Acı bir sözdü benim için. Ama dudaklarım inatla gülümsedi. Bir gün bütün bu yaşadıkların neyi öğretti diye soran olursa en acı dolu sözlerden sonra bile gülmeyi diyeceğim. Belkide bu cevabı verdikten sonra bile gülümseyeceğim.
Alicia kan kusar gibi söyledi. Bense ardına bile bakmadan sanki bütün herşeyi o sözleri ardında bırakmak istercesine odama yöneldim. Kapıyı örttüm ve yatağıma uzandım. Camdan gelen soğuk rüzgarın etkisiyle hareketlenen perdeyi izledim.
"Söylemek zorunda mıydın? Sen nasıl bir kadın oldun Alicia ?" Ömer'in sesini çok sonra farkettim
"Ömer ben seni seviyo" tüm dikkatim gelecek olan sesteydi. Ama beklediğim ses gelmedi ve Alicia devam etti
"Sen sevda'yı seviyo " Alicianın sesi daha yüksek çıkıyordu.
"Yeter Alicia sus artık"
"Ben susmuyor sen seviyo " Ömer'in sabrının taştığını hissede biliyordum ama Alicia bunun farkında değildi. Kapının sertçe kapanmasından Ömer'in evi terkettiğini anlamıştım. Bu Alicia susturmaya yetmemişti. Kendi dilinde bir şeyler söylemeye devam etti. Cevap verme den anlamadığımı farketmiş olacak ki Türkçe
"Ömer benim göreceksin. Sen yalnız ölecek" Bu sözler karşısında sadece gözlerimi sıkıca yummuştum. "Sen yalnız ölecek " o cazgır sesi kulaklarımdaydı. O an kapı arkasından değil karşıma geçip söylese tepkim değişir miydi bilmiyorum. Sessizliğim onu sinirlendirmişti. Sertçe kapanan bir kapı sesi duymamla onunda evden gittiğini düşünmeye başlamıştım. Olduğum yerde hareketsiz kaldım. Camdan giren rüzgarın hareketlendirdiği perdeyi tekrar izledim. Bir çocuğun uçurtması gibi savruluyordu.. Belkide bir genç kızın duvağıydı... mutlu olmayı mutluluğun hayalini kuran bir genç kızın duvağıydı...
Uzun süre öylece kaldım yatakta çıkmadım. Çıkamadım aslında. Sanki çivilenmiş gibi. Ev telefonun çalmasıyla irkildim. Gözlerimi devirerek yataktan kalktım. Telefonun ahizesini kaldırıp
"Alo" dedim yorgun bir sesle.
"Sevda abla benim Yasemin. Evde misin?"
"Yasemin farkındaysan ev telefonunu açtım"
"Doğru şey diyecektim ben.. ya bir dakika dur abi" ben neler olduğunu anlamaya çalışırken Ömer'in sesi geldi ahizeden
"Sevda Alicia evde mi?" dedi Ömer
"Sevgilini bana mı soruyorsun bekçisi miyim ben onun "
"Ya öyle değil neyse anlaşılan evde yok beni bekle 10 dakikaya geliyorum " dedi ben daha gelme demeye kalmadan telefonu yüzüne kapadı. Beynime kan sıçramıştı bir kez daha. Alicia bana soruyordu. Öfkeyle koltuğa oturdum. Aradan çok geçmeden kapı çaldı. Kapıyı açtığımda Ömer karşımda duruyordu. Onu gördüğümde aslında karşılaşmaya hazır olmadığını anladım. Kapıyı örtmek için hamle yapsamda Ömer tek eliyle kapıyı örtmeme engel olmuştu
"Saçmalıyorsun Sevda konuşmamız lazım"
"Konuşmak istemiyorum" dedim yılgın bir tavırla
"Sadece 5 dakika" baygın baygın yüzüne baktım. Kapının önünden çekilip girmesine müsade ettim. Tepki koltuğu oturup kollarımı bağladım. Ömer'in uzun bir konuşma yapacağı derin nefes almasından belliydi.
"Sevda bak bu olanlar çok saçma" bir anlık sinirle yerinden kalkıp karşısına geçtim
"Ne çok saçma ondan çocuğun olması mı ?" Dedim. Gözleri bir süre donuk bir şekilde bana baktı. Bir şeyler tartar gibiydi. Sonra dudakları hafifçe yanlara doğru kıvrıldı.
"Sen kıskandın mı? " dedi. Neyi uğradığımı şaşırdım.
"Ne diyorsun sen be ne kıskancam seni" dedim. Ömer hızla yanıma yaklaşıp eliyle ağzımı kapadı. Ne yapmaya çalıştığını ilk önce anlamadım. Bir eliyle omzumdan tutuyordu. Sudan çıkmış balık gibi elinin altında titriyordum. Kulağıma eğildi. Nefesini boynumda hissediyordum. Kalp atıkların giderek hızlanmıştı
"Korkma sessiz ol biri geliyor " dedi dikkatimi kapıya verdiğimde ne demek istediğini anlamıştım. Birinin merdivenlerden sesi geliyordu. Ama ne dediğini anlayamıyordum. Ömer elini ağzımdan çekti kolumdan tutup odama götürdü kapıyı örtmesiyle salonun kapısının açılması bir oldu.
"Bir dakika evde biri var mı diye bakacak ben" konuşmasından Alicianın olduğunu anladım. Ömer' in çekiştirmesiyle gardolaba girdik. Neden Alicia'dan saklandığımızı anlayamamıştım. Yatak odasının kapısının açılmasıyla nefesimi tutmaya başlamıştım.
"Evde kimse yok. Ömer bir daha gelecek mi eve?"
"Peki ne zaman? Ben istediğin herşeyi yaptım senden sadece iki şey istedim biliyo sen?" Şaşkınlıkla Alicia dinliyordum.
"Hesaba paramı yatardın sen? 150.000 değil mi?" Sesimin çıkmasına engel olmak için işaret parmağını ısırmıştım
"Tamam ben şimdi çıkıyor bebek elbisesi alacak ÖMer bana inanacak"
"Okey byy""
Ne kadar süredir öyle kaldım bilmiyorum. Parmağımı o kadar çok ısırmıştımki dişlerimin izi çıkmıştı. Kapı sesini duymamızla dolabın kapağını açıp kendimizi dışarı atmamız bir oldu.
"Bitmeyecek hiç bitmeyecek " dedim. Ömer omuzlarından tutup yatağa oturttu
"Sakin ol. Alicia buraya gelmesinden anlamıştım zaten. Kimle konuştuğunu bulursak ..." sözünü kesip
"Herkes birileriyle konuşuyor benim hakkımda bilgi veriyor hep bi yalan hep bi gizem" dedim
"Başka kim var ki?" dedi Ömer.
"Hakan beyde biriyle konuşuyordu" Ömer dişlerini sıkmış duruyordu. Içimden kıskandım mı nasıl oluyormuş demek geçsede demedim
"Sen ne zaman gördün onu?" Dedi merakla. Burnumu yukarı dikip
"Dün gece oradaydım "dedim. Bakışları iyice sertleşmişti.
"Bir daha o adamla görüşme " dedi. Kalbimde öldüğünü sandığım kelebekler yeniden hareketlenmişti. Bu sözü kıskançlık mıydı yoksa tedbir mi bilemedim. Ama yüzüme küçük bir tebessümün yayılmasına yetmisti.
"Sana zarar verebilir " diye eklemesi yüzümü düşürmüştü.
"Anladım" dedim umutsuzca. Başımı öne eğip nevresimle oynayıp zihnini başka yöne çekmeye çalışıyordum. Elimin üstünde bir el hissetmemle bakışlarım tekrar Ömer'le buluştu. Elini karnıma götürüp
"Bu olanlar bize biz olmayı öğretsin" dedi. Sözleri geceyi aydınlatan ay misaliydi. İçime gönlüme bahar gelmişti
"Ve en çokta güvenmeyi..." diye ekledi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TUTUN BANA #WATTYS2017
RomanceBelkide geçmiş dediğimiz şey hatırlanmaması gerekenlerden ibarettir... Herkesin geçmişi hatırlanacak kadar iyi değildir. Herkes bu kadar şanslı değildir. Geçmiş denizinden boğulan Sevda... Sevda'ya hasret bir adam... Geçmişten gelen en masum iz Umut...