Hiçbir şey Alaz'ın düşündüğü gibi olmamıştı.
Abisi, Asi'nin kendisine böyle bir şeyi haber vermeden arkadan iş çevirmesine çok sinirlenmiş ve basıp gitmişti. Asi de arkasından Alaz'ın adının Cesur olduğunu öğrendiği muhtemelen kendisiyle yaşıt olan ufak tefek sarışın çocuğu göndermişti.
Alaz abisinin, yeni adıyla Yaman'ın her şeyden haberi olduğunu, hatta kendisini beklediğini düşünüyordu. Kızın hiçbir şeyi abisine anlatmaması hayalini kurduğu büyük kavuşmayı da baltalamıştı açıkçası.
Her şey yeterince kötü değilmiş gibi 1 haftadır aklından çıkmayan ve sonuç ne olursa olsun onu bulur ve tekrar görüşmeyi denerim diye düşündüğü Asi'nin abisinin sevgilisi olduğunu öğrenmişti.
"Dikilme öyle ayakta geç otur." dedi Asi hala olduğu yerde duran Alaz'a. Alaz kafasını sallayıp sessizce sobanın yanındaki tekli koltuğa oturdu. Evde sadece Asi, Alaz ve tekerlekli sandalyedeki çocuk kalmıştı. Asi muhtemelen hiç tanımadığı bir adamla çocuğu evde tek bırakmak istememişti.
"Doğuştan gelen bir şey mi kaza mı geçirdin?" dedi Alaz çocuğa. Soruyu sorduktan sonra önce bi adını sorsaydım keşke kabalık ettim diye pişman oldu. Sonuçta bu insanlarla hep görüşecekti artık.
"Doğuştan gelen bir şey değil." dedi çocuk sadece. Tam detay vermedi ve soğuk bir cevap da vermedi ve Alaz'a içtenlikle gülümsedi. Dizlerine örttüğü battaniyeyi iyice üzerine çekti.
"Umut ablacım üşüdün mü?" dedi Asi telaşla. Çocuğun battaniyesini dizlerine daha çok sardı ve uzanıp saçlarına bir öpücük kondurdu. Alaz Asi'nin ilk defa bu kadar yumuşak bir sesle konuştuğunu fark etti.
Adının Umut olduğunu öğrendiği çocuk üşümediğini ve iyi olduğunu söyleyince Alaz da rahatladı.
Umut Alaz'a döndü. "Sen Yaman abimin kardeşisin demek. Gerçek kardeşi tabi..." Alaz sadece kafasını sallamakla yetindi.
"Siz de gerçek kardeşisiniz canım. Cesur ve sen yani."
Umut biraz üzülse de belli etmemeye çalışarak ablasını onayladı.
"Neden ona önceden haber vermedin, Asi?" Alaz kıza ters çıkışmak istemiyordu ama bütün bir hafta boyunca bunu abisine anlatmamasına sinir olmuştu. Eve girer girmez kendisini beklediğini düşündüğü abisine sarılırken de tam bir aptal gibi görünmüştü muhtemelen.
"Belki sonuç olumsuz olur diye korktum." Alaz kıza kızgındı ama böyle söyleyince onu da anladığını fark etti.
"Bizi istemeyecek mi sence?" Asi hiçbir cevap vermedi ve Alaz bunu neye yoracağını bilemedi.
Üçü bir süre sessizce oturdular. Asi ve Umut kahvaltısına devam etmedi. Asi Alaz'a aç olup olmadığını sorma kibarlığı gösterdi ama Alaz da hiçbir şey yemedi.
"Telefonla mı arasan, Asi? Gelmeyecek sanırım."
"Sıkıştırmak istemiyorum. Beklemek istemiyorsan gidebilirsin."
"Hayır." dedi Alaz net bir sesle. "Evinizde oturmamı istemiyorsan dışarda da bekleyebilirim ama abim gelmeden gitmeyeceğim."
"O yüzden söylememiştim... Neyse bekle madem."
Ölüm sessizliğinden sonra kapının açılma sesini duydular ve Asi hemen ayaklandı. Önce Cesur içeri girdi ve Asi'ye göz kırptı. Asi biraz da olsa rahatlayarak Yaman'ı beklemeye başladı.
Yaman içeri girer girmez gözleri sevgilisini buldu. Asi hızla yanına gidip ellerini birleştirdi.
"Yaman ben çok özür dilerim. Niyetim arkandan iş çevirmek değildi yemin ederim ki. Ben eğer sonuç olumlu olmazsa boşuna umutlanmış olursun, üzülürsün diye çok korktum. Çok özür dilerim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
the great war | aslaz
Teen FictionKurtarıcısına aşık olan Asi, aşkına karşılık bulduğu bir evrende yine de Alaz'a aşık olur muydu?