Bölüm 17: İlk Sabah

738 74 4
                                    

Alparslan güneş ışıklarının gözüne girmesiyle rahatsız bir şekilde kıpırdanırken gözlerini araladı. Ardıç'ı kollarında sessiz bir şekilde uyurken yüzüne bir öpücük kondurmuş onu uyandırmadan üzerini örterken komodinin üzerindeki saate bakmıştı.

Saatin neredeyse üçe geldiğini görünce şaşırsa da uyumaları neredeyse sabah onu bulduğundan normaldi. Hızlı bir şekilde duşa girerken apartman görevlisine kahvaltılık bir şeyler alması için mesaj attı.

Dün Ardıç'ı temizleyip giydirse de kendisi için aynı gücü bulamamış ikisi bayılırcasına kendini uykunun kollarına atmıştı.

Sevgilisini uyandırmadan hemen üzerini giyinirken kapının önünden görevlinin koyduğu torbaları alarak kahvaltı hazırlamaya başladı. İkilinin bu evde ilk kahvaltıları olduğundan eksiksiz ve güzel bir masa olsun istiyordu.

Çaylarını koydu, reçelleri teker teker küçük tabaklara döktü, peynirleri ve zeytinleri özenle masaya yerleştirdi, gevrekleri ve boyozları sepete koyduktan sonra gururla masaya baktı. Kaynayan yumurtaları da soğuması için soğuk suya bırakırken sevgilisini uyandırmak için yatak odasına doğru ilerledi.

Ardıç Alparslan'ın yastığına sarılmış uyurken yatağın yanına oturarak bir süre onun uyuyuşunu seyretti Alparslan. Sonra içeride onları bekleyen kahvaltılıklar aklına gelmiş olacak ki "Ardıç'ım uyan artık bebeğim kahvaltı edeceğiz." diyerek yanağına öpücük kondurdu.

Ardıç hiç tepki vermezken dudaklarını yüzünün her yerine bastırarak minik minik öpmeye devam etti Alparslan. En son Ardıç huylanmış olacak ki uykulu mavilerini aralayarak Alparslan'a baktı.

"Günaydın aşkım." diyerek gülümsedi Alparslan. Ardıç hiç tepki vermezken en son yorganı kafasına çekip arkasını döndü.

Alparslan şaşkın bir şekilde "Aaa huysuz civcive bak sen." derken üzerindeki yorganı çekip Ardıç'ı kucağına aldı.

Ardıç "Alparslan!" diye söylenirken Alparslan onu çoktan mutfağa getirmiş masadaki sandalyelerden birine oturtmuştu bile. "Madem gelmiyorsunuz biz de sizi böyle getirdik Ardıç bey kusura bakmayın."

Alparslan yumurtları soyup tabaklara koyarken, ocakta kaynayan çayı da bardaklara servis edip masaya koydu.

Ardıç hemen masadaki kahvaltılıklara bakarken hepsinden tabağına servis edip iştahla yemeye başlamıştı bile.

"Açken sen, sen değilsin yani." dedi Alparslan gülerek.
"Senin yüzünden Alparslan. 'Bu defa son aşkım. Söz bundan sonra bitti bebeğim.' diyerek içimden geçin tüm akşam hatta sabah."

"Bırakılacak gibi değilsin ki Ardıç'ım. Bağımlın olduk kurtulmak gibi bir seçeneğimiz de yok. Mecbur böyle kabul edeceksin beni." dedi Alparslan pişkin bir şekilde gülümserken.

Ardıç pis pis Alparslan'a bakarken karnının doymasıyla az da olsa  kendine gelmişti.  "Sofra çok güzel olmuştu bu arada ellerine sağlık."

"Ne demek Ardıç'ım. Seninle bu masada daha fazla yemek için can atıyorum."

"Yalnız Alparslan beraber yaşayacaksak benim bazı şartlarım olacak."

"Ard-

"Zaten kira vermeyi teklif etsem kabul etmeyeceksin biliyorum. O yüzden mutfak masraflarına katkıda bulunmak istiyorum. Temizlik ve yemek işini de iki kişi yapabiliriz diye düşünüyorum. Hiç içine sinmeyecekse haftada bir abla gelebilir."

"Bu evde olabildiğince rahat olmanı istiyorum o yüzden sen nasıl istersen öyle olsun sevgilim. Senin elinden ne olsa yerim ben. Yeri geldi mi kendi hünerlerimi de konuşturmayı bilirim."

ARDIÇ (BxB)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin