Bölüm 34: Ziyaret

295 39 9
                                    

Ardıç hayatı boyunca hiç böyle kahvaltı ettiğini hatırlanmıyordu. Hamile kaldıktan sonra normalde canını çekmeyeceği yemekler gözüne lezzetli gözüküyor yeme alışkanlığı ise sürekli değişiyordu.

"Alparslan bu yaptığın sos çok güzelmiş." dedi Ardıç yanakları aldığı lokmaların etkisiyle dolgunken.

"Afiyet olsun aşkım ne zaman istersen yaparım ben sana."
Televizyondaki programa bağlanan kadın kocasıyla olan dertlerini ilişki doktoruna anlatırken merakla vereceği cevabı bekleri Ardıç. Bir yandan da ekmeğine nutella sürerken "Çiftler birbirinden tiksinmişse o ilişki artık kurtarılmaz." dedi ilişki uzmanı.

Ardıç tabağındaki yemekleri yemeye devam ederken aklına gelen düşüncelerle olduğu yerde durdu. Çok mu yemek yiyordu? Alparslan tiksinmiş miydi ondan acaba? Artık kendini belli eden karnına bakarken şimdiden yaklaşık beş kilo aldığını tahmin ediyordu. Ya Alparslan onu çirkin bulursa şişmanlandığı için?

Ardıç'ın ağzındaki lokma gittikçe büyürken aklındaki düşüncelerin midesini bulandırmasıyla banyoya koştu. Arkadan kapıyı kitlerken yediği yiyecekleri teker teker geri çıkarmış gözleri içinde bulunduğu durumun da etkisiyle yaşlarla dolmuştu.

Alparslan banyonun kapısını tıklatırken "Ardıç iyi misin sevgilim?" diye sordu endişeyle.

Ardıç sifonu çekerken şiddetli kusmanın etkisiyle dengesini kaybetmiş yanındaki lavaboya tutunarak yavaşça yere çökmüştü. Boğazından küçük bir hıçkırık çıkarken Alparslan ağladığını duymasın diye elini ağzıyla kapattı.

"Ardıç açar mısın kapıyı aşkım?"

"Alparslan kalkamıyorum burası çok kirlendi gelme." dedi Ardıç ağlamaklı bir sesle. Zaten kahvaltıda yeterince ondan tiksinmiş olmalıydı bir de onu tuvalette böyle görürse ne yapardı bilmiyordu.

Kapının ardındaki ses kesilince Alparslan'ın gittiğini düşünerek rahatladı Ardıç. Saniyeler sonra kapının kilidi şiddetli bir şekilde kırılırken aceleyle içeri girdi Alparslan.

Yerde oturan sevgilisini görmesiyle hemen yanına çökerken "Ardıç'ım iyi misin?" diye sordu.

"Yaklaşma Alparslan çok pisim tiksinirsin benden. Zaten kilo da aldım daha fazla çirkinleşmek istemiyorum gözünde. Hem kapıyı ondan kitlenmiştim neden kırdın kilidi?"

Alparslan duydukları karşısında kaşlarını çatarken Ardıç'ı her zamanki gibi kucağına doğru çekti.

"Nerden çıktı şimdi bu?"

Ardıç düşünceli bir şekilde ellerini incelerken "Kilo aldım ya biraz malum fazla da yemek yiyorum. Böyle dışarıda çok güzel omegalar varken evde beni bu halde görmen falan eskisi gibi güzel bulmazsın diye düşündüm. Kusuyorum falan tiksinirsin çok normal."

Ardıç'ın gözleri anlattıklarının etkisiyle dolarken küçük bir hıçkırık kaçtı ağzından "Ama tiksinme tamam mı? Tiksinirsen geri dönüşü yokmuş çünkü ben bebekler doğsun zayıflarım kendime yine bakmaya çalışırım eski halime dönerim."

Alparslan derin bir iç çekerken "Ardıç ben daha dün sensiz ne yaparım diye kriz geçirip ağlamadım mı? Gözünün içine bakıyorum ödüm kopuyor sensiz kalacağım diye bir dakika yanımdan ayırmak istemiyorum. Sende kalkıp bana beni çirkin bulursun tiksinirsin dışarıda güzel omegalar var diyorsun. Benim dünyamda senin dışında biri var mı ki gözüm onu görsün kulağım işitsin? Tiksinme konusuna hiç girmiyorum bile."

"Tiksinmez misin yani benden?" diye sordu Ardıç masum gözlerle alfasına bakarken.

"Vücudunun her santiminin tadına bakmış biri olarak söylüyorum ki bunun gerçekleşmesi ihtimal bile değil. İstersen bir daha kanıtlayabilirim ne dersin?" dedi dilini Ardıç'ın boynunda boydan boya dolaştırırken.

ARDIÇ (BxB)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin