17. Bölüm

34 3 5
                                    

Kyungsoo sarhoş ve yarı uykulu bir halde karşımda duruyordu. Bu halde neden arabaya binmek istemediğini anlamıyordum. Eve kadar çok yol vardı, öncesinde biraz ayılması için yakındaki bir marketten kahve alıp içirdim. Kahve biterken biraz daha kendine gelmişti.

"Teşekkür ederim." Diye mırıldandı.

"Sorun değil. Yürüyebilecek misin, yoksa taksi çağıralım mı?" Diye sordum.

"Yürümek istiyorum, hem hava almak da kendime getirir biraz."

"Peki, hadi gidelim. Sen yine de koluma gir." Dediğimi yapıp kolunu koluma doladı. Birlikte sessizce yürümeye başladık. Yürüdükçe biraz daha kendine gelmişti gerçekten.

"Baekhyun'un hayranı mısın gerçekten?" Diye sordu. Böyle bir soru sormasını hiç beklemiyordum. Şaşkınlıkla yüzüne baktım.

"Hak etmiyor mu sence de?" Diye sordum.

"Hak ediyor, fazlasıyla." Diye yanıtladı. "Peki ya ben?" Diye sordu sarhoşluğun verdiği cürretkarlıkla. "Ben de hayran olunmayı Hak ediyor muyum?"

"Kimsenin Hak etmediği kadar." Diye yanıtladım aynı cürretkarlıkla. Nasıl olsa yarın aklına bile gelmeyecekti.

"Neyim peki? Hayran olunacak kadar güzel neyim var?" Diye sordu durarak. Gözlerime baktı. Gözlerinde cevabıma ihtiyaç duyduğunu görebiliyordum.

"Çok güzelsin." Diye fısıldadım. Sonra unutacak Diye hatırlattım kendime ve daha sesli bir şekilde konuştum bu sefer. "Gördüğüm en güzel şeysin sen."

"Öyle miyim?"

"Öylesin. Güzel ve yeteneklisin. Yemeklerin çok lezzetli."

"Peki ya sesim?"

"Sesin?"

"Imm, sesimin çok güzel olduğunu söylemiştin hani. Bir gün sana şarkı söylememi istemiştin. "

"Evet." Diyebildim sadece. Gülümsedi. Sonra gözlerini yumup söylemeye başladı. Kyungsoo bana şarkı söylemeye başladı. Ve ben hayatımda hiç bu kadar huzurlu hissetmemiştim. Sesi öyle güzeldi ki. Kyungsoo'ya ait her şey çok güzeldi zaten. Kyungsoo çok güzeldi ve hayran olunmayı kesinlikle hak ediyordu.

Ben de gözlerimi kapatıp şarkının tadını çıkarmaya başladım. Biraz sonra Kyungsoo şarkı söylemeyi bıraktı. Gülümsedim ama gözlerimi açmadım. Anın tadını biraz daha çıkarmak istiyordum ki dudağımda hissettiğim baskı ile bambaşka bir dünyaya açmıştım gözlerimi. Kyungsoo beni öpmüştü. Kyungsoo'nun dudakları benim dudaklarıma değmişti. Dudağından başlayan bir alec sanki kalbime doğru yol alıyordu.

Gözlerine baktım. Tekrar öpmek istedim ama yapamazdım. Hayır şimdi değil, bu haldeyken olmaz. Sonuçta o kendi isteğiyle beni öpmüştü. Demek ki o da bana karşı bir şeyler hissediyordu değil mi? Bu düşüncelerin heyecanıyla dirildim birkaç saniye öylece. Sonra Kyungsoo tekrar koluma girip yürümeye başlayınca onu takip ettim. Hava almak gerçekten çok iyi gelmişti.

Kyungsoo'yu eve getirdiğimde Minseok kapıda bizi bekliyordu. Çok endişelenmeye gibiydi.

"Nerede kaldınız?" Diye çıkıştı.

"Biraz hava aldık. " Dedim.

"Sizi yalnız bırakmamalıydım. Ya başınıza bir şey gelseydi?"

"Hyung," Dedim samimiyetle. " Bana bak, sarhosa benziyor muyum?"

Derin bir nefes verdi.

"Ben zaten senden dolayı endilenmedim Jongin." Diye karşılık verdi.

"Merak etme, ben Kyungsoo ile ilgilendim. Bir sorun yok. Hatta biraz daha ayıldı."

Beautiful ManHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin