Bölüm 29: Uyku

493 60 16
                                    

Günler ardı ardına ilerlerken geçen zaman Alparslan'dan çok şey götürmüştü. Ardıç'ı on beş günden beri bir uykunun pençesine düşmüş, sanki gözlerini açmamak için yemin etmişcesine uyanmıyordu.

Alparslan, bu süreçte bulabildiği tüm doktorlarla konuşmuş yurt dışındaki çeşitli hastanelerle iletişime geçmişti. Buna rağmen herkes ezberlemişcesine aynı şeyi söylüyordu.

"Sabırlı olun bekleyin, yapacak bir şey yok uyanacak."

Alparslan tam tersi bir olasılığı düşünmüyordu zaten elbet Ardıç'ı uyanacaktı. Görünürde bir sağlık sorunu yoktu ameliyatın yan etkileri bile çoktan geçmiş, dikişleri yerini hafif bir kırmıza ize bırakmıştı. Ama buna rağmen uyanmıyordu sevgilisi.

"Ardıç'ım ben seni çok özledim." dedi Alparslan camın arkasında yatan sevgilisine bakarken.

"Sen beni özlemedin de mi uyanmıyorsun? Bana çok mu kızdın ki güzel mavilerinden mahrum bırakıyorsun beni?"

"Hadi aşkım uyan artık, sen beni hep güçlü olmamla översin ya meğerse sandığın kadar güçlü değilmişim ben. Bak yapamıyorum sensiz Alparslan Ardıç'ı olmadan yapamıyor."

Başını cama tekrar dayarken bir süre daha sevgilisini izlemeye daldı Alparslan. Koluna dokunan bir elle irkilirken, elin sahibine doğru çevirdi başını.

"Alparslan hadi ablacım eve git biraz dinlen istersen. Harap oldun burada iki haftadır. Bak ben buradayım Ali geliyor Berke geliyor. Biz Ardıç'ın başında dururuz böyle giderse sen de hastalanacaksın."

"Yok abla Ardıç'ım olmadan ne yapacağım ben? Ardıç neredeyse benim evim orası."

"Yapma böyle Alparslan bak hepimiz senin için çok endişeleniyoruz. Göktuğ'ya git dedenlere git hiç değilse bir kaç gün yatak yüzü gör. Ardıç uyandığında seni böyle görürse çok üzülür."

"Beni düşündüğün için sağ ol abla. Ama Ardıç uyandığında yanında olmak istiyorum. Dinlenmem gerekirse dinlenirim ben şu köşede."

"Peki ablacım. O zaman ben annemin yanına gidiyorum Ardıç'ı görmediğinden huzursuz iki haftadır. Sınavları var yoğun falan dedik ama Ardıç'ı biliyorsun hep arıyordu ziyaret ediyordu endişeleniyor."

"Ne zaman açıklayacaksınız bu durumu?"

"Ardıç uyanınca söylemeyi düşünüyoruz çünkü gelip görmek isteyecek. Tekerlekli sandalyede az da olsa gezebiliyor artık."

"Tamam abla sen git bir şey olursa ben haberdar ederim seni." dedi Alparslan.

Gülşah Alparslan'ın sırtını sıvazlarken çantasını da alıp hastaneden ayrıldı genç kadın.

Alparslan tekrar başını cama dayarken hemşire kartını basıp Ardıç'ın odasına girecekken durdu.

Alparslan'ın bu hali için üzülürken "Doktor beyden izin alalım isterseniz iki dakika da olsa içeri girip görün eşinizi." dedi alfaya doğru.

Alparslan hevesle başını sallarken " Sorarsanız çok sevinirim teşekkür ederim." dedi.

Hemşirenin geri dönmesini beklerken bir yandan da dediğini düşünüyordu genç kadının. Ardıç onun eşiydi tabii ruh eşiydi hayatının aşkıydı.

Hemşire geri dönerken "Doktor bey izin verdi yalnız koruyucu kıyafetler giymeniz gerekecek. On dakikadan uzun sürmesin görüşme." dedikten sonra kıyafetleri giymesi için Alparslanı yönlendirdi.

Alparslan hemen bonesini kafasına geçirirken maskesini de taktıktan sonra hemşirenin kartını okutmasıyla odaya girdiler.

"Bir şey olursa düğmeye basarak beni çağırabilirsiniz. On dakika sonra gelip sizi alacağım. Geçmiş olsun." dedikten sonra ayrıldı kadın.

ARDIÇ (BxB)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin