Bölüm 31

1.1K 91 0
                                    

İris:

Zorlu bir hafta olmuştu. Ares saldırganları yakalamaya gittiğinde güvenli bölgeye kaçan herkes panik içindeydi. Neyse ki yaralı yoktu. Ama evleri yanan insanlar dehşet içindeydi. Ares bu sürü için her şeyi yapmaya hazırdı. Benim de sürümü koruma vaktim gelmişti.

'' Herkes beni dinlesin. Alfa hepimiz için dışarıda elinden geleni yapıyor. Panik yapmak sadece onun işlerini zorlaştırır.'' Herkesin gözü bana dönmüştü ve sakinleşmeye başlamışlardı. Yapabileceğimiz her şeyi yapmaya çalıştık. Düzen çabuk oturmuştu. Sarah her şeyde bana yardım etmişti. Eris çocuklarla ilgileniyordu. Herkes bana teşekkür ediyor , gördükleri her yerde bana gülümsüyorlardı. Buraya geldiğimden beri ilk defa bir işe yaradığımı hissettim. İlk defa Luna olduğumu hissettim. Ama Ares'le konuşuncaya kadar bunların benim hatam olduğunu düşünüyordum. Bir haftadır Ares sürünün güvenliğiyle ilgilenirken ben de diğer işlerle ilgileniyordum. Yapacak bir şey kalmadığında odamıza döndüm. Remus'un bize verdiği kitapları inceleyip zarfı açtım.

'' Ay'ın Kızı'nın mektubu.'' Ayın harfleriyle yazıyordu.

'' Sereni burada ne yazdığını okuyabiliyor musun?''

'' Evet İris. İlk defa oluyor ama okuyabiliyorum.''

'' Ne yazıyor.''

'' İnsan isminin ne olduğunu bilmediğim için sana kurdumuzun ismi ile sesleneceğim. Merhaba Sereni. Öldükten sonra bu mektubun Ay'ın Kızı'nı koruması gereken sürüye ulaştırılmasını istemiştim. Diğer reenkarnasyonlardan farklı olarak Endi'yi ilk kez işaretlemiştim. Daha sonra geçmiş yaşamlarımı hatırlamaya başladım. Dünya'nın Tanrısı ve Ay'ın Tanrıçası ile bir anlaşmamız vardı. Evet beraber olabilirdik ama iki şartları vardı. Dünya'nın Tanrısı birimiz öldüğünde diğerinin de öleceğini söyledi. Ay'ın Tanrıçası ise....istemişti. Öldükten sonra ruhum Ay'a geri dönmüştü. Tanrıça'ya defalarca yalvarmama rağmen beni bir bedene geri koymamıştı. Benden defalarca özür dilemişti. Sonra yeniden doğmaya başladım. Dünya'ya kurt olarak inen tek Ay insanı ben değildim. Yeniden doğmam için iki ay kurdunun çiftleşmesi gerekiyordu. Tanrıça'nın engel olamayacağı tek şey buydu. Her seferinde Endi'yi bulsam da ya da Gece Sürüsü tarafından korunsam da ölmeye devam ediyordum. Ya Zev ya da diğer güç isteyenler beni buluyordu. Her yüzyılda bir ölüyor ve doğuyordum. Tanrıça ilk dört yaşamımda bana yardım etmişti. Daha fazla ölümüme göz yumamayacağı için beni bütün dünyadan gizlemeye başladı. Ama her seferinde Sereni Endi'yi buldu. Bazen kim olduğunu bilerek bazen kim olduğunu bilmeyerek. Bu şekilde sekiz yaşam sürdüm. Ben dokuzuncu yaşam olarak Ay'ın Kızı olduğumu bilmeyerek Endi'yi buldum ve işaretledim. Ama yanlış yerde ve yanlış zamanda işaretlemiştim. Bu mektubu okuyorsan sen benden sonra ki reenkarnasyon olmalısın. Sen onuncu yaşamımızsın. Sereni lanetin çözümü Tanrıça'nın dünya ya gelemeyeceği günden önce Endi'nin ilk yaşamında işaretlediği o gölde Endi'yi işaretlemek. Seni tek bir konuda uyarabilirim. Endi'yi işaretlememle beraber yalnızca benim değil Endi ve Zev'in de geçmiş yaşam anıları geri döndü. Onlarında bir sonra ki yaşamlarına mektup bıraktıklarına eminim. Artık üçümüzde ne olduğunu ne olmasını gerektiğini ve ne yapacağımızı biliyoruz. Lütfen Sereni çok dikkatli ol. Hepimizin yapamadığını yap ve bu döngüyü durdur. Lütfen bizim için mutlu ol.''

Kurdum sustuğunda bir damla gözyaşı yanağımdan süzüldü. Dokuz yaşam , dokuz mutluluğu bulamamış eş acı verici olmalıydı. Diğer Sereni'leri düşündüğümde içim parçalandı. Tanrıça'nın dünyaya gelemediği gün kısmını anlamamış olsam da artık ne yapmamız gerektiğini biliyorduk. Koşarak Ares'in odasına gittiğimde hata yaptığımı anlamıştım.

Bana o şekilde kızmasının üstünden üç gün geçmişti. Benim suçum olduğunu zaten başından beri biliyordum. Ama beni o şekilde teselli ettikten sonra böyle söylemesi çok canımı yakmıştı. Neredeyse beş gündür çok az görüşüyor ve konuşuyorduk. Ben çoğunlukla zamanımı sürü üyeleriyle geçiriyordum. Yanan yerlerin inşaatıyla erkekler uğraşırken kadınlar eşyaların taşınması ve yerleşmesine yardım ediyordu.

'' Luna iyi misin?''

'' İyiyim Sarah. Diğerlerini düşünce ben gayet iyiyim.''

'' Hadi ama İris. Senin de dinlenmeye ihtiyacın var. Çok solgun ve zayıflamış görünüyorsun.''

'' Gerçekten iyiyim Aztek.'' Aslında haklıydı. Anlamadığım bir şekilde zayıflamıştım. Fiziksel olarak halsizleşmemin yanında Sereni'yle de bağımın zayıfladığını hissediyordum.

'' Ares senin bu halini görüp neden seni odaya kapatmıyor anlamıyorum.'' Aztek ondan bahsedince gözyaşlarımı tutamadım. Aztek beni evine götürdü ve neler olduğunu sordu. Ares'in davranışlarını , çektiğim fiziksel ve duygusal acıyı paylaştım. Biraz mektuptan ve Sereni ile olan durumdan bahsettim.

'' Tanrım Luna neden daha önce bize anlatmadın?''

''Neden onunla konuşmayı denemiyorsun?''

'' Herhangi bir şey konuşacak halim yok Aztek. Çok yorgunum.'' Sarah elimi tutmuş bana destek olmaya çalışıyordu. Her şeyi paylaşmak bana ağır gelince gözlerimi kapattım.

Gözlerimi tekrar açtığımda Ares'in odasındaydım. Başım çok ağrıyordu. Doğrulmaya çalıştığımda Ares bana yardım etmek için kalktı. Sesinde bir yumuşaklık olsa da bakışları çok boştu.

'' İyi misin İris?''

'' İyiyim. Birkaç gün zorluydu.''

'' Neden gelip bana anlatmadın? İşlerini başkası da yapabilirdi.''

'' Yeterince şeyle uğraşıyorsun zaten. Sana destek olmak istedim.''

'' Yine her şeyi benden önce başkası duydu.'' Öfkeli miydi üzgün müydü anlayamıyordum.

'' Sana anlatmak için geldim Ares. Ama hatamı yüzüme vurmakla meşguldün.''

'' Her defasında aynı şey İris. Seni kıracak bir şey yapıyorum , sen teselliyi başka yerde buluyorsun ve ben her şey için kendimi suçlu hissediyorum. Ne zaman büyüyüp problemlerini doğru kişiyle çözmeyi öğreneceksin?''

Nutkum tutulmuştu. Öncesinde onu her defasında affettiğim için bana tapan adam şimdi neler söylüyordu? Sinirlenecek enerjim bile yoktu. Uzatmak istemiyordum. Kalktım ve ona sarıldım. Bir an için enerjim geri dönse de kayboldu. Bu dokunuşumuzun eskisi ile alakası yoktu.

'' Bu gece benimle uyur musun?'' kafamın üzerinden öptü.

'' Üzgünüm biraz işlerim var. Sen dinlen doktor ile iletişimde olacağım.'' İçinde hiçbir şefkat barındırmayan bir gülüş ile odadan çıktı. Biraz dolaşmam gerektiği için dışarı çıktım. Ormanda yönümü kaybettiğimi zannederken mağaraya ulaşmıştım. İçeri girdiğimde nefes nefese kalmıştım.

'' Sereni beni duyuyor musun?''

'' evet İris sonunda!''

'' neler oluyor Sereni?'' sesini duyduğum gibi ağlamaya başlamıştım.

'' bilmiyorum İris ama nedense seninle olan bağlantım zayıflıyor.''

Önce eşim şimdi kurdum. Bütün bağlarımı kaybediyordum. Birinin ayak seslerini duydum. Dönüşmeye çalıştım ama tökezleyip yere düştüm. Luke bana doğru yaklaşıyordu. Gözlerim kapanmaya başladı. Çok yorgun hissediyordum.

'' Sevgili İris çok yorgun ve yalnız görünüyorsun. Tanrıça'nın dünya ya inemeyeceği gün yaklaştığı için bu normal olmalı. Ama merak etme iki gün sonra her şey bitecek. Bir daha asla seni yalnız bırakmayacağım.''

Eşim Aslında Benim LanetimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin