Eşim Aslında Benim Lanetim

Bölüm 5

İris :

Dolunaya doğru bir kayalıkta durmuştuk. Bir anda tanıdığım bir koku çok yakınımdaydı. Sereni benimle bağlantısını kesmişti. Kurduyla ne konuştuğunu duyamıyordum. Gece gibi siyah bir kürk ve lacivert gözler. Ares'in kurdu çok güzel ve büyüleyiciydi. Bana doğru yaklaşmaya çalıştığında Sereni saldırı pozisyonu aldı. Ona zarar vermesini istemiyordum ama ondan uzak kalarak onu korumam da gerekiyordu. Bir süre sonra Ares uzaklaşmaya başladı ve Sereni benimle tekrar iletişim kurdu.

'' uzaklaşmasını sağladım. Hadi değişelim ve eve geri dön.''

'' sereni o çok güzeldi.''

'' tabi ki güzeldi o eşim.''

'' acaba bizimle ilgili ne düşündü?''

''kurdunun ne düşündüğünü çok iyi biliyorum. Bana yaklaşmak için yalvardı. Ben de ona gitmek istedim ama seni korumam gerekti. Uzaklaşmazsa uçurumdan atlayacağımı söyledim ve geri çekilmeyi kabul etti. İkisi de zarar görmemizi istemedi.''

Ay Tanrıçası'nda bu cezayı hak edecek ne yaptığımı merak ettim. Neyse ki kurduma benzemediğim için beni tanıyamazdı. Ama ya kokumu tanırsa o zaman ne yapacaktım?

Berbat bir kabus görmüştüm. Ares 'e eşi olduğumu açıkladım ve büyük bir zevkle dudaklarıma koştu. Bir süre sonra arkasından kan geldiğini anladım ve Ay Tanrıçası'nın sesi duyuldu.

'' İris , güzeller güzeli İris. Harika bir hayatın olmasını diliyorum. Bu güzel hayatta kaçman gereken tek şey eşin. Asla ama asla eşinle beraber olamazsın. Eğer olmaya kalkarsan ikinizden biri canından olacak.''

Neden böyle oluyordu? Gözyaşları içinde uyandım ve mutfağa indim. Girmeden kokusunu aldığım adam içeri girince çok kötü hissettim kendimi ve oradan ayrıldım. Davranışıma bir anlam verememiş olması insan halimle beni tanıyamadığı anlamına geliyordu. Artık bu işi noktalamam gerektiği için odasına gittim.

'' Merhaba biraz vaktin varsa konuşabilir miyiz?''

'' Gel otur.''

Bu oda da çok vaktim yoktu. Dalgın görünüyordu. Muhtemelen eşini yani beni düşünüyordu , kurdum hissediyordu.

'' Ares artık gitme vaktim geldi. Yerime birini bulamadığını biliyorum ama gerçekten gitmem gerek.''

Ona adıyla seslenmeme hiçbir zaman bir şey dememişti. Bu bir yandan özel kılıyordu beni. Karşı çıkmasını beklerken daha büyük bir şokla karşılaştım.

'' Pekala hala gitmek istiyorsan gidebilirsin. Sadece 2 hafta daha kalman gerekiyor.''

'' Neden?'' anlamış mıydı?

'' Sera buraya geliyor ziyarete. Senden ona öğrendiğin kadarını göstermeni istiyorum. Pek çok şey senin düzeninde ilerliyor ve senden başka gösterebilecek biri yok. 2 hafta daha kalıp ona göstermeni istiyorum.''

Tabi ki eşimin evleneceği kadınla vakit geçirecek olmak beni mutlu etmemişti. Biraz hırlar gibi çıktı sesim.

'' Ya istemezsem ve hemen gitmek istersem ne olur?''

Ses tonum hoşuna gitmemişti. Oturduğu yerden kalktı ve alfa enerjisiyle bana yaklaştı. Gözlerimin içine bakarak.

'' O zaman 2 hafta kalmanı rica etmek yerine emredebilirim buna ne dersin?''

Eşine nasıl emir vermeyi düşünebilirdi?

'' Bana emir veremezsin.''

Gözleri laciverte dönmeye başlıyordu. Sinirlenmişti ve bana daha çok yaklaşıyordu. Yine yüzünü boynuma götürdü. Derin bir nefesle kokumu içine çekti ve nefesini boynuma bıraktı. İçimden ufak bir inilti çıkınca yüzünü kaldırmaya başladı. Sereni'yi durdurmaya çalışırken gözlerimi kapattım. Açtığımda ağzında bir gülümsemeyle bana çok yakın duruyordu. Burnum burnuna değene kadar ona yaklaştım ve hırlayarak cevap verdim.

'' Çekil üzerimden.''

Bir anda geri çekildi. Kapıya doğru giderken bir anda beni durdurdu. Yine sinirle ona döndüm ama gözlerinde ki endişeyi görünce içim ürperdi.

'' Ne oldu?''

'' Eris'i al ve onun odasına git. Kapıyı kilitle. İkinci bir emre kadar oradan çıkamazsın. Saldırı altındayız.''

Hızla odadan çıktı. Koşarak Eris'in yanına gittim ve odasına gittik.

'' Ya ona bir şey olursa.''

'' Ona hiçbir şey olmayacak Eris. Abin çok güçlü bir alfa merak etme.''

'' Ona bir şey olacak olursa bütün dünyayı yakabiliriz.''

Kafamın içinden konuşan Sereni'nin söylediği beni gülümsetti. Eris'le yatağa uzandık ve ona kitap okurken endişelerimin azalmasını bekledim.