Bölüm 26

2.2K 133 2
                                    

Ares:

Sabah uyandığımda ilk onu görmek tarif edilemez bir duyguydu. Bir daha asla hiçbir sabaha onsuz uyanmak istemiyordum. Tanrıça'nın onun için gönderdiği mesaja çok kızmıştım. Sırf o mesaj yüzünden aylarca benden kaçmak zorunda hissetmişti. Artık hiçbir yere kaçamayacaktı. Kaçsa da onu bulmaya devam edecektim. Sera'nın sürüsüne giderken benimle gelmeleri onlar için tehlikeliydi. Ama en azından İris gözümün önünde olacaktı. Derken Eris kurtlarımızın isimlerini sesli söylediğinde kafamın içinde ki uluma çok güçlüydü. Birinin kurdunun ismini bildiğinde o kişiyle sonsuz bir iletişim sağlardın. Nerede olursan ol onu duyabilirdin. Bu nedenle kurt isimlerimizin çok az bilinmesine dikkat ederdik. Amacım bunu İris'ten saklamak değildi. Kurtlarımız tekrar sakinleştiğinde Eris'in yanına gittik.

'' Eris doğduğunda çok hastaydı. Normalde hiçbir kurt hastalıkla doğmazdı. Kurt tarafı onu hep korurdu. Ölecek kadar hasta doğduysa hiçbir zaman kurda dönüşemezler ama yaşarlar. Eris'in kalbi çok zayıftı ve kurdu ona yetmiyordu. Babam onu mağaraya götürüp Ay Tanrıçası'nın kutsaması için haftalarca yalvardı. Eris kutsandıktan sonra normal bir çocuk olarak yaşamaya başladı.''

'' Belki bu yüzden bu yazıyı okuyabiliyordur.''

'' Eris burada ne yazdığını söyler misin?'' işaretlenmeyle ilgili kısmı okuduktan sonra diğer bilmediğimiz kısma geçti.

'' Zev aslında Sereni'ye gerçekten aşıktı. Sadece güç için değil onu insana dönüşemeyen kurtla gördüğü ilk an aşık olmuştu. Ay'ın Kızı'nın dünya ya kurt olarak indiği öğrenilince çok mutlu olmuştu. Ama Sereni'yi Endi'yle görünce çok sinirlenmişti. Onlara karşı olan kurtları toplayarak işaretlenme törenlerini bastı. Sereni'nin işaretini parçalayınca Sereni öldü. Zev ne yaptığını anlayarak kendini öldürdü ve Endi'ye ne olduğunu kimse öğrenemedi.''

Eris çok yoruldu ve uyumaya gitti. İris onu yatırdıktan sonra üçümüz konuşmaya başladık. Artık gizli saklı bir şey kalmamıştı.

'' Evet artık efsanenin tam olarak ne olduğunu biliyoruz ama bu siz ikinizin ne yapması gerektiğini anlamamıza yardımcı olmadı.''

'' İris döngüyü nasıl tamamlayacağız?''

'' Bilmiyorum Ares. Bütün bildiklerimi anlattım. Bir yerlerde başka kaynaklar olmalı.''

'' Pekala artık ikiniz beraber olduğunuza göre önce alfamızın nişan işini halledelim. Sonra bütün gücümüzü buna odaklamaya ne dersiniz?''

Tamam diyerek ayrıldık. Gece birinin sesi rüyama girdi.

'' Ares beni duyabiliyor musun?''

'' Evet sen kimsin?''

'' Benim adım Endi. Kurdun ismini benden alıyor. Ben Sereni'nin eşiyim.''

'' Nasıl benimle konuşabiliyorsun?''

'' Eşinin ismini öğrendiğin anda seninle bağlantı kurabildim. Ama bağlantı şimdilik çok zayıf. Sizi uyarmam lazım. Doğru zaman gelene kadar eşinin seni işaretlemesine izin verme. Doğru yere  gidene kadar sakın bağı tamamlamayın yoksa eşin ölür.''

Nefes nefese uyandım. İris endişeli gözlerle bana bakıyordu. Ne gördüğümü ona anlattım. Saçlarımı severek beni sakinleştirdi. Asla onun ölmesine izin vermeyecektim.

Gece Sürüsü'ne doğru yola çıkmadan önce İris bana yaklaştı.

'' Neden o kolyeyi hala takıyorsun?''

'' Bunu sen taktın ve eğer çıkarmamı istiyorsan sen çıkarmalısın.'' Gülümseyerek yaklaştı ve o gece boynuma taktığı kolyeyi çıkarıp kendi kolyesinin yanına koydu.

'' Bundan sonra kokundan mahrum kalmak istemiyorum.''

'' Aslına bakarsan seni işaretlediğimden beri senin kolyen pek bir işe yaramadı. Evden çıksan da kokunu takip edebildim.'' Şaşırdı ve güldü. Dudaklarıma bir öpücük kondurdu ve yola çıktık.

Beş kurtla beraber iki araba yola çıkmıştık. Sürümde çok güçlü hem erkek hem dişi kurtlar vardı. Biz yokken sürüyü ve Eris'i emanet edebileceğim kocaman bir ailem vardı. Gece Sürüsü'ne yaklaştığımızda kapıda bir sürü kurt vardı. Hepsi alfanın kızının eşini merak ediyorlardı. Alfanın evine yaklaştığımızda İris ürkmüş görünüyordu.

'' Merak etme Sera küçüklüğümüzden beri beni tanıyor. Eşimi bulduğumu anlayışla karşılayacaktır.''

Arabadan indiğimde Sera beni görünce gülümsedi ama İris'i fark edince gerginleşti.

'' Gece Sürüsü'ne hoş geldiniz alfa Ares.''

'' Hoş bulduk alfa Remus.''

'' Yanında misafirler getirmen ne hoş hadi içeri gelin biraz sohbet edelim.''

Hepimiz bir odada toplandık ve konuştuk.

'' Misafirlerimize odalarını gösterin. Akşam yemeğinde görüşürüz.''

'' Ben bu hanımefendi ile beraber kalacağım ayrı odaya gerek yok teşekkür ederim.'' Aztek'in bir dakika bile İris'in yanından ayrılmasını istemiyordum. Sera ile odada baş başa kalınca beni öpmeye başladı. Karşılık vermeyince durdu.

'' Eşini buldun değil mi?''

'' Üzgünüm Sera. Sana her zaman saygı duydum. Küçüklüğümden beri birçok şeyde yanımdaydın. Her şey için sana minnettarım.''

'' Ama senin için gerçek bir eş gibi olamam değil mi?'' yüzünde hüzünlü bir gülümseme vardı. Sera sürümde kaprisli gibi görünse de aslında hiç şımarık değildi. Yalnızca küçüklüğünden beri oynaması gereken rol için hazırlanmıştı. Baş başa kaldığımızda kalbinin ne kadar büyük olduğunu bilecek kadar tanımıştım onu.

'' Mutlu olmanı istiyorum Sera. Gerçekten benden çok daha iyi birini hak ediyorsun.''

'' Anladım Ares. Bu zamana kadar bana saygılı davrandığın için teşekkür ederim.'' Diyerek odadan ayrıldı. Sera ile anlaşmak en kolayıydı. Alfa Remus ile anlaşmak daha zor olacaktı. Akşam yemeğinde ben , İris, Aztek , Sera , Alfa Remus ve onun betası vardı. Yemek çok sakin geçmişti. Sonunda Remus konuyu açtı.

'' Pekala alfa misafirim olduğun için saygılı davranıyorum. Sera yemekten önce bana bir şeyler anlattı. Yanında ki küçük hanım eşin sanırım.''

'' Evet alfa Remus , İris benim gerçek eşim.''

'' Ares babanla çok uzun süre arkadaştım. Kızım Sera senin lunan olarak yetişti. Gerçek eşlerinizi bulduğunuzda bile bunun değişmeyeceğini düşünmüştüm.''

'' Biliyorum babam size ve sürünüze her zaman değer verdi. Ben de Sera'ya aynı şekilde değer verdim. Ama ben eşimle beraber olmak istiyorum.'' Remus her zaman soğukkanlı olmuştu. Yüzünde hiçbir duygu belirtisi olmadan döndü.

'' Sera bunu kabul etmiş görünüyor. O zaman benim için bir problem yok.''

'' Teşekkür ederim alfa Remus.''

'' Ancak kızımın nişanının bozulduğunu bilen diğer sürülerin gözünde sizi öylece gönderirsem bu benim gücümü sarsabilir.'' İşte geliyordu.

'' Tabi ki ne yapmam gerekiyorsa yapacağım.''

'' Evet küçük bir gösteri yapmamız gerekecek. Kızımın yerine geçen lunanın buna ne kadar değdiğini göstermemiz gerekiyor. Ne dersin İris bu konuda bize yardımcı olmak ister misin?''

'' Onu bu konuya karıştırmaya gerek yok. Ben ne gerekiyorsa yapacağım.'' Öfkelenmemem gerekiyordu.

'' Alfa Ares sürümün geleneklerine karşı gelmeye çalışmadığını düşünüyorum. İris ve Sera iki gün sonra auralarını bir arena da gösterecekler. Kim karşısındakinin gücüne boyun eğerse lunan o olacak.'' Yumruklarımı sıktım.

'' Sonuç fark etmez her şekilde İris Luna olacak.''

'' Evet tabii o zaman İris yenilirse bu kadar güçsüz bir eşin alfasını Sera'nın kabul edemeyeceğini söyleyeceğiz.'' Bu fikirde benim sürümü küçük düşürmek içindi. Tam ağzımı açacakken İris araya girdi.

'' Kabul ediyorum alfa Remus.''

Eşim Aslında Benim LanetimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin