İris:
Gözlerimi açtığımda karanlık bir odadaydım. Kolumda bir serum ve ağzımda solunum cihazı vardı. Yavaş hareketler solunum cihazını çıkardım. Doğrulmaya çalışırken iki kol bana yardım etti ve sırtımı yatağa dayayabildim. Görüşüm netleşmeye başladığın da Luke karşımda gülümseme ile oturuyordu.
'' Bana ne yaptın?'' sesim çok kısık çıkmıştı.
'' Günaydın sevgili Sereni'm. Ben sana hiçbir şey yapmadım. Yani seni hayatta tutmaya çalışmaktan başka hiçbir şey diyebiliriz.''
'' Yalan söyleme ben kendimi öncekinden de kötü hissediyorum.''
'' Bu durumun benimle alakası yok İris. Sanırım alfa , Endi'nin mektubunu daha bulamadı. Gerçi bulmuş olsa yılın bu zamanı senin bu hale gelmene izin vermesi intihar olurdu.''
'' Ne demek istiyorsun?''
'' Ay Tutulması İris. Tanrıça'nın dünyaya gelemediği gün Ay Tutulması. Senden önce ki Sereni dünya ve ay arasında ki bağlantı kesildiğinde döngü tamamlanmadığı için öldü. Endi'yi işaretlemesi sayesinde artık üçümüzde ne olduğunu ne olmasını gerektiğini ve ne yapacağımızı bilir noktaya geldik. Sizin bildiklerinizden farklı olarak benim mektubumda Ay tutulması sırasında işaretinin silineceği ve hemen ölmeden tekrar işaretlenerek hayatta kalabileceğin bilgisi vardı.''
'' Buna vakit bulamadan Ares seni parçalamış olacak.''
'' Buna emin misin İris? Son zamanlarda aranız nasıldı? Seni bu halde tek başına dolaşmaya gönderebildiğine göre pek iyi olduğunu düşünmüyorum. Ayrıca Ay Tutulması yarın gece sevgili Sereni. Yarın istesen de istemesen de bu döngü bitecek. Bizimle beraber bitecek. Hadi o zamana kadar biraz daha dinlenmeye çalış.'' Alnımda öperek odadan çıktı.
Hayatımda hiç bu kadar korkmamıştım. Luke gördüğüm en sakin ve duyguları olmayan insandı. Büyük bir hata yapmıştım. Ares'in zorla dinlemesini sağlamalıydım. Odaya geldiğinde her şeyi açıklamalıydım. Tek başıma o mağaraya gitmemeliydim. Ares'e bir tokat atıp beni görmesini sağlamalıydım. Şimdi ölmekten ya da yeniden doğmaktan daha acı verici bir kadere gidiyordum. Hayatıma onsuz devam etmek zorunda kalacağım bir kader ölmekten daha beterdi. Belki de kendimi öldürmeliydim.
'' Hayır İris , lütfen kendine ve eşine güven''
''Son davranışlarından sonra nasıl güvenebilirim?'' ses gitmişti ve ben uykuya geri dönmüştüm.
Ertesi gün öğleden sonra birkaç kadın içeri girdi. Solunum cihazını ve serumu çıkardılar. Artık konuşamıyordum. Önce beni yıkadılar. Siyah saçlarımı özenle dalgalandırdılar. Gözlerime koyu renk bir makyaj yaptılar. Üzerime beyaz saten bir elbise geçirdiler. Hiçbir şey demeden odadan çıktılar. Luke içeri girdi. Bir an için beni görünce gözleri doldu. Önüme eğildi ve ellerimi ellerinin arasına aldı. Dizlerimin üstünden bana bakıyordu.
'' Ne kadar uzun zamandır bu anı beklediğimi bilemezsin. Gerçi aslında bilebilirsin. Neredeyse bin yıldır benim olmanı bekliyorum. Görüntün ne kadar değişirse değişsin her zaman çok güzelsin Sereni. Kokun her zaman baştan çıkarıcı , güzelliğin göz kamaştırıcı , zekan ve gücün kimseyle kıyaslanamaz düzeyde. Endi hiçbir zaman benim sen de gördüğümü göremezdi. Güzel işaretin neredeyse yok olmak üzere. Hadi gidelim artık bizim zamanımız başlıyor.''
Bomboş gözlerle ona bakıyordum. Beni kucağına aldı ve arabaya bindik. Bizimle beraber başka kurtlarda yola çıkmıştı. Nereye gittiğimizi biliyordum. Gölün olduğu mağaraya girdiğimizde ben , Luke ve üç kurt kalmıştık. Gölün ortasında küçük bir ada vardı. Burası Endi ve Sereni'nin işaretlenme töreninin yapıldığı yerdi. Zev'in döngüyü başlattığı ve bitireceği yerdi. Burası Sereni'nin döngüsünün başladığı , İris'in döngüsünün bittiği yer olacaktı.
Adanın üzerinde ki ay ışığı yavaş yavaş sönmeye başlamıştı. Tutulma başlamış olmalıydı. Ay enerjim sönse de hala insan enerjim vardı.
'' İşaretinin silinmesi için bütün tutulmanın gerçekleşmiş olması gerekiyor. Hala birkaç dakikamız var. Bana söylemek istediğin bir şey var mı sevgili eşim?''
'' Ben senin eşin değilim.''
'' Şimdilik değilsin.''
'' Sen beni işaretlesen de ben seni işaretlemeyeceğim.''
'' Bu konuda endişelenmene gerek yok. Lanet için bir fedakarlık yapmam gerekiyordu. Artık kurt formuna dönüşemiyorum. Yalnızca son bir kez o da sadece dişlerimi seni işaretlemek için kullanabileceğim. Bu yeterli olacak ve senin işaretlemene ihtiyacımız olmayacak.''
'' Neden Luke? Neden bu kadar ileri gidiyorsun? Sadece beni sevdiğin için mi?''
'' Tabi ki Sereni seni her şeyden çok seviyorum. Bunun yanında sadece dünya'ya değil Ay'a da hükmedebileceğiz.''
'' Ne demek istiyorsun?''
'' Ben ilk kurt sürüsünün soyundan geliyorum. Senin eşin olunca dünya da ki en güçlü kurt olacağım. Ay kısmına gelince sözleşmenin Tanrıça'nın isteği olan kısmı tamamladığımızda belki yüzyıllarca süren bir hükümdarlık başlayacak. Hem Dünya hem Ay'ın alfası olacağım ve sen sevgilim , gelmiş geçmiş en güçlü Luna olacaksın.''
'' Asla sözleşmenin ikinci kısmını seninle tamamlamayacağım.!''
'' Söz hakkın olduğunu düşünmen çok komik Ay'ın Kızı. Vakit geldi.''
İşaretimin silindiğini hissediyordum. Sanki bununla beraber hem ruhum hem bedenim de siliniyordu. Fiziksel olarak olmasa da mecazen öyleydi zaten. Ares'ten sonsuza kadar kopmak İris için ruhunun ve bedeninin yok olması demekti.
Ares keşke seni ilk gördüğümde eşim olduğunu söyleseydim. Kollarına atlasaydım ve kokunu doyasıya içime çekseydim. Beni kabul etmesen de edene kadar peşinden koşsaydım. Daha çok kavga etseydik ben seni daha çok affetseydim. Daha çok seninle uyuyup uyansaydım. Bedenini daha çok tanısaydım. Keşke sana daha çok seni seviyorum deseydim. En azından son kez seni görebilseydim.
Luke adım adım bana yaklaşırken bütün pişmanlıklarım gözyaşlarımı bırakmama neden olmuştu. Luke dişlerini çıkarmaya başlarken en azından son dileğim yerine gelmişti. Ares nefes nefese içeri girdiğinde yüzümde bir gülümseme ile gözlerine baktım. Sessizce fısıldasam da onun duyabileceğini biliyordum.
'' Seni seviyorum Ares.'' Gözyaşım yavaşça yanağımdan akarken her şeyin nasıl bittiğini görmemek için gözlerimi kapattım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Eşim Aslında Benim Lanetim
WerewolfAh... kokusu , teninin yumuşaklığı , saçlarının karışıklığı , bakışları ve dokunuşu... Her şey olması gerektiğinden daha mükemmeldi. '' Sadece bu gece benimle uyur musun ? '' diye sorduğunda bu kadar ileri gidebileceğimizi tahmin etmemiştim. Bir gec...