Bölüm 24

2.2K 138 2
                                    

Ares:

Ah bu inanılmaz bir deneyimdi. Duşa girdiğimde aklımda hala birkaç dakika önce yaşananlar vardı. İris'in inlemeleri , ağzıyla bana yaptıkları , gözlerinde ki şehvet , dokunuşları ve sona geldiğimizde bana yaşattığı o duygu... O her şeyiyle inanılmaz bir kadındı. İşaretlediğim yeri öptüğümde aramızda tekrar oluşan o kıvılcımı görmezden gelmem gerekiyordu. Gideceğini söylediğinde eğer gerçekten gidecekse sadece bir kere de olsa birbirimizin eşi olduğunu bilerek uyumak istemiştim. Dudaklarım dudaklarını bulduğunda artık durmak için çok geçti. Kendimi sakinleştirmek için girdiğim duşta tekrar yükselmeye başlamıştım. Suya odaklanarak sakinleştim ve çıktım. Odaya girdiğimde farklı bir koku daha vardı ama İris bana gülümseyince bir önemi kalmadı. İris duştayken kendimi sakin ve yorgun hissetmeye başladım. Daha fazla uykuya direnemeyecektim. Sabah uyandığımda onu kalması için ikna etmem gerekiyordu.

Uyandığımda yanım boştu. Koşarak odadan çıktım. Evin hiçbir yerinde yoktu. Kokusunu çok az diyebileceğim şekilde alıyordum. Tam kapıdan çıkarken aynaya yansıyan görüntümde dün bana gösterdiği kolyeyi boynumda gördüm. En azından bana veda etmeyi de mi düşünmemişti? Gitmekte bu kadar kararlı olması çok acı vericiydi. Hele ki dün gece paylaştıklarımızdan sonra bunu hala yapabilmişti. Sınırdan çıkmış olamazdı. Olsaydı bunu hissederdim. Kokuyu takip etmeye başlayınca başka bir koku daha dikkatimi çekti. Aztek!

Evine doğru giderken Aztek çoktan geldiğimi bildiği için kapının önündeydi.

'' Sakin ol Alfa. Bir dakika beni dinle.''

'' Nerede o?''

'' Yukarda uyuyor.'' İçeri girmemi engellemek için kolumu tuttu ama onu ileriye attım. Yukarı çıktım ve kapıyı açtığımda öfkem endişeye dönüşmüştü. Kolunda bir serumla uyuyordu. Aztek arkamdan yukarı geldi.

'' Ne oldu?''

'' Bilmiyorum. Dün gece kafamın içinden bana seslendiğini duydum. Hemen olduğu yere gidince yerde baygın yatıyordu. Buraya getirdim ve doktoru çağırdım. Doktor fiziksel bir sorunu olmadığını söyleyerek sakinleştirici bir serum taktı.''

'' Bana neden haber vermedin?''

'' Bana seslendiğinde eğer sana haber verirsem bir daha benden yardım istemeyeceğini söyledi.''

Kaşları çatık uyuyordu. Yanına gittim elini tuttum. Yüzü gevşemeye başlayınca rahatladım. Aztek'le doktoru beklemek için aşağıya indik.

'' Alfa evine geri götüreceğim.''

'' Ares senin içinde zor olduğunu görüyorum. Ama bırak birkaç gün burada dinlensin. O benim Luna'm. Seni koruduğum gibi onu da koruyacağımı biliyorsun.''

'' bizden daha yeni kaçtı. Onu hemen korkutma.''

Aztek ve Endi haklıydı. Haklı olmaları daha çok öfkelendiriyordu. En azından sınırlarım içindeydi ve Aztek'le güvende olacağını biliyordum.

'' Eve git Ares. Diğer mesele ile ne yapacağını düşün. Söz veriyorum bir şey olursa haberin olacak.''

Hiçbir şey demeden evden ayrıldım. Yoluna koymam gereken çok fazla şey vardı. İris benden kaçarken daha da zor oluyordu.

Üç gün sonra dolunayda dönüşmek için çıktım. İris'in kurdu güçlüydü. Onunda dönüşmesi gerekiyordu. Ama güneş battığından beri kokusunu alamamıştım. Kafamın içinden Aztek'e seslendim.

'' Nerede o ? Daha dönüşmedi mi?''

'' Öğleden sonra evden çıktı o zamandan beri onu görmedim. Tek başına dönüşmek istediğini söyledi. Biraz etrafta dolaşalım. Kokusunu alan sana haber verecektir.''

İki saat olmuştu ama hala kokusunu alamıyordum. Başına kötü bir şey gelmiş olsa bağımızdan dolayı hissederdim. Yine de endişelenmekten kendimi alamadım. Kokusunu bu kadar iyi saklayacak kadar nerede olabilirdi?

'' mağara!''

Doğru ya bir sonra ki dolunayda mağarada buluşmayı teklif etmiştim. Hızla mağaraya doğru yöneldiğimde oradaydı. İnsan bedeniyle suyun içindeydi. Ama bir sorun vardı. Ne kadar yaklaşırsan yaklaşayım ne gözünü açıyordu ne de hareket ediyordu. Hızla suya atladım ve Endi onu kıyıya götürdü. Yüzünü yalamaya başlayınca derin bir nefes alarak uyandı.

'' Ares...'' kurdumun boynuna sarıldı. Yavaş yavaş geri çekilerek kurduna dönüştü.

'' Neden suyun içindeydin?''

'' Bilmiyorum. Öğleden sonra evden çıktım ve yürüyerek buraya geldiğimi fark ettim. Dolunay olduğu için dönüştüm ama bir süre sonra tekrar insana dönüşüp kendimi suyun içine doğru bıraktım.''

Düşünceli bir şekilde suya bakmaya devam ediyordu. Yavaş yavaş yanına yaklaşınca kurdu irkildi. Yanında durdum ve oturdum.

'' Neden bir şey demeden gittin İris?''

'' Zaten gideceğimi biliyordun.''

'' Evet ama kokumu kapatmak isteyecek kadar benden uzaklaşmana neden olan şey ne oldu?''

'' Konuşmak istemiyorum. Koşmam lazım.'' Beraber mağaradan çıktık ve ne kadar zaman süre koştuğumuzu bilmeden ilk tanıştığımız yere geldik. Hüzünlü bir şekilde bana bakıyordu. Yavaş yavaş yaklaştım ve alnımı alnına koydum. Nefes alış veriş sesimiz gecede duyduğumuz tek ses haline geldi. Ayın ışığı bizim üzerimizdeydi. Hiç bu kadar canlı hissetmemiştim. Sanki ömrüm boyunca bu an için yaşamıştım. Daha fazla beklememe gerek yoktu.

'' Seni seviyorum İris.'' Dediğimde büyük bir öfkeyle karşılaştım.

'' Yalancı.'' Diyerek ormanda geri koşmaya başladı. Yeter artık! Ne olduğunu anlamam gerekiyordu. Ama o çok hızlıydı. Aztek'in evine yönelirken Aztek yeni dönmüş kapıdan içeri giriyordu.

'' İris bekle!'' kaçan kovalanır oyunundan sıkılmıştım. Gözleri mavi şekilde döndü bana. Öfkesini her hücremde hissediyorum.

'' Seni bu kadar sinirlendirecek ne yaptım söyle artık!'' kolundan tuttuğumda kaçtı ve Aztek'in arkasına saklandı.

'' Çekil Aztek.''

'' Sence şu an gerçekten olmak istediğim yer Luna ve Alfa'nın kavgasının ortasında kalmak mı? İris beni çok sıkı tutuyor kıpırdayamıyorum.''

'' Bana Luna demeyi kes.''

'' Konuş İris! Seni sevdiğimi söyledikten sonra neden kaçıyorsun?''

'' Yalancı. Aztek'le konuşmanı duydum. Beni istemiyorsun.''

'' Ne diyorsun ne istememesi ne konuşması?''

'' Geçen senin odanda onunla evlenemeyeceğini söylediğin konuşma var ya ondan bahsediyor Alfa.'' Yüzünde aptal bir gülümseme vardı.

'' Evet İris. Seni bulmuşken Sera ile evlenmeyeceğim. Beni istesen de istemesen de onunla evlenemem artık. Ne var bunda bu kadar kızacak?''

'' Aztek onu işaretledikten sonra bunu nasıl söyleyeceğini sordu sana. Aynı anda iki kişiyi işaretleyemezsin değil mi? Neden yalan söylüyorsun?'' büyük bir şok içindeydim.

'' Ölmeden Alfa'mın bu halini de gördüğüm için çok mutluyum.'' Diyerek önce kahkahayı patlattı sonra yüzü ekşidi.

'' Ah İris kolumu çok sıkıyorsun.''

'' Bana bak İris.'' Neler olduğunu anladığım için artık sakinleşmiştim. Aztek'in arkasında benden saklanması dışında rahatlamıştım.

'' Ben betamı parçalamadan onu bırak ve bana bak.'' Derin bir nefes alıp verdi. Aztek'i bıraktı ve yüzüme döndü. Gözleri dolu doluydu. Bir adım yaklaştım ve elimle akan gözyaşını sildim.

'' Bahsettiğim işaret eş bağı işareti değil. Sera'nın sürüsünde nişan işareti geleneği var. Evliliğimiz kararlaştırıldığında bu işareti uzakta olduğu için koyamamıştım. Bu sefer ki gelişinde iki dişimi köprücük kemiğine geçirdim. Sadece biz evlenene kadar kalacak bir iz. Başka hiçbir anlam ifade etmiyor.'' Şaşkın gözlerle bana baktığında ona sıkıcı sarıldım. Yavaşça o da kollarını kaldırdı ve bana sarıldı. Acaba ne zaman normal eşler olabilecektik?

Eşim Aslında Benim LanetimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin