Canlar bu bölümde aslaz sahnesi neredeyse yok - evet biliyorum garip ve saçma gelecek ama birtakım yüzleşmeler yaşanmalıydı. O yüzden bölümün yarısını Asi-Yaman ikilisi oluşturuyor çünkü böyle olması gerekiyordu. Yine de benim çok sevdiğim bir bölüm oldu umarım siz de severek okursunuz. 🩶
----------------------------------------------------------------------
''Sürgün ediliyorum yani...''
Neslihan yerinden kalkıp Alaz'ın yanına oturdu ve elini omzuna koydu. ''Annecim öyle düşünme... Bu şekilde yaşamaktan memnun musun? Odandan çıkmıyorsun ve dedenle kardeşlerin de sana hala çok kızgın ve kırgın. Bir süre git en azından hem önceden bu konu açıldığında çok istekliydin gitmek istiyordun-''
''Asi ne olacak peki?'' Alaz cümlesi ağzından çıkar çıkmaz pişman olup gülmeye başladı. ''Gerçi neden merak ediyorsam... Asi'nin çok da umurundayım ya sanki.''
''Bak işte... Böylesi herkes için daha iyi olacak.''
Alaz annesinden biraz uzaklaşıp gözlerine bakarken gözleri doldu. ''Yaman da eve geri döner o zaman... Probleminiz ortadan kalktığı için mutlu mesut yaşar gidersiniz artık.''
''Annecim deme öyle.'' Neslihan tekrar Alaz'ın dibine geldi ve elini omzuna koydu. ''Sanki ikiniz bir kabahat işlemişsiniz de herkes abinin tarafını tutuyormuşuz gibi davranma... Abinin tüm bu olanlarda hiçbir suçu yok ki.''
''Anne ben hastane idare etmekten ne anlarım ya? Beceremem bile-''
''Zamanla öğreneceksin işte bunlar sana hep tecrübe olacak... Etrafındaki herkes annesinin karnından bu işlere hakim olarak çıkmıyor değil mi?''
Alaz sıkkınlıkla oflayıp annesine döndü. ''Hayır deme şansım yok değil mi?''
''Elbette var.'' dedi Neslihan. ''Seni zorla yaka paça gönderecek halimiz yok. Ama biraz düşünürsen böylesinin herkes için en hayırlısı olduğunu anlarsın... En azından kardeşlerin ve deden seni özler ve sana karşı yumuşarlar.''
''Dedem de bana özleminden yataklara falan düşer eminim.''
''Annecim öyle düşünme.'' dedi Neslihan ama Alaz'ın dediğini reddedecek bir cümle de kuramadı. ''Her şey yolunda gitseydi senin için planımız zaten buydu – şimdi de dedene en azından biraz yumuşaması için bu teklifi sundum o da kabul etti... Bunu bir ceza gibi düşünmene gerek yok çünkü zaten çok önceden planladığımız bir şeydi.''
Alaz bu teklifi el mahkum kabul etmesi gerektiğinin farkındaydı. Evdekilerle arası bozuktu ve sonsuza kadar odasına kapanarak yaşayamazdı. Abisi de kendisi yüzünden eve gelmiyordu ve annesi belli etmemeye çalışsa da bu duruma çok üzüldüğünü biliyordu Alaz çünkü kadın kendisi de evden çıkamadığı için oğlunu görebilme şansı kalmamıştı. Eğer Asi ile araları iyi olsaydı onu bırakıp gidemeyeceğini söylerdi ama belki de Asi cephesi için bile gitmesi daha iyi olurdu çünkü kızın kendisine bir adım atmaya niyeti yok gibiydi. Özellikle bu geceki konuşmalarından sonra Alaz aralarının düzelmeyeceğine daha da ikna olmuştu artık.
''Burası ne olacak belki?'' Alaz aklına gelen diğer konuyu öğrenmeye karar verdi. ''Ölmeden önce hastanenin başında o adam vardı, o öldükten sonra dedem idare edemediğini yetişemediğini söylemişti bana hatta hastanenin idaresini bana verecekti... Sen de evden çıkamıyorsun ben gidersem ne olacak?''
Neslihan rahatsızlıkla yerinde kıpırdandı. ''Orayı da abine devretmeyi düşündük-''
''İstanbul'daki esas hastane Yaman'a, İzmir'deki yedek hastane Alaz'a geçsin diye düşündünüz yani...''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
the great war | aslaz
Teen FictionKurtarıcısına aşık olan Asi, aşkına karşılık bulduğu bir evrende yine de Alaz'a aşık olur muydu?