4.3

10.1K 497 81
                                    

oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayınn

iyi okumalaarrr

~~~

Yaman abinin hazır kızarmış alıp getirdiği tavukları ayrı tabaklara dizip küçük masamıza koydum.

En son denizde Yalçın'la birbirimizi tüketirken bana 'kaç kaçabilirsen' demişti. Tekrar yakınlaşacakken gördüğüm Bade'yle Yalçın'ı geri ittirmiştim.

Yine yarım kalmıştık.

"Tavuklar çok lezzetli," diyerek kopardığım parçayı ağzıma attım.

"Ye yavrum," dedi ve kocaman bir parçayı ağzıma tıkıştırdı. Yanaklarımın şişip komik bir görüntü oluşturduğunu biliyordum.

Zor bela ağzımda çevirerek yedikten sonra kolamdan içtim. Diğerleri denize girmişti, biz Yalçın'la hâlâ zıkkımlanma derdindeydik.

"Sende ye," deyip tavuğumun yarısını Yalçın'ın ağzına verdim. O benim gibi değildi, saniyeler içinde öğütüp yutmuştu resmen ayı.

"Hep böyle birbirimizin ağzına verelim yavrum."

"Sapıklaşma sus," dediğimde güldüğüm için bunu fırsat bilip ağzıma koca bir dilim domatesi tıktı. Yedirmek için güldürdüğünü anlamıştım.

"Oh yarasın bebeğime." Daha fazla yiyemiyordum artık, boğazıma kadar doluydum. Göbeğim bile çıkmıştı.

"Yeter, doydum," diyerek geri yaslandım. Günler sonra ilk defa bu kadar fazla yemiştim. Midem ağrımazsa iyiydi.

"Dudağının şurasındaki ne? Yaklaşsana bir bakayım," dediğinde sorgulamadan başımı ona uzattım. Dudaklarımı öpüp geri çekildiğinde ağzım şaşkınlıkla aralandı.

"Ne yapıyorsun ya?" diyerek hoşuma gittiğini anlamasın diye gülmemi dudağımı ısırarak bastırmaya çalıştım.

"Sevgilimi öpüyorum." Hadi canım.

"Birkaç gündür elinde hiç sigara görmedim. Azaltıyorsundur diye düşünüyorum," dediğimde bakışlarını kaçırdı.

"İçmiyorum da. Biraz zor oluyor," diyerek sevimli olduğunu düşündüğü bir gülüş attı.

"O nasıl oluyor? İçmediğine emin miyiz?"

"Evet evet, kesinlikle eminiz." Öyle olsundu.

"İlerde kayalıklara benzer bir yer vardı. Güzel görünüyordu uzaktan, gitsek mi?"

Denizden çıkarken görmüştüm. Biraz yürüme mesafesi vardı ama oldukça güzel görünüyordu. Merak uyandırmıştı bende, gidip görmeyi istiyordum.

"Gidelim yavrum," diyerek kalktı. Belden bağladığım pareomu düzelterek bende kalktım.

Tutmam için uzattığı eline elimi bıraktım. Sıkıca el ele tutuşarak söylediğim yere kumların üzerinde yürümeye başladık.

"Şerafettin'e kim bakıyor?" dediğimde kolunu omzuma atıp o şekilde yürümeye devam etti.

"İlay bakıyordur."

"İsmini kim koydu o tatlı köpeğin?" diyerek güldüm. İsmine hâlâ alışamamıştım. Şerafettin demek çok komikti.

"Dedem koydu."

"Ne!? O gün beni eve attığında koltukta uyuyan kişi mi?"

"Tam olarak kendisi. Biraz çılgın bir adamdır," deyip kendisi de güldü. Dedesini sadece bir kere görmüştüm ama yaşlı olmasına rağmen eğlenceli kişiliği var gibi duruyordu.

YANLIŞ ASKER || •texting•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin