Kyungsoo kendisini odasına kapattıktan sonra birkaç saniye nefesimin düzene girmesini bekledim. Ardından kendime geldiğimde ne yaptığımın farkına vardım.
Korkutmuş muydum onu, rahatsız mı etmiştim? Acele ettiğim için kızdım kendime. Anın büyüsüne kapılıp her şeyi mahvetmemiş olmayı umdum.
Biraz sakinleşmiş olmasını umarak odasına gidip kapıyı tıklattım.
"Bir saniye!" Diye yanıtladı Kyungsoo icerden seslenerek. Biraz sonra kapıyı açıp derin bir nefes verdi.
"Jongin, özür dilerim."
"Kyungsoo, özür dilerim... ne?" Aynı anda söylediğimizde şaşkınlıkla gözlerimi büyüttüm.
"Ben, seni öyle bırakıp gitmek istememiştim. Kendini kötü hissetmiş olmalısın. Özür dilerim."
"Kyungsoo ben sadece ileri gidip seni rahatsız etmiş olmaktan korktum."
"Rahatsız olmadım," dedi sessizce. "Sadece.. hazır değilim. Değiliz. Bizim için doğru zaman değil bence."
"Haklısın. Acele ettim."
"Ettik. Birlikte." Dedi gülerek. "En az senin kadar istiyorum. Tüm suçu tek başına üstlenemezsin."
Yaklaşıp başını göğsüme yasladım ve sıkıca sarıldım. O da kollarını belime sandığında tüm korkum yok olup gitti. İhtiyacım olan buydu demek ki.
"Yine de ilgilenmen gereken birileri var gibi." Dedi Kyungsoo kıkırdayarak. Utanarak geri çekildim.
"Sorun değil. İlgilenmeme izin ver. Senin için bu kadarını yapmaz istiyorum."
!!!!!
"Kyungsoo," cümlemi bitirmeyi beklemeden elini şişkinliğime bastırdığında inledim. Yavaşça elini ileri geri hareket ettirdiğinde gözlerimi yumdum. Elini göğsüme bastırarak beni duvara doğru yasladı. Birkaç saniye sonra pantolonumun düğmesini açarak pantolonumu aşağı çekti ve elini baksırımdan içeri soktu ve penisime ellerini sardı. Tum vücuduma bir titreşim yayıldığını hissettim. Gözlerimi aralayıp onu izlediğimde o da beni izliyordu. Yaklaşıp dudağıma bir öpücük bıraktı ve ellerini aşağı yukarı oynatmaya başladı. Dudaklarimdan küçük izlemeler dökülürken yavas yavaş hızlanmaya başladı. Bunu yaparken gözlerini bir an olsun gözlerimden ayırmıyordu, arada yüzüme ve dudaklarıma küçük öpücükler bırakıyordu.
"Ah," Kendimi tutamayıp yüksek sesle inlediğimde eli iyice hızlandı. Benim inelmelerim de öyle. " K-kyungg...soo"
"Jongin"
Artık gelmek üzereydim. O dudaklarımdaki öpücüklerini arttırırken ben de gözlerimi tekrar yumdum ve bir elimle boşta olan koluna tutundum. Son birkaç sert çekişin ardından titreyerek geldim. Kyungsoo yanağıma küçük öpücükler bırakırken ben de derin derin nefes alarak sakinleşmeye çalıştım.
¡¡¡¡¡
"Ellerine tapabilirim" Dedim birini tutup dudaklarıma götürürken. Avucunun içine bir öpücük bıraktım. Sonra ise onu yanıma çekip dudaklarına. Küçük ve a önce yaşananların aksine masum bir öpücük.
"Sana tapabileceğin çok daha fazla şey vereceğim Jongin, sadece bekle." Dedi tahrik eden bir ses tonuyla. Hayır başka bir şeye odaklanmalıydım. Tekrar olmazdı.
"Sanırım üzerimi temizlemeliyim."
"Haklısın," dedi hemen kendini toparlayarak. "Sen lavaboya geç. Sana başka bir iç çamaşırı getireyim."
"Teşekkürler bebeğim." Dedim kafasına bir öpücük kondururken.
Lavaboya geçip pantolonumu ve baksırımı çıkardım. Neyseki pantolonumda bir şey yoktu. Kyungsoo kapıyı çalıp kapıyı hafifçe araladı ve baksırı uzattı. Bu hareketi beni güldürmüştü. Elinden aldığımda hemen kapıyı çekip geri çıktı. Üzerimi tekrar giydikten sonra ben de çıkıp salona döndüm. Kyungsoo koltukta oturmuş şarabını yudumluyordu. Yanına oturup onu kendime çektim ve göğsüme yatırdım. Kollarımı ona dolayıp sessizliğin ve ondan yayılan kokunun tadını çıkarmaya çalıştım. Bir süre sonra için geçmiş olmalı ki mırıldanmalarla uyandım.
"Kyungsoo."
"Uyandırdınız işte." Diye sitem etti Kyungsoo. " Sessizce gecsenize odanıza."
"Tamam be geçiyoruz, asıl sen çocuğu odana götür de koltuk köşelerinde tutulmasın."
"Saat kaç?" Diye sordum.
"Oldukça geç. Hiç kendine gelmeden geri yat." Dedi Baekhyun. Telefonu elime alıp baktığımda annem ve babamdan gelen cevapsız aramaları gördüm. Saat çok geç olduğu için aramak yerine kısa bir mesaj attım.
"Gel odama geçelim Jongin. Baekhyun haklı, burada tutulma."
Başımla onaylayıp kalktım. Elimi tutup odasına doğru beni yönlendirdi. İçeri girdikten sonra beklememi söyleyip geri çıktı. Birkaç dakika sonra elinde geçen sefer giydiğim pijamalarla geri döndü.
"Bunları giyin," dedi. Dediğini yapıp üstümdekileri çıkardım ve getirdiklerini giyindim. Hemen yatağa girip üzerimi örttüm. Kyungsoo da yatağa girip bana sarıldı ve ben hemen kendimden geçtim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beautiful Man
RomansaJongin sevmişti, çok güzel bir kadını, çok güzel sevmişti. Onun tarafından terk edildiğinde bile onu unutmamaya söz vermişti. Ta ki onu tanıyana kadar, o güzel adamı... Angst değil, gönül rahatlığıyla okuyun. Uzun zamandır yazdığım ilk hikaye olması...