24.BÖLÜM ANNE

78 4 0
                                    

Acılar hiç yorulmaz mı? Vaz geçmez mi üzerine üzerine gelmekten? O gün ne oldu sahi? Alicia'nın Ömer'i öptüğü o ilk an ne oldu bana? Nasılda karmaşıktı benim için? Düşmek gibiydi.. Evet tamamiyle düşmek gibiydi. Siz hiç düştünüz mü? Hemde yüz üstü. Ayaklarını altından yer kayar gibi değil. Hiç yer olmamış gibi... Sanki hiç dimdik duramamışım gibi.. İşte öyle bir etki yaptı Alicia'nın Ömer'i öpmesi. Yer diye bir kavramı alıp gitti. Basamadım.. Ayakta duramadım. Birden kendimi umut denilen yerden umutsuzluk boşluğuna düşerken buldum. Zihnimde binlere kez aynı resim şimşek gibi çaktı. Alicia'nın Ömere sarılıp onu öpmesi. Nasılda yok edici bir andı. Ömer şaşkınca kala kaldı. Bense üstüme düşeni yaptım sessize odama çekildim. Yaptığım şey aslında bir cesedin omuzlarda taşınması gibiydi. Kapıyı örtüp yatağın üzerine uzandım. Boş boş duvara baktığımı çok sonra farkettim. Farkedince gözlerimi sımsıkı yumdum. Boynumda hissetiğim sıcak nefes irkilmeme neden oldu. Sanki konuşmaya hazırlanır gibi derince bir nefes daha aldı. Gözlerimi açıp ardımda kim olduğuna bakmamak için kendimi zor tutuyordum. Kalbim göğsüme sığmıyordu. Hafif bir tebessümün yüzüne yayıldığını hissediyordum.

-'Uyansana konuşalım' dedi. Gözlerimi hafifçe araladım ve sesin geldiği yöne omzumun üstünde döndüm. Murat'ta ben gibi bir kolunun üzerine yatmıştı. Ona döndüğümü görünce gülümsedi.

-'Sonunda uyandın uykucu. Bebeğimiz çok mu yoruyor seni?' istemsizce elim karnıma gitmişti. Karnım artık daha belirgindi. Gülümsedi.

-'Onu kaybetmekten korkuyorsun artık biliyorum.' yüzüne sorarcasına baktım. Peki sen Murat? Sen nasıl olduda bizden vazgeçtin? İçimden söylediğim bu sözleri duyar gibiydi. Başını utançla önüne eğdi. Sonra yine o gülümseme yerleşti yüzüne

-'Ne istiyorum biliyor musun?' uzun uzun ona bakmaya devam ettim.

-'Onu sevmeni. Bebeğimizi sevmeni istiyorum. ' Yüzünde farklı şeyler vardı. Üzgündü. Elimi yüzüne uzattığım sırada daha ona dokunamadan mutfaktan gelen bardak sesiyle uyanmıştım. İçeriden Alicia'nın sesi geliyordu. Bir süre yatağın üzerinde öylece oturdum. Esra hanımla randevum olduğu için hızla üstümü giyinip Ömer'e görünmeden evde çıktım.

****

-'Ölürsem oğlunuz gelecek mi? ' dedim umutsuza

-'En azından hırsım geçer' uzun süre gözlerimin içine baktı. arkamda duran adamlara

-'Alın bunu yukarıdaki odaya götürün yarın doktor gelene kadar orada kalsın.' Sözü biter bitmez adamlar hemen koluma yapıştı. Zorla üst katta en sondaki odaya tıkılmıştım. Çift kişilik bir yatak ve tekli bir koltuktan ibaretti bütün oda. tekli koltuğa oturup havanın kararışını izledim. Hangi ara uyudum bilmiyorum. Uyandığımda çiftliğin önüne siyah bir araba parketmişti. Bir kaç dakika sonra dış kapıdan bir kadın çıktı. Gözlerimi avuç içimle ovalayıp bakınca kadının kim olduğunu anladım. Bu kadın Esma hanımdı. Benim burada olduğumu nerden biliyordu ki? Bir süre sonra Murat'ın babasıda da göründü. Esma hanıma vedalaşmak için elini uzattığında Esma hanım arkasını dönüp gitti. Aralarında büyük bir gerginlik vardı. Murat'ın babası bakışlarını benim olduğum tarafa çevirdiğide göz göze geldik. İçimde hiçbir korku yoktu ama yinede kendimi bir adım geri atmaktan alamamıştım. Bir kaç dakika sonra merdivenlerden birinin hızla çıktığını duydum. Ayak sesleri git gide yaklaşıyordu. Kapını önüne kadar geldiğini hissedebiliyordum. Gözüm kapının kolundaydı. Kapının kolunun ani inişiyle irkildim. Murat'ın babası irkilmemi umursamadan gür sesiyle


-'Bir kaç dakika içinde gitmiş ol yoksa seni öldürür buraya gömerim' dedi. Sözleri biter bitmez arkasını dönüp gitti. Bense oda da ne yapacağımı bilmez bir şekilde kalmıştım. Tekli koltuğun kenarına çıkardığım ayakkabılarımı giyip hızla merdivenleri indim. Murat'ın babası ortalıkta görünmüyordu. Hızla çiftlikten çıkıp koşmaya başladım. Üstümde incecik gömlek altımda dar bir pantolanla gecenin bir saati boş yolda koşuyordum. Ev gözden kaybolana kadar koştum. Yoldan geçen arabalar ya korna çalıp taciz ediyor yada bütün çabalarıma rağmen durmuyordu. Havanın kararması ve akşam soğuğu beni iyiçe korkutmuştu. Yanımdan geçen arabaların durmayacağını anlamıştım. Artık durmaları için bir şeyde yapmıyordum.


-'Sevdaa!'

Başımı sesin geldiği yöne çevirdiğimde Esma hanım arabadan bana bakıyordu


-'Hadi gel'

Arabasına binip binmemekte kararsızdım. Önümde sonu olmayan bir yol soğuk bir hava vardı. Binmekten başka şansım yoktu. Sessize arabının etrafını dolaşıp bindim. Elinin ellerime uzatıp

-'Üşümüşsün' dedi. Hızla elimi çektim

-'Arabanıza binmem size güvendiğim anlamına gelmiyor beni en yakın karakola bırakın yeter'

Esma hanım yüzüme şaşkına baktı.

-'Sizi gördüm Murat'ın babasıyla konuşuyordunuz kaçırılmamda sizinde payınız var'

Esma hanım sadece gülümsedi

-'Bir anne kızını niye kaçırsın ki...'


TUTUN BANA #WATTYS2017Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin