"Kaç, Hyunjin! Arkanda!" Diye bağırdı Felix. Bir an Hyunjine bir şey olacak diye çok korkmuştu.
Hyunjin Felixin uyarısıyla hemen uzaklaştı olduğu yerden. Arkasına baktığında kocaman devasa pespembe bir dinozor vardı. Gördüğü şeyle gözleri kocaman açılmış ve Felixe teşekkür etmişti kendi kendine.
"Bakın, en iyisi benim seçtiğim yoldan gitmekti. Anlatamadım size." Diye kendine hak kazandırmaya çalıştı Changbin.
Yanında kardan adamın arkasında saklanan Seungmin göz devirdi buna. "Ya, Changbin, kaç defa anlatacağız? Burası Chanın rüya odası o ne isterse o olur. O iki seçenek de sadece bir oyundu." Seungmin hem gergin hem de kızgındı ve bu da sesine yansımıştı.
"Chan, sen bizimle eyleniyor musun, lan?" Diye sinirle sordu Changbin yukarıya bakarak, sanki Chan onu yukarıdan izliyormuş gibi.
"Gerizekalı, Chan şu an şokta olmalı. Bize bilerek bunları yapacağını düşünmüyorum ben." Diye Changbine karşı çıktı Felix.
"Felix, dikkat et! Arkanda." Diyerek Hyunjin uyardı bu sefer Felixi. Felix hızlı adımlarla arkasına düşen büyük donatdan kaçarken söyleniyordu sinirli sesiyle. "Senin rüyalarını sikeyim. Bu ne biçim bir hayal gücü böyle?!"
Sonunda buzda kaya kaya olsa da bir buz dağının arkasına saklandığında nefeslenmek için ellerini dizlerine yerleştirerek eğildi.
Tahminen yarım saat önce siyah bulutlar çekilmiş her taraf bembeyaz olurken karşılarına iki kapı çıkmıştı. Changbin ne kadar sağdakini seçmeleri için dirense de diğerleri ona inat sol kapıyı seçmişti. Mecbur o da ayrı kalmamak içi sol kapıdan geçmişti.
Onları karşılayan şeyse buzullara benzeyen bir yerdi. Ama gökyüzünde bir gökkuşağı etrafda kardan adamlar ve ortalıkta koşturan devasa kuklalar vardı. Bazıları pembe dinozorlar bazılarıysa ayaklanmış donatlardı. Daha buzulluğun ortasındaki pembe gölden haberleri yoktu tabi.
"İyi misin?" Diye sordu Hyunjin Felixin yanına gelerek sırtını sıvazlarken.
Felix duyduğu sesle Hyunjinin gözlerine bakarken hiss ettiği elle doğrulmuştu. Gözlerini kaçırarak kafasını aşağı yukarı sallarken bir adım geriye gitmişti elinden kurtulmak için.
Bunu neden yaptığını bilmiyordu. Sanki o gün çatı katında onu deli gibi öpen o değilmiş gibi. Gerçi sonra gücünü kullanarak Hyunjinin olanları unutmasını sağlamıştı ama yine de bunu da neden yaptığını bilmiyordu. O an eğlencesine yaptım deyip geçiştirmişti, ama gün geçtikçe daha da fazla kurcalamaya başlamıştı aklını bu olay. Neden öpmüştü ki? Hyunjin de karşılık vermişti hem de??
Hyunjin Felixin bu hareketine bir anlam veremezken Seungmin ve Changbin kuklalara gözükmemek için eğilerek yanlarına gelmişlerdi.
Felix onların bu halini görmüş kaşlarını çatarak sormuştu."Ne yapıyorsunuz?"
Changbin "Şu pembe dinozorla donat bizi görmesin diye eğilerek yürüyoruz, Felix." Diye ciddi ciddi açıkladığında Felix gülmüştü bu haline.
"Senin eğilmene gerek yok ki. Zaten kısasın."
Changbin duyduğu sözle gözlerini kısarak sinirli bir bakış attığında Felix daha da fazla gülmüştü buna.
"Ya, Felix, ben acıktım. Acaba bu büyük donatı yiye bilir miyim ki?" Diye meraklı sesiyle fısıldayarak sordu Seungmin.
"İkiniz de birbirinizden salaksınız yemin ederim."
Changbin derin bir nefes alıp gözlerini devirdiğinde Seungmin hiç oralı olmamış ve yine konuşmuştu. "Ne yapayım acıktığımda mantıklı düşünemiyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
IN YOUR EYES | Hyunlix |
AksiyonDoğaüstü güçlere sahip olan bazı insanlar toplum tarafından dışlanmaktadır . #Hyunlix #seke