•27•

98 12 4
                                    

Selamm
Nasılsınızzz
Hava çok sıcak lan ölüyorum sıcakdan
Bölüme başlamadan önce şunu söyleyeyim zaman atlaması var bölümde geçen bölüm 8 YIL önceydi şimdiyse 7  YIL ÖNCE

________

7 yıl önce

Her şey çok hızlı geçiyordu. Felix, Seungmin ve Hyunjin sanki dün liseye başlamış gibi hiss ederkerken artık neredeyse mezun olacaklardı. Bu yıllar içerisinde başlarına türlü türlü olaylar gelmiş her defasında da üstesinden gelmişlerdi. Böylelikle de yaşlarına yaş katmış hem fiziksel hem zihinsel büyümüş gelişmişlerdi.

Hyunjinle Felixin arası hala soğukdu. Yani bütün günü birbirileriyle didişmiyorlardı ya da bir birini öldürme planları kurmuyorlardı. Sadece hiç bir şey yapmıyorlardı. Sanki yokmuşlar gibi davranıyor kendilerini hep geri çekiyorlardı.

Hyunjin bu dönemde bir az da olsa gücünü kontrol etmeye başarmış ve eldivenlerinden de kurtulmuşlardı.

Hyunjinle Felixin arası kötü olsa da bu süreçde Changbin ve Seungminle arasını düzeltmiş eskisinden daha yakım olmuşlardı. Hyunjin hiç kimseyle küs olmak istemiyordu ama ona engel olan bazı şeyler vardı.

Korkuyordu Hyunjin ya Felixe kapılıp kendini kaybederse? Ya onunlayken bu karmaşıklığı çözmek istemezse? Ya Felixi terk etmek istemezse?

O zaman boşuna mıydı bunca uğraşı? Boşuna mıydı bunca zaman kendini bunlara hazırlaması?

Bu dönemde her kesle yakın olmaya çalışıyordu Hyunjin. Bir tek Felixden başka. En yakın olduğu kişiyse Yoongiydi.

Yoongi.

Onun en yakın arkadaşı. Onu seviyordu. Arkadaşı, dostu, kardeşi olarak. En çok da kaderlerinin bir olması ikisini yakınlaştırmışdı. O da gücünü kullanamıyor dokunduğu insanlara zarar veriyordu. Ama Hyunjinle tanışmadan önce kontrol etmeyi öğrenmiş ve bu da Hyunjine yeni bir motivasyon kaynağı olmuşdu. Artık o da  gücünü idare ede biliyordu.

Mutluydu. İstediği bazı şeyleri elde etmişdi. Ediyordu da. Edecekdi de buna emindi. Karmaşıklığı çözecekdi. İnanıyordu buna.

Bazı şeyler hayal olarak kalacakdı tabi....

Şimdiyse okulun koridorlarında yürürken kol saatine baktı Hyunjin. Okul üniforması yüzünden saati gömleğinin altında kalmışdı. Eliyle gömleği üzerinden çekmek isterken tam koridorda dönecekdi ki duyduğu ses onu durdurdu.

Changbin, Seungmin ve Felix bir şeyler hakkında konuşuyordu. Onu durduran şeyse bu üçlünün çok kötü bir konu hakkında konuşuyor olmalarıydı. Bunu seslerinden anlamışdı.

"Gitmek istiyorum, dayanamıyorum artık!" Dedi Felix ağlamaklı sesiyle. Hyunjinin kalbi duyduğu sesle ikiye ayrılmış gibiydi.  Kalbi acımışdı.

"Felix, bak gitmesen? Sana her gün çikolatalı çilek yaparım, hm?"

Bir kaç saniye sonra Seungminin üzüntülü sesi duyulmuşdu bu sefer.
"Changbin, bırak nasıl mutluysa öyle yaşasın."

Hyunjin duyduklarıyla ne yapacağını bilemezken, belki de Felixin gitmesi onun için ikisi için iyi olurdu.

Aralarına mesafe girer bir birilerini görmezler  ve unuturlardı işte...

Her ne kadar Felixin yanında kalmasını istese de  buna hakkı yoktu değil mi? Yapamazdı. Bu haksızlık olurdu.

Geldiği yolu geri dönerek kütüphaneye gitti. Orası ona birazcık huzur veriyordu en azından. Kitaplar onun için  yeni ayrı bir dünyaydı.

IN YOUR EYES  | Hyunlix | Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin