41. bölüm

504 26 2
                                    


Nurbanu valide bu duruma nasıl tepki vereceğini bilemez olmuştur. Hem benim bir dediğimi iki etmez dediği evladı Murat dediğini yapmamış hem de Mehmet ve Safiye'den tam kurtuldum derken mehmet'in hastalığı çıkagelmiştir. nurbanu, "bu kadar tesadüf aynı anda olamaz bu işte muhakkak bir iş var" diye düşünür ancak hiçbir şey yapamaz.

Haremde bu olayın tesadüf olmadığını düşünen tek kişi Nurbanu sulatn değildir. Mihrimah sultan da aynı şeyi düşünmektedir.

Bu düşüncesinde haklı olup olmadığını anlamayı kafasına koyan Mihrimah sultan eskiden tanımış olduğu bir falcının yanına gider. Bu kişi halk arasında falcı Zehra diye bilinir. Lakin aslında bu kadının bilmediği efsun, ilaç, zehir yoktur.

Zehra- Hoş geldiniz, sefalar getirdiniz fakirhaneme sultanım. Sizi yıllar sonra buraya getiren neden nedir?

Mihrimah- Lafı dolandırmaya niyetim yok Zehra kadın. Şehzademiz Mehmet'in vaziyyetinden haberdarsındır herhalde.

Zehra- Duydum sultanım. Bahtsız şehzademiz yataklara düşmüş de kaldıran olmazmış derler.

Mihrimah- Derdini bilen olsa kaldıran da olacak elbet lakin kimse bir günde şehzadeye ne olduğunu anlamıyor.

Zehrar- Sizin için ne yapabiliri sultanım?

Mihrimah- Her türlü dert de derman da sende bulunur. De hele bana şehzademin başındaki bu illet necidir?

Zehra- Allah korusun şehzademiz amansız bir hastalığın pençesine düşmüş olabilir. Bazı ince hastalıklar öyle kolay ele vermez kendini mezara götürür girdiği bedeni. Bir de şey olabilir...zinhar böyle bir şey olduğunu sanmam amma...

Mihrimah- Ne olabilir?

Zehra- Bir ilaç vardır sultanım, öyle herkesin bileceği türden değidir. Sırlıdır derler. Bir yudum alan kişi aniden yatağa düşer. Kimse derdinden bir şey anlayamaz. Belli bir süre geçip ilaç etkisini göstermediğinde de kişi hiç bir şey yaşanmamış gibi sapasağlam ayağa kalkar. kırmızı renkli bir ilaçtır bu işittiğime göre. amma yalan amma doğru bilmem lakin bu ilaç hakkındaki söylenceler bunlardır.

Mihrimah- Sence şehzade bu ilaçtan almış olabilir mi?

Zehra- Bilemeyiz sultanım. Eğer hal böyleyse bunda Safiye sultanın parmağı var demektir. Sizin anlayacağınız yüce hanedanımızın arkasından bir güzel iş çevirmiş olurlar.

Mihrimah Safiye kendi evaldına bunu neden yapsın ki diye düşünürken parçaları yavaş yavaş birleştirmeye başlar. "Vay vay Safiye hatuna da bak sen hele. sancağa çıkmasın oğlu diye böyle bir hileye başvurmuş demek. Her zaman bu kızda beni çeken bir şeyler olduğunu biliyordum ama ne olduğunu bir türlü bulamıyordum. Meher bu kıza olan ilgimin nedeni validem cennet mekan Hürrem sultanın zekasına benzerliğiymiş.


Sarayda İki VenedikliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin