Bölüm 33: Kriz

263 41 6
                                    

"Vitaminlerinizi düzenli almaya dikkat edin oldu mu? Bazılarını dediğim gibi yağlı yiyecek yedikten sonra içeceksiniz."

Ardıç hemşireyi dikkatli bir şekilde dinlerken yanlarına hızla koşan Funda hemşireyle ikisinin kafası ona doğru dönmüştü.

Funda nefes nefese kalırken "Ardıç- Ardıç bey Alparslan bey kriz geçiriyor ikinci katta kardelen hanım falan müdahale etmeye çalıştık fakat sakinleşmedi. Ağır bir sakinleştirici ilaç kullanmadan önce siz sakinleştirebilirsiniz belki diye haber vermek istedim."

Ardıç hiçbir şey söylemeden aceleyle koşarken hamile olduğunu unutmuş  Alparslan dışında bir şey düşünemiyordu. Kardelen hanımın odasının olduğu kata ilerlerken kat neredeyse boşalmış akşamüstü olduğundan bir kaç doktor ve Alparslan dışında kimse kalmamıştı.

Şirketteki günü anımsayarak dejavu olurken doktorların önüne geçip Alparslan'a doğru eğildi. Hemen alfayı kolları arasına alırken kokusunu alması için kafasını boynuna doğru yasladı.

"Hştt Alparslan'ım ben buradayım. Bir şey yok her şey yolunda."
Ardıç sakinleştirici bir ses tonuyla aynı cümleyi tekrarlarken Alparslan az da olsa kendine gelmiş Ardıç'ı her zaman olduğu gibi kucağına doğru çekmişti.

Doktorlar ikiliyi yalnız bırakmak için ayrıldıktan sonra "İyi misin biraz daha?" diye sordu Ardıç Alparslan'ın terden ıslanmış gür siyah saçlarını parmaklarıyla geriye doğru tararken.

"İyiyim aşkım." dedi Alparslan boğuk bir sesle. "Sen yanımda olduğun sürece iyiyim."

"Bu süreçte sen benden daha da çok yoruldun yıprandın. Ona rağmen sevginden şevkatinden hiç eksik etmedin hatta daha fazlasını sundun bana. Sen hep diyorsun ya sana sahip olduğum için çok şanslıyım diye ? Asıl şanslı olan benim. Çocuklarım senin gibi bir babaya ben de senin gibi bir eşe sahip olduğum için çok şanslıyım."

Alparslan Ardıç'ın dudaklarına uzun bir öpücük kondururken yanağından tek bir gözyaşı süzüldü.
Ardıç Alparslan'ı daha önce üzgün ve sinirli görmüştü. Ama şu anda gördüğü Alparslan daha önce gördüğü hiçbir Alparslan'a benzemiyordu. Resmen yıkılmış enkaz haline gelmiş bir Alparslan vardı karşısında.

"Beni bırakma hiç Ardıç nolur." dedi Alparslan ağzından büyük bir hıçkırık koparken.

Ardıç endişeli bir şekilde sevgilisinin göz yaşlarını silerken "Şşt Şşt Alparslan." dedi sakinleştirici bir ses tonuyla.

"Nerden çıkardın bunu ben seni bırakır mıyım hiç. Bak ben sağlıklıyım bebeklerimiz sağlıklı. Hem bir değil üç Ardıç olacağız ilerde aramıza iki minik Alparslan ve Ardıç katılacak." dedi elleriyle karnını okşarken.

"Mahallede çok sevdiğim bir abi vardı karısını çok severdi. Çocuğu olacağını duyduğunda kahvehanedeki abiler artık çocuğuna düşersin karını ihmal edersin diye dalga geçmişlerdi. 'Çocuğumu çok seveceğim çünkü o eşimden bir parça taşıyor' demişti. Öyle de oldu. Çocuklarını çok sevdi ama eşini hep bir adım önde tuttu. Çünkü mutlu bir anne mutlu bir aile mutlu çocuklar demekti. Onların bu hallerine hep özenirdim. Şimdi biz de aile olacağız hayat ne getirir bilinmez ama ben olamasam bile benden bizden bir parça taşıyan çocuklarımız hep yanında olacak. Ve onları çok seveceğiz."

"Çocuklarımı çok seveceğim çünkü onlar Ardıç'ımdan bir parça taşıyor."

Ardıç Alparslan'ın söyledikleri üzerine başını sallarken "Ama ben yine de sensiz yapamam Ardıç." diye fısıldadı.

ARDIÇ (BxB)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin