5. Bölüm Kelebek

183 9 1
                                    

-"Ben elimi yüzümü yıkayıp geliyorum" dedim. Yanından ayrılıp banyoya doğru yöneldim. Ömer'in bakışlarını sırtımda hissediyordum. Sadece yüzümü yıkıyacağım için kapıyı kapatmadım. Musluğu açıp, avucumu akan suyun altına daldırdım. Lavobaya eğildim. Gözlerimi kapatıp suyu yüzüme vuracağım sırada arkamdan birinin geldiğini farkettim. Banyoda nefes alıp verişlerini duyuyordum. Üzerime eğilişiyle nefesi ensemdeydi. Gözlerimi açmaya korkuyordum. Avuçlarının içine saçlarımı aldı. Kokusunu içine çekip yüzüne sürdü. Saçlarımın kirli sakalının arasında gezindiğini hissediyordum. Bütün vücudum buz kesmişti ki

"Yapma sevgilim yapma
Mevsim daha kış
Senin saçlarına,
Çoktan baharlar karışmış."

Söylediği bu sözler tüm bedenimde bir patlama yaratmıştı. Dizlerim bağımsızlığını ilan etmiş, aklım kaçacak köşe arıyordu yada gerçekler, geçmiş saklandığı köşeden çıkıyordu. Avucumdaki suyu lavobaya boşaltıp hızla arkamı döndüm. Küçücük banyoda kimse yoktu. Gözlerimi hızla banyonun her köşesinde gezdiriyordum. Bu mümkün müydü? Aklımı yitirdiğimi düşünüp başımı ellerimin arasına aldım. Allah'ım aklımı yitirmek istemiyorum. Allah'ım acı çekmek istemiyorum. Kendi kendime sayıkladığım bu cümleler bağırışa dönüşüyordu. Banyonun köşesine sinip öylece kaldım. Dizlerimi karnıma çekip lavobaya boş boş baktım. Ne düşündüğümu bile bilmeden öylece baktım. Soğuk fayansları sırtımda hissediyordum. Az önceki görüntüm gözümün önüne geldi. Ben banyoda yüzümü yıkıyor Murat ardımdan gelip saçlarımı okşuyordu. Ne demekti bu? Bir anı bir hayal miydi? Hala sözleri kulağımdaydı

"yapma sevgilim yapma,
mevsim daha kış,
senin saçlarına çoktan baharlar karışmış.."
Kulağımda çınlayan bu ses ölümcüldü. Daha fazla duymaya dayanamadım. Kulağımı elerimle kapayıp avazım çıktığı kadar bağırdım. Ömer'in telaşla banyoya girdiğini görünce bağırmayı aniden kestim. Yüzüne öylece bakakaldım. Yüzünde şaşkınlık vardı. Korkuyla bütün yüzü gerilmişti. Hemen önüme gelip dizlerinin üzerine çöktü

-"Ne oldu Sevda bu halin ne?"

-"Oradaydı Ömer" dedim parmağımla lavobanın önünü göstererek

-"Kim nerdeydi" dedi.

-"Arkamdaydı Murat arkamdaydı." dedim ve tekrar ağlamaya başladım. Gözlerimi ellerimle sıkıca kapattım. Söylediklerim karşısında o da donup kalmıştı.

-"Emin misin?" dedi. Başımı sallayarak evet dedim. Hemen yanıma gelip başımı göğsüne bastırdı.

-"Tamam güzelim herşey geçti" dedi. Başımı kaldırıp yüzüne baktığımda zoraki bir tebessüm gördüm yüzünde. Altında endişe ve korku vardı biliyordum. Ama o saklamayı tercih ediyordu. Elini uzatıp

-"Hadi kalk ayağa, içeri girelim" dedi. Ayağa kalktığımda dizlerimin titriyordu. Ömer'e dogru düştüm. Ömer tek hamlede beni yakalayıp kucağına aldı. Sadece dizlerimde değil yüregimde de derman kalmamıstı. O da çok yükseklerden düsüyordu. Ne yazıkki Ömer bunu göremiyordu. Gerçi görsede tutamazdı. Titreyen sesimle sadece

-"Korkuyorum Ömer" diye bilmiştim. Ömer'in sesiyse güven doluydu

-" Korkma ben hep yanındayım" dedi. " Şimdi gözlerini kapat koridorda fotoğraflarınız asılı görmek sana iyi gelmez" diye ekledi. Banyoya girerken nasıl oldu da görmemiştim ki ben o fotoğrafları. Bense bu sözleri bekliyormuşcasına hemen gözlerimi kapadım. Kafamı Ömer'in göğsüne hapsettim. Kokusunu duyuyordum. Hangi parfüm güvenin kokusunu verebilirki? Ömer güven kokuyordu. Derin derin nefesler alıp güveni içime hapsediyordum. Her nefes hayat oluyordu bana. Her nefes iyi günlerin habercisi.. İçimdeki ses "sabır" diyordu. Tek kapı var önünde "sabır haydi durma çal" diyordu. Bayramlarda şeker toplamaya çıkmış bir çocuk gibi bekliyordum kapının önünde. Kapı aralanıyordu. Ardını göremesemde o kapı bir kere aralanmıştı. Beni koltuğa bırakacağı sırada gövdesine daha sıkı sarıldım. Yalnız kalmak istemiyordum. Sarılınca vücudunun kasıldığını hissettim. Hemen yanıma oturdu. Bakışlarını yüzümde hissediyordum.

TUTUN BANA #WATTYS2017Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin