Siparişler gelince hepimiz karnımızı doyurduk. Ne kadar aç olduğumuzu o an fark ettik. Yemekle öyle meşguldük ki kimseden ses çıkmıyordu. Bu halimizi fark edip kıkırdadığımız da oldu.
Sonra da bir film açıp izlemeye başladık. Arada bir Kyungsoo'ya bakıp filmi beğenip beğenmediğini anlamaya çalışıyordum. Dikkatle izliyordu, arada gözlerinin dolduğunu da fark etmiştim. Oysaki küçük bir sahne dışında komik ve eğlenceli bir filmdi. Onun bu duygusal yönünü görmeyi sevmiştim.
Film bittikten sonra Baekhyun ve Minseok film hakkında tartışmaya başladılar. Yerim ise çoktan uyuyakalmıştı. Kyungsoo boş kalan tabakları alıp içeri götürmeye başlayınca ona yardım etmek için kalktım."Hiç gerek yoktu. Hallederim ben."
"Sorun değil, iki tabak sadece." Bana gülümseyip, bulaşıkları dizmeye devam etti. Küçük bir sessizlik oldu, ne demem gerektigini bilmeden öylece baktım yüzüne. Fark etmiş olacak ki bana doğru döndü.
"Peki ya sen..."
"Hayır," cümlesini tamamlanmasına izin vermedim. Bu sefer ben onun hakkında bir şeyler sormalıydım. " Burada anıların olduğundan bahsetmiştin. Kaç yaşındaydın?"
"Emin değilim, oldukça küçüktüm sanırım."
"Merak ediyorum, hiç karşılaştık mi?"
"Kim bilir," dedi Kyungsoo "burası küçük bir yer."
"Yüzün tanıdık geliyor. İlk karşılaşmamızdan beri sanki seni tanıyor gibiyim ama aynı zamanda senin hakkında hiçbir şey bilmemek canımı sıkıyor."
"Neden beni tanımak istiyorsun ki?"
"Ben," ne cevap vermeliydim ki? Ondan hoşlanıyordum evet ve bunu kolayca kabullenmiş olabilirdim ama bu onun da aynı hissedeceği anlamına gelmiyordu. Belki rahatsız olacak hatta işinden bile ayrılacaktı. Bu işe ihtiyacı olduğunu biliyordum ve onu rahatsız etmek istemedim. "Ben arkadaş olduğumuzu düşünmüştüm."
"Tabi ki," dedi önüne dönerken. "arkadaşız."
"O halde söyle bakalım, hiç evcil hayvanın oldu mu? Başka nerelerde yaşadın? Üniversiteye gittin mi? Gittiysen ne okudun? Aşçılık yapmaya devam edecek misin? Yoksa şimdilik bir uğraş mı? Ne zamandır dövüş sanatlarina ilgi duyuyorsun, başka ilgilendiğin spor dalları var mı?"
"Yavaşla, sırayla."
"Devam et."
"Pekala, evcil hayvanım olmadı. Olsun isterdim. Bilmiyorum belki bir köpek iyi olurdu. Ama ona ayıracak zamanım yoktu maalesef. Uzun zamandır Seul'deydim. Daha önce başka bir yerde kaldıysam bile hatırlamıyorum. Gezmek için bile. Seul'de bir fakülte de gastronomi okudum. Aşçılık benim için öylesine bir uğraş değil, hayır. Seviyorum. Yapmaya devam edicem. Spora gelince. Sporla aram pek iyi değildi ama son zamanlarda... ihtiyacım vardı. Başta çok zordu ama sanırım alıştım. Fitness yapıyordum ama buraya taşınınca Sehun'un ilanları ile karşılaştım ve bunu hobi için yapmıyorum. Yapıyorum çünkü kendini korumak zorundasın. Hayat böyle bir yer."
"Bunda iyi misin?"
"Kendimi korumakta mı? Pekala övünmek gibi olmasın ama sınıfımın en iyi öğrencisiyim. Sehun bu konuda doğuştan yetenekli olduğumu söylüyor."
"Ah, merak ettim şimdi. Umarım bir gün izleyebilirim."
"Başka birini dönüşümü mü? Beni izlemeni tercih edeceğim şey bu olmazdı ama..."
"Ne olurdu?" Diye sordum sırıtarak. Hemen utanıp kızarmadan başladı.
"Demek istediğim bu değildi."
"Tabi ki değildi." Dedim sırıtmamı bozmadan. "Ne kast etmiştin tam olarak?"
"Şey, beni öyle görmeni istemem diyecektim sadece."
"Bu bir spor, bunda iyi olman seni kötü göstermez."
Söylediklerime güldüğünde etkilenmekten kendimi alamadım. Daha önce hiç sesli gülerken görmemiştim. Sesi ilahi gibiydi. Huzur buldum.
"Sarkı söylemeyi hiç denedin mi?" Diye sordum kendimi tutamayarak.
"Sarkı mı?"
"Evet, ses tonun çok güzel."
"Sadece kendi kendimeyken birkaç kez sevdiğim şarkılara eşlik etmişimdir o kadar."
"Bir ara hep birlikte kareoke bara gitmeliyiz, ne dersin?"
"Bilmem, olabilir sanırım." Bu fikri kafamda sağlam bir yere not edip dikkatimi bulaşıklara verdiğimde çoktan bitmiş olduklarını fark ettim.
"Sanırım içeri dönsek iyi olur."
Başıyla beni onayladı ve içeri diğerlerinin yanına döndüğümüzde hepsi bıraktığımız yerde bıraktığımız gibi bizi bekliyordu. Yerim'i uyandırdıktan sonra eve dönmek üzere oradan ayrıldık. Ve ben artık Kyungsoo hakkında biraz daha fazla şey öğrenmiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beautiful Man
RomansaJongin sevmişti, çok güzel bir kadını, çok güzel sevmişti. Onun tarafından terk edildiğinde bile onu unutmamaya söz vermişti. Ta ki onu tanıyana kadar, o güzel adamı... Angst değil, gönül rahatlığıyla okuyun. Uzun zamandır yazdığım ilk hikaye olması...