37. bölüm

562 26 0
                                    

Safiye sultan uyanır uyanmaz sabah erkenden Süleymaniye caminin yolunu tutar. O heybeti büyük caminin kapısından içeri girince ilk olarak camiyi seyereder. Ardından ağaçların arasından geçerek Sultan Süleyman Han'ın türbesine varır. Hürrem sultanın sandukasının önünde durur. Ellerini açıp merhum sultanın ruhuna fatiha okuduktan sonra:

- Namı büyük Hürrem sultan, bu adı ülkemde çok duymuştum. Bir yükseliş, imkasızın gerçekleştiği bir hikaye olarak dinledim sizin hikayenizi. Dilden dile, ülkeden ülkeye dolaşan yüzyıllar boyu anlatılacak bir hikayeydi bu. Bin yıl geçse de unutulmayacak bir hikaye. Bu hikayeyi ilk dinlediğimde size hayran kalmıştım. Bir kölenin akıl almaz yükselişi, imkansız denileni başarması beni çok etkilemiş, adeta büyülemişti.

Hikayeyi sonuna kadar dinlediğimde ise kanım donmuştu. Bu nasıl bir zalimlik, şehzade Mustafa gibi halkın göz nuru bir şehzadenin nasıl katline ön ayak olur diye size lanetler yağdırmıştım. Yeminler etmiştim asla bu kadın gibi olmayacağım diye. Onun yürüdüğü yoldan yürümeyeceğim hatta o yolların yakınından dahi geçmeyeceğim demiştim. Oysa bakın şimdi nerdeyim? Ne haldeyim?

Nefret ettiğim kadının mezarının başındayım.

Yavaş yavaş içimde bir şeylerin koptuğunu hissediyorum. Değişiyorum, tüm çabalarıma rağmen değişiyorum sizin gibi birine dönüşüyorum. Lakin ben istemedim ki böyle olmayı ben mi seçtim bu kaderi? Ben mi yazdım?

Ey Hürrem sultan duy beni. Daha 13 yaşındaydım 13. Ailemden koparılıp pazarda satıldığımda daha 13 yaşında bir çocuktum. Ne osmanlının haremini ne de o haremin içinde dönen oyunları bilirdim. Ben istemedim sizin hareminizde yaşamayı. seçildim. Nurbanu sultan tarafından şehzadesi Murat için seçildim. Bizzat onun tarafından sunuldum şehzadeye. Sevdim Osmanoğlu Murat'ı kendi canımdan çok sevdim. Tek bir şey istedim. ömrümde tek bir şey. Muradım ve evlatlarımla mutlu yaşamak. Lakin gelinin Nurbanu çok gördü bu masum istediği bana. Aldı elimden sevdiğim adamı soktu başkalarının koynuna. Beni mecbur etti değişmeye, zalimliğe itti beni.

Artık dayanamıyorum. Ona karşı masum kalamıyorum. Yalvarıyorum yeter artık Nurbanu sultan dur artık diyorum lakin sesimi duyuramıyorum. Bazen düşünüyorum sizde böyle mi dediniz diye. böyle yalvardınız mı? Kıymayın bana, kıymayaın içimdeki masum kıza, dönüştürmeyin beni bir canavara dediniz mi? Ben dedim, Ellerime kan bulaştırmamak için çok direndim. Lakin artık yol ayrımına geldiğimi hissediyorum. Artık benim ve evlatlarım için iki yol var . Ya sessizce ölümü bekliycez ya da...

Sarayda İki VenedikliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin