Canlarım bu bölümde bazı hukuki konuşmalar var internetten baktım öyle yazdım, eğer mantıksızlık vs olduysa kusura bakmayın şimdiden.
------------------------------------------------------
"Asi abla! Saçların ne kadar güzel olmuş... Tanıyamadım bir anda."
"Çok yakışmış Asi, yüzün ortaya çıkmış resmen. Çok güzel olmuşsun." Asi tebessüm ederek iki kıza da teşekkür etti. Salonda dört kardeş oturmuşlar UNO oynuyorlardı.
"Neredeydin bütün gün? Mesaj attım işim var dedin sadece." Yaman'ın sesindeki soğukluğu odadaki herkes hissetmişti.
"Evimize gittim. Cesur'a yemek yaptım, cehennemin dibine uğradım çocuklara kurabiye sözüm vardı bugün yapamayacağımı söyledim. Sonra da kuaföre gittim işte." Asi de aynı soğuklukla karşılık verince kızlar birbirlerine baktılar.
"Çok güzel olmuş Asi... Yani çok yakışmış." Alaz ortamdaki soğukluk geçsin diye aklındakileri dank diye söyleyince kendine bir tur küfretti. Tam nasıl toparlayacağını düşünürken Çağla imdadına yetişti. "Bahsettiğin kurabiye işini burada birlikte yapabiliriz Asi, Ece ve ben de yardım etmek isteriz sana."
"Aa evet! Yani ablam ve ben mutfak konusunda çok beceriksiziz ama-" Çağla kardeşini dürtükleyince diğerleri kıkırdadı.
"Olabilir çok sevinirim aslında... Yarın yapabiliriz isterseniz." Kızlar Asi'yi onaylayıp öğleden sonra ikisi de okuldan döndüklerinde yapabileceklerini söylediler.
"Ben odama çıkıyorum iyi geceler." Asi son cümlesini Yaman'a bakarak söylemişti ama beklediği tepkiyi yine bulamadı. Arkasını dönüp gitmeye hazırlanırken Alaz'ın sesiyle durdu. "Oyun oynuyorduk sen de katılsana Asi."
Sevgilisinden beklediği daveti Alaz'dan alınca daha da sinirleri zıplamıştı kızın. Derin bir nefes alıp yorgun olduğunu söyleyip odasına doğru yola koyuldu.
*
Abisi ve kız kardeşleriyle çok güzel bir gün geçiren Alaz saat çok geç olmadan önce kardeşlerini odasına gönderdi. Sonra da dedesiyle aklındaki meseleyi konuşmak için dedesinin çalışma odasına gitti. Kapıyı çaldı ve içerden girmesine dair bir ses duyana kadar kapıda bekledi. O sesi duyduğu anda da içeri girdi.
Dedesi mutlu görünüyordu ama Alaz'ın birazdan söyleyecekleri yüzünden keyfinin kaçacağını biliyordu Alaz.
"Abimi buldum." diye başladı lafa.
"Farkındayım."
"Sen de annemi çıkaracaksın artık." Kendisine emir verilmesinden hiç hoşlanmayan Eşref Bey'in suratı asıldı.
"Bana emir-"
"Yeterince ceza çekti kadın. Oğlunu görmeye hakkı var. Aynı şekilde abimin de annesine kavuşmaya hakkı var... Tabi bizim de."
Eşref Bey derin bir nefes alıp ayağa kalktı. "Alaz, annen birini öldürdü. Ben güçlü bir adam olabilirim ama bu kadarını yapamam."
"Araştırdım ben, ev hapsine çevrilebilirmiş cezası. Hasta olması gerekiyormuş bunun için... Bu kadarını yapabilirsin sen. Evet annem senin onaylamadığın iki adamla birlikte oldu, bir de üstüne dört çocuk yaptı sen söylemiştin ve senin sözünü dinlemedi falan filan..." Alaz'ın alay eden tavrı dedesini daha çok sinirlendirmişti. "Ama dediğim gibi yeterince ceza çekti. Kızın için bu kadarını da yapabilirsin bence. Annem oradan çıksın eve geldiğinde küsmeye devam edersin."
"Alaz-"
"Ben sana torununu getirdim, dedecim. Sen de bana annemi geri getireceksin." Alaz hiçbir cevap beklemeden arkasını dönüp odadan çıktı. Odadan çıktığı an kendisini kaşlarını çatmış bir şekilde Asi karşıladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
the great war | aslaz
Ficção AdolescenteKurtarıcısına aşık olan Asi, aşkına karşılık bulduğu bir evrende yine de Alaz'a aşık olur muydu?