok erken. Yolun başındayız hala. Zaman bize ne gösterir bilemeyiz."
"Doğru diyorsun. Bir bakmışsın yanı başında bir bakmışsın başkasının yanında. Kızım üzmüyor dimi bu serseri seni? Üzüyorsa söyle çekerim kulaklarını."
"Yok üzmüyor aksine olmadığım kadar mutlu ediyor beni."
"Sen artık yabancı değilsin. Biliyorsundur olanları. Gelmiş yine mahalleye. Sen onun şeytanlıklarına kanıpta Fırat'a yüklenme. Bilirim ben onun aklındakileri.. Fırat'la seni ayırmaya çalışacaktır. Ona inat daha sıkı sıkı bağlanın birbirinize."
"Merak etmeyin onu takmıyorum zaten. Gelip geçici bir olay olarak görüyorum."
Biraz daha sohbet ettikten sonra yemeklerimizi yedik ve restorandan ayrıldık. Fırat eve bırakıyordu şimdi ve mekandan çıktığımızdan beri konuşmuyordu.
"Küs müyüz?"
"Niye küs olalım?"
"Yüzüme bakmıyorsun ve konuşmuyorsun benimle?"
"Trafikte olduğumuz için gözümü yoldan ayırmıyorum."
"Yapma Fırat. Sen trafik falan takmazsın. Güven meselesi mi? Kırıldın mı bana?"
"Evet kırıldım Almira. Hemde çok. Ben sana güvenirken senin bana güvenmemen kırdı beni. Daha ilk günden söyledim sana. Onunla olan her şeyi silip attım unuttum dedim ama sen bana inanmıyorsun."
"Tamam özür dilerim. Söyledim sanada. İlk defa böyle bir şey yaşıyorum."
"Uzatmayalım yoksa birbirimizi kırıcaz. Gerek yok buna. Geldik burası. Daha geç olmadan gir hadi eve. Sıkıntı çıkmasın daha fazla."
"Veda öpücüğü de mi yok?"
"Evin önündeyiz. Gören falan olur olmaz."
Bir süre öylece yüzüne baktım ama o benden başka her yere bakıyordu. Çantamı elime alıp arabadan indim. Bahçe kapısının önündeyken dedikleriyle ona döndüm.
"Seni seviyorum. Her ne kadar kırsana seviyorum. Ve o kızla asla alakam yok. O günden sonra hiç konuşmadım görmedim bile. İnanmak istersen doğruyu söylüyorum."
Bir şey dememe fırsat vermeden gitmişti. Aptalsın be kızım. Hemde çok aptalsın. Al kırdın işte gül gibi çocuğu.
DEVAM EDECEK
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Abilerim De Abilerim✨
ChickLitYetimhanede geçen bir hayat ve o hayata biranda giren aile. Almira yeni ailesine alışmaya çalışırken abileri ona pekte yardımcı olmuyordu. Bakalım sonları nasıl olacak?