Bölüm 6

2.5K 150 0
                                    

Ares :

Bana bu şekilde karşı çıkması beni çok rahatsız etmeye başlamıştı. Normalde kimseye karşı alfa gücümü hissettirmeme gerek olmazdı. Ama onun üzerinden bir işe yaramıyordu. Ona iyice yaklaştığımda onu koklamaktan kendimi alamadım. Ancak bu kadar yaklaşırsam kokusunu çok az alabiliyordum. İstemsiz bir şekilde nefesimi boynuna doğru verdiğimde ondan gelen inleme beni hem şaşırttı hem heyecanlandırdı. Bir adım geriye gittiğimde gözlerinde hayal meyal biraz mavi görmüştüm. Burnunu burnumda hissettiğimde dudaklarımda hissettiğim nefesi karşı koyulmazdı. Ama ondan hiç beklemediğim bir tepki aldığımda geri çekilmek zorunda kaldım. Gözlerinde ki şehvet ve davranışları çok çelişiyordu. Ayağa kalkıp odadan çıkarken durdurmak zorunda kaldım. Aztek sürü bağlantısıyla tehlikeyi haber verdiğinde korumak istediklerim sürüm , kardeşim ve İris'ti. Ona ne yapması gerektiğini söyleyip hızla evden ayrıldım.

'' Burada neler oldu?'' kurt formunda sürü iletişimizi kafamızın içinden devam ettirebiliyorduk.

'' Birileri gelecek Luna Sera'nın aracına saldırmış. Bu tarafta ki koruyucu biraz yaralanmış o kadar. Bizim geldiğimizi fark ettiklerinde uzaklaşmışlar.''

İnsan formuna dönerek Sera'nın yanına gittim. Beni görünce hemen kollarıma atladı. Evet sürüsünde Luna olarak yetiştirilmişti. Ama savaşması gereken bir Luna olarak değil korunması gereken bir Luna olarak. Hala titriyordu. Üzerime bir kıyafet geçirdim ve eve dönene kadar kollarımın arasından ayrılmadı. Eve girdiğimizde onu odama götürdüm ve uyuyana kadar yanında kaldım. Daha sonra Aztek'le odamda buluştuk. Saldırganların bağımsız bir sürü olduğunu düşünüyordu. Bu tehlikeyi daha çok arttırıyordu. Kiminle karşı karşıya olduğumuzu bilmemek daha çok çaresiz hissetmeme neden oluyordu.

Yorgunlukla aşağıya indim. Bir viski şişesi aldım. Rahatlamam gerekiyordu. Yumuşak ayak seslerinin sahibini tanıyordum. Kapıdan bana bakıyordu. İris... Yaklaşıp yaklaşmamakta kararsız olsa da bana doğru yürümeye başladı.

'' İyi misin? '' sesi hiç olmadığı kadar şefkatliydi. Tabi ki alfa olduğum için kimse bana bu soruyu sormamıştı. İyi olmak zorundaydım. Ama nedense onun şefkatini biraz daha hissetmek istiyordum. Cevap vermeden ona bakmaya devam ederken yüzünde bu zamana kadar gördüğüm en güzel gülümseme ile yanıma oturdu. Ona döndüm ve gözlerimin içine bakıyordu. Bir şey demem gerekiyordu ama demek istemiyordum. O devam etmeye karar verdi.

'' Neler oldu anlatmak ister misin? ''

'' Bağımsız bir sürü Sera'nın aracına saldırmış. Bir kurdum yaralanmış. ''

'' Ne olduğunu düşünüyorsun? ''

'' Sera'nın buraya geleceği planlıydı. Yolu da planlıydı. Luna olacağı için ona saldırdıklarını düşünüyorum. Biz güçlü bir sürüyüz bu nedenle düşmanımızda çok.'' İç çekip bütün bardağı bitirdim ve masaya koydum. İris ayağa kalktı ve gitti. Tabi ki bu problemlerle uğraşmak zorunda değildi. Derken elinde bir bardakla içeri girdi. Kendine ve bana doldurdu. Bir süre sessizce oturduk. Yine sessizliği o bozdu. Onun şefkati bana iyi geliyordu.

'' Sen güçlü bir alfasın. Buraya geldiğimden beri Aztek , Eris ve karşılaştığım herkes senin iyi ve güçlü bir alfa olduğunla ilgili bir sürü hikaye anlattı bana. ''

Hafifçe gülümsedim. Tabi ki sürümü korumak istiyorsam güçlü olmak zorundaydım. Böyle düşünürken söyledikleri beni şaşırttı.

'' Ama her zaman güçlü olmak zor olmalı değil mi? '' elini sırtıma koydu ve yavaşça aşağı yukarı okşamaya başladı. Dokunuşu arada kıyafetlerim olmasına rağmen beni sakinleştiriyordu.

'' Evet her zaman güçlü olmak zorundasın Ares. Ama kendini böyle hissetmek zorunda olmadığın insanların yanında başkalarına güvenmelisin.''

Kafamı ona çevirdim. Uzun siyah saçları eşofmanının üstüne giydiği beyaz askılı bluzdan dolayı daha koyu ve parlak görünüyordu. Gözleri ve burnu kızarmış , gözaltları şişmişti. Korkup ağlamış mıydı ? Kendine bir şey olacağı için mi korkmuştu bana bir şey olacağı için mi korkmuştu ? Ben neden ikinci seçenek olmasın istiyordum ?

Bunları düşünerek kendimi serbest bıraktım ve kafamı göğsüne yasladım. Görmesem bile gülümsediğini hissediyordum. Bir eliyle kafamı okşarken diğer eliyle kolumu okşuyordu. Bir elimi beline doladım diğer elimi bacağının üstüne koydum. Her geçen saniye daha çok sakinleşiyordum.

'' Eris haklıymış.''

'' Eris mi ? Hangi konuda ? ''

'' Sana sarılmak insanı çok sakinleştiriyor.''

Birkaç kaç kez Eris'i İris'in kucağında kafasını göğsüne koymuş uyur şekilde yakalamıştım. Ona neden böyle yaptığını sorduğumda dünyanın en huzurlu yeri orası gibi hissediyorum sende mutlaka denemelisin abi demişti bana. Gerçekten haklıydı. Bir süre sonra kalp atışının hızlandığını hissettim. Elleri artık okşamaktan ziyade dokunmak istiyor gibiydi. Kafamı kulağının altına doğru götürdüm. Orada kokusunu içime çekerek almaya başladım. Elim artık bacağından yukarı doğru istemsiz bir şekilde çıkıyordu. Beni geri itmemesi daha çok cesaretlendiriyordu. Kendimi durduramadım ve boynundan uzunca öptüm. Artık saçlarımı daha sert tutuyordu. Hoşlanmadığından değil sanki daha fazlasını ister gibiydi. Kafamı kaldırdım ve gözlerinin içine baktım. Beni istediğini görebiliyordum.

'' Ares...'' ismim hiç bu kadar anlamlı gelmemişti. Tam dudaklarına doğru gidecekken içerden başka bir kadının ismimi seslendiğini duydum. Sera bana sesleniyordu.

Eşim Aslında Benim LanetimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin