Hiç ummadıgım anda babamla aramız düzelmişti. Yasemin'in ateşide düşmüştü. Gece boyu Yasemin'i başında bekledim. Yorgun düşmeme rağmen Yasemin'e belli etmedim.
-"Günaydın canım" Yasemin'in sesi kısılmıştı.
-"Günaydın nasılsın?"
-"Yorgun gibiyim hafifte boğazım ağrıyo"
-"Aşagıya kahvaltıya inebilecek misin?"
-"İnerim. Şu yüzümü yıkıyayım geliyorum." Yasemin'in telefonu çaldı.
-"Aa Ömer abi arıyo al sanadır" deyip telefonu uzattı.
-"Efendim" deyip telefonu açtım.
-"Sevda"
-"Evet benim"
-"Nasılsın. Seni çok merak ettim"
-"İyiyim. Her şey çok güzel olacak demistik ya oluyor Ömer"
-"Ne oldu neler oluyor orada?"
-"Akşam yemeğe gelde anlatayım."
-"Olur gelirim." Telefonda bir an sessizlik oldu. "Neyi farkettim biliyor musun?" Ömer'in sorduğu bu soru heyecanlandırmıştı.
-"Neyi?"
-"Sana alıştığımı. Evin her köşesindeydin. Mutfakta odada salonda her yerdeydin Sevda. Sanki hiç gitmemişsin gibi... buradaymışsın gibi... Ve ben seni özledim galiba" kalbim yerinden çıkacak gibiydi.
-"Bende" dedim bir anda. Devamı gelmedi belki ama yetmişti bana.
-"Bende ne?" dedi. Gülerek
-"Sormak yok " dedim. Ömer bu kaçışımı anlamış olacak ki o da gülerek cevap vermişti.
-"Neyse benim kapatmam lazım. Akşam uzun uzun konuşuruz. Kendine iyi bak"
-"Sende Ömer kendine iyi bak"
Aslında her kaçıs ona varıştı. Her adım ona doğruydu. Kendimi ne kaçmaktan alabiliyordum nede ona doğru gitmekten. Anladım ki eğer yol oysa ne yöne gittiğinin önemi yoktu. Yol oydu. Kalbimde kozasından çıkmaya hazırlanan bir kelebek vardı. Kanatları bana hayat olacaktı. Belkide her kanata çırpışı yaralarıma merhem olacaktı. Kendini saran kozası gün gelip yaralarımı saracaktı.
Elimdeki telefona gülümseyerek bakakalmıştım. En son ne zaman yaşadım bu duyguyu bilmiyorum. Yasemin banyodan çıktı
-"Ben çok acıktım inelim mi kahvaltaya" gülümseyerek
-"Olur" dedim. Bu gülümseyişin kahvaltıya inmek için olmadığını o da anlamıştı.
-"Ablaa sofra hazır hadi gelin" İrem'in sesi evde yankılaniyordu.
-"Tamam " deyip odadan çıktık. Merdivenlerden inerken babamın baş köşeye kurulduğunu gördüm. Beni görünce kocaman gülümsedi. Eliyle hemen yanını işaret edip
-"Sen buraya gel" dedi. İrem'e daha barıştığımızı kimse söylememiş olacak ki şaşkinca yüzümüze bakıyordu. Onu dahada şaşırtmak için babamın yanıma gidip yanağına kocaman bir öpücük kondurdum.
-"Günaydın babacım"
-"Günaydın kızım" İrem'in ağzı bir karış açılmıştı.
-"Şaka yapıyorsunuz yada bu rüya falan değil degil mi?"
-"Hayır İrem degil istersen bir kere daha öpeyimde iyice anla" hemen babama sarılıp bir öpücük daha kondurdum. Babam koca göbeğini hoplata hoplata gülüyordu. İrem bu halimizi görünce
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TUTUN BANA #WATTYS2017
RomanceBelkide geçmiş dediğimiz şey hatırlanmaması gerekenlerden ibarettir... Herkesin geçmişi hatırlanacak kadar iyi değildir. Herkes bu kadar şanslı değildir. Geçmiş denizinden boğulan Sevda... Sevda'ya hasret bir adam... Geçmişten gelen en masum iz Umut...